Gençler için YKS, bir “üç harfli”

Yaprak ÖZER HAYATIN İÇERİĞİ

“Tak emrediyor şak yapıyoruz” yakın geçmişe damgasını vuran bu sözler Türkiye’nin de hızını temsil eder. Amaçla aracı karıştıran Türkiye’de, bir şahika bir şahikayı TAK ŞAK takip eder, sarhoş olursunuz. Örneğin; YKS tercihlerinde baraj puanlarının düşürülmesi gündeme düştü, puanlar jet gibi düştü.

Baraj puanları düşünce eğitim sistemi düzelmiş mi oldu? Öğrenciler iyi eğitim mi alacak? Gençlerimiz yükseköğrenimden mağdur olmayınca, ihtiyaç fazlası hukukçu, iletişimci etc. iş bulacak mı?

Yükseköğrenim sınavlarının bir işe yaramadığını bilmiyor muyuz? Yıllardır gençlerimizi öğüttüklerini görmüyor muyuz? Eğitim kurumlarına girmeye hak kazananlar dertli, kazanamayanlar ayrı dertli, fark etmiyor muyuz? Mezunlarımız mesleksiz diplomalarını ellerine alıp iş aradıklarında kapıların yüzlerine kapandıklarında bedbaht olmuyorlar mı? Otuzunda hala baba evinde ebeveyn olanaklarıyla hayata tutunmaya çalışanları sistemden mi sileceğiz?

Hep söylüyoruz ya… matematik, fen sorularını yanıtlayamayan çocuklar… okuduğu paragrafla ilgili gelen sorulara anlayamadığı için yanıt veremeyen çocuklar… yaptığı ezberi bir iki ayda unuttuğu için her an sıfır kilometreye dönüşen çocuklar… baraj puanı düşünce birden başarılı olabilir mi?

Sisteme ayar vereceğimize rakamlara ayar veriyoruz. Siliyoruz, bitiyor!

Biz bunu hep yaşıyoruz: Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), hesaplamalarının incelenmesi istendi. Sebep, 3.7 milyon işsiz istatistiklerden kaybolmuş! Nasıl buharlaşır bu kadar Türk vatandaşı…

TÜİK Haziran ayında bir mucizeye imza attı. 602 bin kişiye birden iş buldu. İstatistikleri sakladığımızda ve veya duruma göre değiştirdiğimizde her şey güllük gülistanlık oluyor herhalde ki, bir zamanlar okuma seferberliği yapılmıştı AB’de rakamlar parlasın diye “Ali topu tut, Ayşe topu at” atağına kalktık, maalesef otobüs levhalarını bile okuyamadan halkı mezun ettik. Ama istatistiklerimizdeki rakamları değiştirme hakkını elde etmiş olduk.

Genci gençten dinlemek

Gencin halini genç anlar, sorununu en iyi genç ifade eder, çözümleri de genç ortaya koyar. Doğa Can Coşar, İstanbul Gençlik Platformu kurucularından. Platform, 18 yaş altı gençleri temsil ediyor. Tam da YKS barajından yararlanacak kitle. Adındaki İstanbul’a aldanmayın Anadolu’da her yerdeler.

Coşar, Birleşmiş Milletler tarafından en başarılı 500 genç liderinden biri seçilmiş. Hukuk ve işletme tahsili almış, avukatlık yapıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nda sosyal topluluk ve girişimlerde aktif. Coşar’dan Türk gencinin sorunlarını ve yorumlarını dinledim.

Sosyal Demokrasi Vakfı araştırmasına atıf yaparak,  “…gençlerin yüzde 62’si yurt dışına gitmek için bir yol arıyor, bunların yüzde 40’ı da üniversite eğitiminin yeterli donanım sağlamadığını düşünüyormuş!” dedim… “Sizin rakamlar pek iyimser” diye karşılık verdi.

Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık’ın yaptığı araştırmayan işaret etti;  18-29 yaş gençlerin yüzde 76’sı yurt dışına giderim, ancak yüzde 14 aynı şartlar ülkemde sağlanırsa kalırım diyor. Bir başka ifadeyle yüzde 86 ülkedeki şartlar yurt dışındaki ekonomik şartlarla eşit olsa da kalmak istemiyor.

İyi okul mezunu durmuyor

Coşar, Türkiye’nin en iyi orta ve lise eğitimi veren kurumlarından mezunların tercihlerine bakmayı önerdi. Veriler 2019’a ait. İstanbul Erkek Lisesi’nden yurt dışına giden öğrenci sayısı Türkiye’de kalan öğrenci sayısını ilk kez geçmiş; yüzde 52,6. Galatasaray Lisesi’nden yüzde 32.6, Alman Lisesi mezunlarından yüzde 94.6 gitmiş…

Ağaç da yanıyor genç de

TÜİK ülkemizdeki gençlerin yüzde 55’nin mutlu olduğunu dile getiriyor. Tersinden okuduğumuz zaman yüzde 45’i ruh hallerini tanımlarken “mutsuz” olduğunu dile getiriyor. Bu mutluluk dilemmasını Coşar’a da sordum anlattı:

Farklıyız ama aynıyız

“İstanbul Erkek Lisesi takiben Koç Üniversitesi’nde okudum. Türkiye’de temsil edebileceğim oranın yüzde 1 olduğunu düşünebilirsiniz, böyle görmeyin. 26 yaşındayım Türkiye’de 40’tan fazla şehirde toplumsal sorunlara vakit ayırma şansım oldu. Sivil toplumdan ve ülke insanından öğrendiklerim, eğitim kurumlarından öğrendiğimden çok daha fazla.

Z kuşağı muhabbeti ötekileştirme

Genç dediğinizde tek vücut bir yapı bulmanız zor. Beklentiler ve ihtiyaçlar farklı. Bununla birlikte ister Anadolu’da ister İstanbul’da yaşayın, birbirinizle kenetlenmiş bir dünyada entegresiniz. Askerliğimi yeni tamamladım. “Türkiye’nin her halini orada göreceksin” dediler, gördüm şaşırmadım. Türkiye’nin her haliyle Twitter’da, Instagram’da, Facebook’ta veya çeşitli forumlarda her an birlikteyiz. Gençler iklim, kadın, hayvan hakları konusunda tepki vermenin, günümüz politikasından kaçarak sesini duyurma fırsatı olduğuna inanıyor. Siyasi partilere gençlerin katılım oranı yüzde 3’ü 5’i niye aşmıyor? Z kuşağı muhabbetleri “ötekileştirilmiş” bir söylem; X, Y, Z zaten sistemin parçası, uzaydan gelmediler. Oyunu bozdukları için ihtiyaçları yeni anlaşılır oldu.

Üç harfli permütasyonlar

Birçok parti programında YÖK’ü kaldırmak var, bundan da çok heyecan duyuyorlar. Oysa YÖK, gençler için herhangi bir üç harfli kurum. Size daha beter üç harfliler sayayım, LGS, OKS, SBS, YGS, LYT, AYT… 29 harfle bütün permütasyon tüketeceğiz bu gidişle.

Liyakat ve adalet

Sizin baktığınız noktayla gencin baktığı nokta ile ihtiyaçları arasında farklılık var. Gencin en temel derdi ulaşım, çalışma… Yurt dışına gidenler de sanmayın ki, dış mihrakların destekleriyle hayat sürüyorlar… Garsonluk yapıyor çocuk. Burada bu genci ne rahatsız ediyor peki; bir liyakat iki adalet.

Belediye ihalelerini kaçırmıyoruz

Haksızlıklara o kadar çok maruz kalıyoruz ki, ümidimiz kesiliyor. Öyle enteresan bir noktadayız ki, mesela evde boru ihalesini heyecanla izleyeceğinizi düşünür müydünüz? Artık bunları izliyoruz. Bir belediye başkanı çıkıp; şeffaflaşmayı dile getirdikten sonra diğerinin yapmamasını yadırgıyoruz. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Kurala herkes riayet etmediği sürece, o kuralın orada olmasının anlamı olmuyor.

Gençleri anlamaktan mı söz ediyorsunuz?

Bugün üniversite sınavına girmek isteyen gencin 180 lira ücret vermesi gerekiyor. TUS sınavına girebilmek için cebinden 500 lira çıkarmasını bekliyorsunuz veya avukatlık yapacak gencin, ruhsat almak - baroya evrak vermek için 3 bin lira ödemesi gerekiyor. Ülkede asgari ücret 2300 lira. Bir yanda bunlar olurken öte yandan arabada pudra şekeri yiyenleri, bir anda zenginleşenleri görüyorsunuz. Gündelik hayatta değiştirmeye gücünüzün yeteceğinden çok daha ötesini görmek insanı yaralıyor. Gençleri kapatan nokta o.

Borsa oynayan gençte artış %340

2010’da Türkiye’de avukat sayısı 70 bin, 2020’de Türkiye’de avukat sayısı 147 bin. Böyle giderse, 2024’te 234 bin olacak. Bu insan, avukat olacağım, avukat gibi yaşayacağım derken olmadığını anlamaya başladıkça umutsuzluğa kapılıyor. Adaletin olmadığı yerde bakıyorsunuz ki, farklı arayışlara giriyor. Gençlerde borsa oynama oranı 3 yıllık sürede yüzde 340 artmış. Gencin kısa zamanda bir kazanım elde etmesi lazım ki, kendini güvende hissetsin. Olmadığında, yurt dışına gitmeyi, borsa oynamayı, bitcoin’e para yatırmayı kendisine bir kaçış yolu olarak görüyor.

Onurlu yaşam zor

24 yaşıma kadar deli gibi okudum. Türkiye birincisi olarak İstanbul Erkek Lisesi’ne girdim, burslu olarak Koç Üniversitesi’ni kazandım, sivil toplumda okudum ve çok şanslı bir kesimdeyim. Size şunu söyleyeyim, benimle benzer eğitimlerden geçip aldığı maaşla onurlu bir şekilde yaşayamayacak çok arkadaşım olduğunu görüyorum…

Üniversite mezunu sudan çıkmış balık

Bir sürü hukuk fakülteli ya da işletme, ekonomiden mezun adına söyleyeyim, sudan çıkmış balığa dönüyor iş hayatına girince. Eğitim sistemimiz gerekli enstrümanları sunmuyor. Siz, kriz yönetmeyi, acil durum çözmeyi, kaynak yaratmayı bilmiyorsunuz… Siz, yabancı dili bile bilmiyorsunuz. Düşünsenize kopya çekmenin teşvik edildiği bir memlekette yaşıyoruz.

Ve şimdi sorarım size

YKS baraj puanlarını indirmek gençlere iyi eğitim ve sonucunda evrensel geçerliliği olan meslek sağlayabilecek mi?

Rakamları rahat mı bıraksak, gerçeklerden nereye kadar kaçabiliriz?

Coşar’la söyleşinin tam metnine ya da videoya ulaşmak isteyenlere Yaprak Özer Blog ve Yaprak Özer Youtube opsiyonlarını sunmaktan mutluluk duyarım.

Tüm yazılarını göster