Yapılan anketlere göre Türkiye’de insanların yüzde 83’ü iklim değişikliği konusunda büyük bir endişe duyuyor ve bir an önce harekete geçilmesini istiyor. Diğer yandan, 18-32 yaş arasındaki gençlerin sadece yüzde 16’sı yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadele için yeterli çaba sarf ettiğini düşünüyor. Bu sebeple bir araya gelen gençler, Türkiye’nin farklı kentlerinden büyükşehir ve ilçe belediyesi başkan adaylarından iklim için eyleme geçmelerini talep ediyor.
Bugüne kadar İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir, Çanakkale ve Edirne’de adaylarla bizzat görüşen gençler, altı farklı siyasi partinin adaylarına iklim taahhütlerini sordular ve seçilmeleri halinde iklim dostu bir kent olacaklarına dair söz aldılar.
Bugüne kadar 6 farklı siyasi partiden 35 adayla görüşerek iklim eylemi sözü alan gençler, iklim etkilerine karşı dirençli kentler ve altyapılar oluşturulmasını, yenilenebilir enerji dönüşümünü destekleyen politikaların geliştirilmesini ve gençlerin yerel karar alma süreçlerine katılımlarının desteklenmesini talep ediyor.
Gençlerin taleplerinin yer aldığı imza kampanyasına bugüne kadar 8 binden fazla kişi destek verdi. İmza kampanyası Türkiye Genç İklim Hareketi çatısı altında bulunan 4 ekip (İklim İçin Türkiye, Türkiye İnsan Hakları Platformu, İklim Değişmeden Değiş ve İklim Öncüleri) ve Geleceğe Dönüş ekibi tarafından yürütülüyor.
Sizin yaşınıza geldiğimizde yaşanabilir bir gelecek kalacak mı?
Kentler, iklim değişikliğinden hem etkileniyor hem de iklim değişikliğine sebep olan sera gazı salımlarının yüzde 70’inden fazlasına neden oluyor. İmza kampanyasında gençler bu konudaki endişelerini net bir şekilde dile getiriyor: “Şiddetli yağışlar, kuraklık, sıcak hava dalgaları, sel felaketleri ve orman yangınları dünyanın dört bir köşesinde etkisini gösterirken, her yaştan kentlerde yaşayan insanlar olarak geleceğimiz adına endişeleniyoruz: yaşlı insanlar, engelliler, gençler, çocuklar… Önümüzdeki yıl nasıl olacak, sizin yaşınıza geldiğimizde yaşanabilir bir gelecek kalacak mı?”
İklim dostu kentler için adaylara bir çağrı da WWF-Türkiye’den
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), 31 Mart yerel seçimleri öncesi doğayla uyumlu bir yaşama kavuşmak için tüm belediye başkan adaylarına yönelik taleplerini açıkladı. İklim krizi ve doğal afetlere dirençli, sürdürülebilir kentler oluşturmada belediyelerin önemli rol oynadığını belirten WWF-Türkiye, seçimi kazanacak adayları “iklim dostu kent” kavramını tam anlamıyla hayata geçirmeye davet ediyor.
Yerel yönetimlerin iklim dostu kentler oluşturmada önemli bir role sahip olduğunun altını çizen WWF-Türkiye, doğayla uyumlu, sürdürülebilir ve dayanıklı kentler için yerel seçimlerin ardından yönetime gelecek karar alıcılara yönelik, iklim kriziyle mücadele alanında hayata geçirilmesi gereken talepleri şu şekilde sıraladı:
* İklim kriziyle mücadele ulaştırmadan altyapıya, kent planlamasından sosyal desteklere bütün çalışma alanlarının merkezine oturtulmalı: İklim krizine neden olan emisyonların azaltılması ve bunun için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasından enerjiyi verimli kullanan binalara, raylı sistemlerden kent planlamasına bir dizi alanda dönüşümü gerektiriyor. Bununla birlikte, iklim krizinin etkilerine karşı hassas konumda olan kişilerin sağlık, enerji, su vb. ihtiyaçları gözetilmeli.
* İklim riskleri haritalandırılarak kırılgan gruplar belirlenmeli: Türkiye’de iklim krizinin etkilerinin şiddeti ve sıklığı her geçen yıl daha da artıyor. Sıcaklık rekorları kıran yaz ayları ileri yaştaki bireyler ve çocuklar için giderek artan sağlık riskleri oluşturuyor. Azalan yağışlarla birlikte suya erişim güçleşiyor. Ani ve aşırı yağışlar sel ve taşkınlara yol açıyor. Kentin bu gibi risklere hangi bölgelerde ne ölçüde maruz kalabileceğine ve bu risklerin en fazla kimleri etkileyebileceğine yönelik bilimsel verilerle desteklenmiş öngörü çalışmaları yapılmalı.
* Doğa temelli çözümler önceliklendirilmeli: Yeşil çatılar, kent çevresindeki doğal alanları birbirine bağlayan yeşil koridorlar, kent ormanları, yağmur bahçeleri, kent içindeki akarsuların beton kanallardan kurtarılıp doğal dokusuna kavuşturulması gibi çözümler kentin serinletilmesi, suyun depolanması, taşkın riskinin azaltılması gibi bir dizi fayda sayesinde iklim krizine uyumu kolaylaştırır; direnci artırır. Bunların yanında hava kalitesinin artması, kent sakinleri için çekim alanları oluşturulması gibi sosyal kazanımlar sağlar. Son olarak, doğal alanlar yutak işlevleriyle karbondioksit emisyonlarını da engeller.
* Kentin karbon ayak izi hesaplanmalı ve azaltmaya yönelik bilim temelli hedefler belirlenmeli: Hedefler somut ve sayısallaştırılmış eylemlerle desteklenmeli: Başta kamu binalarının çatılarına yapılacak güneş paneli uygulamaları olmak üzere ekolojik denge ve yerel halkın ihtiyaçları açısından çatışma yaratmayacak alanlarda yenilenebilir enerji üretim kapasitesi güçlendirilmeli. Enerji çözüm masaları kurularak, vatandaşlara ve yerel işletmelere enerji tasarrufu konusunda rehberlik sağlanmalı. Enerji yoksulluğuyla mücadele edilmeli: Düşük gelirli grupların enerjiye erişimini güvence altına alacak destekler geliştirilmeli. Yenilenebilir enerji projelerine yönelik izin süreçleri kolaylaştırılmalı. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamalarına yönelik eğitim programları geliştirilerek istihdama ve teknik kapasite gelişimine katkı sağlanmalı.
* İklim eylem planları plan olarak kalmamalı: Somut eylemler içeren planlar takip edilmeli, hedefler gözden geçirilmeli ve uygulama durumu halka açık şekilde raporlanmalı.
Gençlerin belediye başkan adaylarından talepleri
* Aşırı hava olaylarına bağlı afetler, şiddetli yağışlar, kuraklık ve sıcak hava dalgaları gibi iklim etkilerine karşı dirençli kentler ve altyapılar oluşturulması,
* Kentlerdeki doğal alanları koruyan, tahrip edilen alanların restorasyonunu sağlayan, israfın ve doğal kaynakların yanlış kullanımının önüne geçen, atıkların azaltılması ve geri dönüşümüne yönelik politikaların uygulanması,
* Fosil yakıtların kullanımınını azaltarak, yenilenebilir enerji dönüşümünü destekleyen politikaların geliştirilmesi,
* Gençlerin kentlerde iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki karar alma süreçlerine katılımlarının desteklenmesi,
* Toplu taşımada elektrifikasyonu sağlayan yatırımları, yürüyüş ve bisiklet kullanımını teşvik edecek projelerin hayata geçirilmesi,
* Kamu binalarından başlayan bir dönüşüm ile enerji verimliliğinin artırılması ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenen altyapılara yatırım yapılması.