“Ög” yerel bilgeliği ve kültürü; “Liv” ise, yemeğe, emeğe yapılan katkıyı, katığı simgeliyor.
Müşterek Varlıklar Üzerinden Mikro Ölçekli Kalkınma Modeli önerisi olan Ogliv, mikro ölçekli bölgelerin beşeri, doğal ve kültürel varlıklarını, sosyal etki üreten varlıklar haline dönüştürerek kalkınmasını amaçlıyor.
Gelişmişliğin ancak mikro kalkınma ile mümkün olduğunu söyleyen Ogliv Vakfı kurucusu Ferhan Geylan, bir süre ABD’de gözlem yaptıktan sonra Türkiye’ye geri dönüp, kendini yerel kalkınmaya ve yerel ürünlere adamış bir isim.
Bilecik Pazaryeri’nde Boncuk fasulyesi yetiştiren çiftçileri örgütleyen Geylan, bu sayede çiftçilerin aracısız olarak ürünlerini pazarlamalarını sağlıyor. Çiftçiler, bu fasulyeyi Ogliv üzerinden satıyorlar. Yakında farklı ürünleri de benzer şekilde satabilecekler.
“Dışlayıcı değil içerici, yıkıcı değil kurucu, eşitlikçi, sürdürülebilir ve adil bir kalkınma modelini hep beraber geliştireceğiz. Yerellerde beraberce, işbirliğiyle ürettiğimiz varlıklar, genç kuşakların varlıklarının da teminatı olacak” diyen Ferhan Geylan’ın kurduğu Ogliv, yerel toplulukların yetenek ve bilgelikleri ile küresel değerler arasında köprü olmayı hedefliyor.
Geylan’ın geçtiğimiz on yıl boyunca üzerinde çalıştığı yeni kalkınma fikri, “eşitlik”, “direnç” ve “işbirliği” üzerinde yükselen “Varlık Temelli Topluluk Kalkınma Modeli” adını taşıyor. Hedef “hep beraber ve herkes için” bir gelecek inşa etmek.
Çevresel sorunların arkasında eşitlikçi ve adil kalkınma anlayışının eksikliği yatıyor
Ferhan Geylan vakfın çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Bütün bu gelişim sürecinin geldiği noktada dünyanın ve insanlığın durumunun çok da iyi bir yerde olduğunu söylemek zor. Her çağda işbirlikleriyle ilerleyen insanlık, özellikle Sanayi Devrimi sonrasında yarattığı sosyal faydayı eşit bir şekilde paylaşamamanın derin sıkıntısı yaşıyor. İnsanoğlu kapsayıcı bir büyüme modeli geliştirememesinin bedelini, doğaya yönelik büyük yıkımlarıyla da ödemeye başlamış durumda. Doğal ve çevresel sorunların arkasında ise, eşitlikçi ve adil bir kalkınma anlayışının eksikliği yatıyor. Bugün tüm eski, dar kapsamlı, dışlayıcı kalkınma politikalarının iflas ettiğini görüyoruz. Artık daha eşitlikçi, sürdürülebilir ve paylaşımcı bir kalkınma modeline ihtiyacımız var. Bu kalkınma modeli de, yukarıdan aşağı değil, ancak aşağıdan yukarı, bireylerin, grupların, bölgelerin kendi ayaklarının üzerinde durmaları, geliştirecekleri işbirlikleriyle mümkün.”
Adil, sürdürülebilir ve paylaşımcı bir model
“Adil, sürdürülebilir ve paylaşımcı bir model geliştiren Ogliv, Çengelköy, Bahçelievler, Altunizade ve Güzeltepe pilot bölgelerinde bu modeli hayata geçiriyor. Genç girişimciler Ogliv’in Çengelköy’deki mekanını kullanıyorlar. Ogliv onlara destek sağlıyor. ITO ortaklığı ile Meslek Lisesi için planlanan proje kapsamında ise öğrenciler eğitmenlerle çalışacaklar, girişimciliğe hazırlanacaklar. Kuleli’de bahçe bostanları hayata geçiren Ogliv, Çengelköy’de 80’in üzerinde kadının girişimci olmasını sağlamış durumda. Ogliv kapsamında çeşitli eğitimler alan kadınlar, gelin damat çiçeği, nikah davetiyesi, düğün süsü, nikah şekeri, oyuncak gibi ürünler yapıyorlar ve Geylan’ın ifade ettiği gibi “ekonomik olarak balık tutmayı öğreniyorlar.”