Gelişme yolunda hız kesmeden ilerlemek isteyen ülkelerin nihai hedef olarak, teknoloji üretebilir birikime ve beşeri insan kaynağına ulaşmak zorunda olduğu bir gerçektir. Türkiye’nin de hızlı bir şekilde gelişmesi, orta gelir tuzağından kurtularak refah seviyesini arttırması, katma değeri yüksek ürünler üretip ihraç etmesine bağlıdır. Bunu sağlayacak en önemli sektörlerden biri de yazılım ve bilişim sektörüdür. Yazılım sektörü, doğrudan üretim ve ihracatı ile ülkemize önemli miktarda döviz kazandırırken, diğer sektörlere katkısı da düşünüldüğünde yarattığı katma değerin çok daha büyük olduğu görülecektir. Otomotiv, makine, elektrik-elektronik, havacılık, savunma sanayi, tekstil, gıda ve tarım başta olmak üzere, yazılım ve bilişim ile bağ kuran bütün sektörler daha hızlı büyümektedir. Dolayısıyla yazılım ve bilişim sektörünü, günümüzde gelişmenin temel dinamosu olarak görerek, daha da hızlanmasına uygun ekosistemi yaratmak zorundayız.
İzmir’de, bu konuda sorumluluk alarak harekete geçen bir ortak girişim grubu, ülkemizin gelişmişlik seviyesine büyük katkı sunacak önemli bir adım atarak, Yazılım ve Bilişim Sanayicileri Kümelenme Derneğini, kısa adıyla YABİSAK’ı kurdu. Fikir babası olduğum ve kuruluş sürecinin yürütücüsü olarak büyük bir heyecanla içinde yer aldığım bu projenin, bir yıl titizlikle sürdürülen çalışmalar sonucunda, İzmir’in yerel yönetimi, meslek odaları, üniversiteleri ve sektördeki firmaların da desteğini alarak kurulmuş olması, projenin henüz doğum sürecinde başarılı olacağının işareti olmuştur. Resmi olarak 4 Ocak 2021 tarihinden itibaren faaliyete başlayan YABİSAK’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, İzmir Yaşar Üniversitesi, Ege İhracatçı Birlikleri, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği, Ege Genç İş İnsanları Derneği, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı ile yazılım ve bilişim sektöründen çok sayıda şirketin yer aldığı 22 kurucu üyesi bulunuyor. Yazılım ve bilişim sektörünün, merkezi İzmir olmak üzere tüm Ege’de kümelenmesi için çalışacak olan YABİSAK’ın, kısa zamanda sektörün tüm bileşenlerinden çok sayıda üye kazanarak büyüyeceğinden eminim.
Yazılım ve bilişim sektöründen firmalar son yıllarda zaten İzmir’in teknoparklarını, serbest bölgelerini ve sanayi bölgelerini yatırımda yeni bir alternatif olarak değerlendirmektedir. Ortaya çıkan bu potansiyel, sektörü derleyip toparlayacak ve gelişmesine ivme kazandıracak bir derneğin kurulması fikrini doğurmuş ve bu fikir kent dinamiklerinin de desteğine mazhar olmuştur. YABİSAK, İzmir’in son yıllarda inovasyon, girişimcilik, Ar-Ge ve endüstri 4.0 alanlarında kaydettiği başarıyı daha da yükseltmek ve kenti yazılım ve bilişim sektöründen yerli ve yabancı firmaların kümelendiği bir cazibe merkez haline getirmek için çalışacaktır.
Temelleri İzmir'in köklü üniversiteleri attı
İzmir, Türkiye’de yazılım ve bilişim sektörünün temellerinin atıldığı bir kent olması açısından da bu alandaki kümelenme merkezi olmayı hak ediyor. 1980 yılında Türkiye’nin ilk bilgisayar mühendisliği bölümü İzmir’de Ege Üniversitesi’nde açılıyor. Kentin diğer büyük üniversitesi olan Dokuz Eylül Üniversitesi ise 1994 yılında Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nün açılışını yaparken, aynı yıl lisansüstü düzeyde eğitime başlayan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 1998 yılında lisans düzeyinde de eğitime başlıyor. Takip eden yıllarda İzmir’de arka arkaya yeni üniversiteler açılırken, bunların bünyesinde de yazılım ve bilişim sektörü için kalifiye insan gücünü yetiştirecek bölümler peş peşe açılıyor ve İzmir günümüzde 9 üniversitesinde toplamda yaklaşık 500 öğrenci kontenjanı olan 8 bilgisayar mühendisliği bölümüne sahip oluyor.
İzmir Kalkınma Ajansı tarafından yayınlanan ‘İzmir Yenilik Ekosistemi İzleme Raporu- 2019’a göre, İzmir’de faaliyet gösteren Ar- Ge merkezleri 2017-2018 döneminde %31 artarak, önceki dönemdeki artış eğilimini devam ettirmiştir. Rapora göre; İzmir’de faaliyet gösteren 4 Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde (TGB) çalışan Ar-Ge personel sayısı 2016 yılında 2 bin 414 kişiden, 2017’de 2 bin 851 kişiye ve 2018’de 3 bin 130 kişiye çıkıyor. TGB’lerdeki firma sayıları ise 2016 yılında 412’den 2017’de 443ve 2018’de 445 firmaya ulaşırken, bu bölgelerden yapılan ihracat miktarı 2016 yılında 20 milyon dolardan, 2017’de 35 ve 2018 yılında 49 milyon dolara ulaşıyor.
İzmir’de bulunan 9 üniversiteden 5’i, TÜBİTAK’ın her yıl Türkiye’deki üniversiteleri yenilikçilik ve girişimcilik açısından sıraladığı endekste yer almaktadır.
İzmir, hem rekabet hem de işbirliği içinde olan firmalar, sofistike tedarikçiler, kaliteli yerli ve yabancı sermaye yatırımları, bilim parkları, geniş akademik topluluk, meslek odaları, kalkınma ajansı gibi kurumların bulunması gibi son derece önemli avantajlara sahip olması sayesinde, özellikle yüksek teknoloji grubunda üretim yapan firmalar için son derece doğru bir yerdir. Kentin sahip olduğu zengin bilgi ve teknoloji birikimi, büyük çapta üretim yapan ve farklı bilgi parçalarını bir araya getirerek, katma değeri yüksek ürünler üreten firmalar açısından bölgeyi cazip kılmaktadır. Kentin sahip olduğu canlı sosyal yaşamı, iklimi, turizm potansiyeli ve rahat ulaşım olanakları da yazılım ve bilişim sektöründeki şirket ve bireylerin İzmir’i tercih etmelerinin diğer önemli nedeni olmuştur. Sektördeki işgücü, yaşamayı sevdiği yerde kümelenmek istediği için, bu sektör dünyada da hep yaşam kalitesi yüksek şehirlerde büyümüştür. İzmir, sahip olduğu rahat ve huzurlu yaşam olanakları ile bu sektördeki işgücünü daha üretken kılacak özelliklere sahip bir kenttir. Buna Ege Bölgesi’nin tüm avantajları da ilave edildiğinde kent yazılım ve bilişim sektörü için tam bir cazibe merkezi haline gelecektir.
Kümelenerek odaklanırsak İzmir’i dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline getirebiliriz. Gelen her yeni firma ile kentin bilgi havuzu daha da genişledikçe, buradaki endüstriyel faaliyet çeşidi daha da çoğalacak, kentimiz ve ülkemiz kazanacak, halkımızın refah seviyesi artacaktır. Büyük bir heyecanla kurduğumuz YABİSAK’ın nihai hedefi ise bu süreci hızlandırmaktır.