Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı son hanehalkı tüketim harcaması istatistikleri, gelir dağılımı ve refah eşitsizliğindeki kötüye gidişin ulaştığı düzeyin yeni bir göstergesi oldu.
En yüksek yüzde 20’lik gelir dilimi ile en düşük yüzde 20’lik gelir diliminin tüketimden aldığı pay arasındaki fark 2023’te 5.53 kata fırladı. Bu TÜİK’in verilerini açıkladığı 2002 yılından bu yana görülen en yüksek düzey. Zengin ile yoksul arasındaki uçurum, 2001 krizinin ardından uygulanan ağır IMF programının etkisi altındaki dönemin bile üzerine çıkmış durumda.
2023 yılında en zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde 20’nin tüketimden aldıkları pay arasındaki fark 5.53 kata çıkarken iki rekor birden kırdı. Birincisi bunun 2002’den bu yana gördüğümüz en yüksek fark olması. Bundan önceki en yüksek düzey 2003 yılındaki, yani 2001 krizi sonrası katı IMF programının sonucu olan 4.5 olmuştu. İkinci rekor ise bir yılda gerçekleşen en hızlı artış olmasında. 2022 yılında bu fark 4.63 idi. Bir yılda aradaki farkın 0.9 artması daha önce görülmüş bir şey değil.
Sadece eşitsizliğin ulaştığı düzey değil artış hızı da bir rekor.
En yoksul yüzde 20’nin tüketimden aldığı pay da yüzde 7.4’e düşerken en zengin yüzde 20’nin payı yüzde 40.06’ya çıktı. Yoksulun payı, TÜİK verilerinin açıklandığı 2002’den bu yana gördüğümüz en düşük düzey, zenginin payı ise 2002’den bu yana gördüğümüz en yüksek düzey.
En yoksul yüzde 20’nin konut harcamaları, mobilya ve ev eşyası, sağlık, ulaşım, lokanta ve konaklama, sigara ve alkollü içkiler ile çeşitli mal ve hizmetler alt kalemlerinde tüketimden aldığı pay da verilere sahip olduğumuz 22 yılın en düşük düzeyine inmiş durumda.
En zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde yirmi arasındaki fark mobilya ve ev eşyalarında 6.98 kata, sağlıkta 6.76 kata, ulaştırmada 17.78 kata, lokanta ve konaklamada 12.56 kata, sigara ve alkollü içkilerde 3.94 kata çıktı. Bu 5 kalemin hepsinde de ortaya çıkan uçurum, yine son 22 yılın en yüksek düzeyi.
Tablomuzda bilgi ve iletişim kalemi ile kültür eğlence ve spor kalemini tek bir toplam olarak yer alıyor. Bunun nedeni 2023 verilerinde TÜİK’in yeni bir sınıflandırmaya geçmiş olması. Bu durum bu iki kalem arasında ağırlıkları etkileyen geçişlere neden olmuş durumda. Bu ortak kalemde de yoksulun payı yüzde 4.55’e düşerken zenginin payı yüzde 46.50’ye çıktı. Aradaki fark da 6.08 kattan 10.2 kata fırladı.
Ana kalemler itibarıyla en büyük uçurum 42.67 kat ile eğitim harcamalarında. Eğitimin alt kalemlerindeki uçurum çok daha korkunç düzeyde… Okul öncesi ve ilkokul eğitimindeki uçurum 237 kat, ortaokul ve lise eğitiminde 379 kat. Eğitimdeki uçurum, gelir dağılımındaki bozulmayı, ileriki yıllara daha da derinleştirerek taşıyabilecek bir faktör olduğu için diğerlerinden çok daha önemli.
Bu veriler, Erdoğan iktidarının izlediği ekonomi politikalarının yol açtığı vahim sonuçlardan birisini daha rakamlarla ortaya koyuyor. Yeni IMF’siz IMF programı başlamadan durum böyle ve yeni programla durumun daha da vahim hale gelme tehdidi ile karşı karşıyayız.