Küresel girişim sermayesi yatırımları, yenilikçi teknolojilere duyulan ilginin etkisiyle, Marketwatch Ocak 2022 verilerine göre, 2021 yılında ikiye katlanarak 621 milyar doları aşmış durumda.
COVID-19’un yanı sıra iklim değişikliğine karşı acil harekete geçme zorunluluğunun şirketler üzerinde yarattığı baskı da, yeni teknolojilere yönelimi hızlandırdı.
Tekfen, değişen dünyada daha hızlı adımlar atmak adına, 6 yıl önce kurumsal girişim sermayesi dünyasına giriş yaptı ve global ölçekte girişim dünyasındaki fırsatları değerlendirerek ana faaliyet alanlarına rekabet avantajı kazandırmak amacıyla, merkezi ABD, New York’ta bulunan Tekfen Ventures’ı hayata geçirdi.
Tekfen Yatırım Grubu’nun ana şirketi olan Tekfen Ventures, erken aşama teknoloji şirketlerine yatırım yapan bir kurumsal girişim sermayesi şirketi.
Ağırlıklı olarak Tekfen Grubu’nun faaliyet gösterdiği ana sektörlerdeki inovatif girişimlere odaklanan Tekfen Ventures’ın öncelikli yatırım alanlarını; tarım, imalat, inşaat, gayrimenkul ve kentsel teknolojiler oluşturuyor.
Grubun odaklandığı sektörleri mercek altına alan Tekfen Ventures, Tekfen’in ilgili iş birimlerinden aldığı geri bildirimlerle, söz konusu sektörlerdeki gelişime açık noktaları ve darboğazları analiz ediyor, bu sorunlara çözüm olabilecek teknolojileri ve bu alanlarda çalışan lider teknoloji şirketlerini araştırarak, uygun şartlara sahip olanlara yatırım gerçekleştiriyor.
Kuluçka devresini tamamlamış, erken aşama olarak tanımlanan Seri A ve Seri B turundaki girişimleri radarına alan Tekfen Ventures’ın hedefinde vizyon sahibi ve yüksek teknoloji kullanan şirketler var. Fark yaratacak iş modelleri ve iş birlikleri oluşturmaya odaklanan Tekfen Ventures’ın Başkanı Sinan Uzan’la dijitalleşmenin geleneksel endüstrileri nasıl dönüştürdüğünü konuştuk:
“Taşere edilmiş Ar-Ge”
“Son yıllarda yaşanan iklim krizi kaynaklı doğa olayları ve pandemi gibi gelişmeler, birçok sektörün mevcut iş modelleri ve teknolojik altyapılarının sürdürülebilir bir yapıya sahip olmadığını ortaya koydu. Tekfen Ventures’ı kururken ilk düşüncemiz Tekfen’in ruhunu yansıtmaktı, Tekfen’in ismi ‘teknoloji’ ve ‘fen’den geliyor. Üç kurucu ortağın da hep bir girişimci ruhu vardı. Tekfen’in ana kollarına baktığımız zaman, özellikle inşaat, imalat ve tarım dünya ekonomisinin çok büyük yüzdesini temsil ediyor. Bu alanlarda gelecek hakkında hesaplar yapmaya başladık. Bu anlamda, öncü bir firma olmak ve Holding’in stratejisini yenilikçi teknolojileri kullanarak planlamak için, Tekfen Ventures’ı kurduk ve stratejik değer katma değer hedefiyle 50 milyon dolar bir bütçe belirledik. Türkiye’de ve dünyada şirketlerin genellikle operasyonlarına odaklandığını görüyorum. Ventures fonlarını ise taşere edilmiş Ar-Ge olarak değerlendiriyorum. Bu kası içerde oluşturmak bazen zor oluyor, bazen zaman alıyor. Dolayısıyla, bu sayede hız kazanmış oluyoruz.”
Sorunlara çözüm üreten teknolojiler
“Biz küçük bir takımız, şirketi New York’ta kurma nedenimiz venterus dünyasına daha yakın bir yer. Silikon vadisi bize uzak ve bizim endüstrilerimize hitap etmediğini düşündük. Dünyanın her yerinde yatırıma bakıyoruz. Hiçbir jeografik kısıtlamalarımız yok. Seri A ve B dediğimiz, genellikle 8 milyondan 70 milyon dolarlık roundlara kadar büyüyebilen bir yelpaze içinde bakıyoruz. Bir girişime yatırım yaparken, öncelikle tematik olarak büyük sorunlara, sonrasında ise yeni gelişen teknolojilere bakıyoruz. Yapay zeka, robotik gibi uzun bir listemiz var. Bunlardan hangilerinin bu sorunları çözmeye imkan verdiğini; endüstrilerin bu tür teknolojilere ne kadar hazır olduğunu değerlendiriyoruz. Baktığımız bir diğer kriterler de, bu teknolojinin ne kadar korunaklı olduğu. Tabii ki yatırımcı grubuna da bakıyoruz. Bu da bizim için çok önemli bir gösterge oluyor.”
Tarımda potansiyel büyük
“Türkiye, girişimcilik ekosisteminin gelişimi açısından çok iyi yol aldı. Özellikle mobil gaming, lojistik ve online perakende tarafında dünya çapında ismi telaffuz edilen şirketler oluştu. Hem iş gücünü, hem de kodlama bilgisini geliştiren kurumlar için çok önemli platform oluştu. Fonu kurduğumuzda, en çok potansiyeli ve en çabuk gelişimi tarımda gördük. İklim krizinin gıda güvenliğine yönelik etkiler, ürün sağlığı, verimlilik konuları çok önemli. Öte yandan tarım sektörünün dijtalleşmesi, genç nüfusun da bu sektöre ilgi göstermesi açısından belirleyici olacak.”
"Doğayı korumak çok önemli bir kriter"
“14 girişime yatırım yaptık bunlardan bir tanesi satın alındı, iki tanesi halka arz edildi. Bünyemizde 11 girişim devam ediyor” diyor Sinan Uzan. Nesneler arasındaki mesafeyi ölçerek görüş alanını gerçek zamanlı olarak haritalayabilen LIDAR sensörleri ile akıllı 3D çözümleri üreten Quanergy; küresel ısınma ve yüzey suyunun kaybı gibi sorunlarla mücadeleye yardım ederken, çiftçilerin verimliliğine katkı sağlayan Pivot Bio; fosforlu gübrelerin verimliliğini artırmada ve çevresel etkilerini azaltmada kullanılan teknoloji Phospholutions bu girişimlerden bazıları.
Tekfen Ventures’ın portföyündeki şirketlerinden biri de, dünyada bir ilk olan; temassız, yeni nesil tünel açma teknolojileri üreticisi olan Petra. Şirket, tünel açma imkânı vermeyen sert kaya türleri de dahil, tüm jeolojik yapılarda verimli ve ucuz bir şekilde delme işlemi gerçekleştirebilen, temassız tünel açma teknolojileri geliştiriyor. İki eski NASA çalışanı tarafından geliştirilen ve mikro tüneller açma kabiliyetine de sahip olan teknoloji, işçilik, güvenlik, zaman ve maliyet açısından sunduğu faydalarla dikkat çekiyor. Petra’nın yeni yer altı teknolojisi, 3 farklı kıtada çeşitli iklim ve coğrafi koşullarda hizmet veren Tekfen’in Mühendislik ve Taahhüt Grubu tarafından da kullanılacak. İnşaat sektöründe başarı için teknolojik gelişmeleri takip ederek bir adım önde olurken doğayı korumanın da vazgeçilmez bir unsur olduğuna dikkat çeken Sinan Uzan, “Petra her iki amaç için de inovasyon yapmanın yeni bir yolunu temsil ediyor. Bu teknoloji ile güvenli bir şekilde yeraltında çalışılırken, diğer yandan biyolojik çeşitliliğin de korunması bizim için büyük önem taşıyor” diyor.