"Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”
M.Kemal ATATÜRK
16 Ağustos, 2021 Pazartesi akşamı ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda değerli sanatçımız Genco Erkal’ın yaşam öyküsünün anlatıldığı Genco belgeselini izlerken aklımda hep Atatürk’ün bu cümlesi vardı. Tüm gösteri boyunca, pandeminin darmadağın ettiği sanat dünyamızın bir an önce canlanmasını ve Genco Erkal gibi hocaların ülkemizi aydınlatmaya devam etmesini diledim.
Belgeselin senaryosu Genco Erkal’ın kaleminden çıkmış. Öykülerin anlatımını da kendisi yapıyor büyük usta. İzleyici Genco Erkal’ın sesinden onu 60 yıllık kariyer öyküsünü dinlerken, geri planda Cumhuriyet tarihimizin acılı ve sancılı günlerine de tanık oluyor.
Film Genco Erkal’ın ailesi, bebekliği, gençlik yılları, evliliği, çocuk sahibi oluşu, yurtdışındaki kariyeri gibi sanatçının özel yaşamı hakkında pek bilinmeyen ayrıntılarla dolu.
Elindeki “otobiyografik malzemeye” büyük bir saygı ve özenle yaklaşan yönetmeni Selçuk Metin, Genco Erkal’ın disiplinli, çalışkan, zorluklardan yılmayan karakterinin gerisindeki tiyatro tutkusunu, daha da önemlisi sonsuz vatan aşkını gözler önüne seriyor. Yönetmen, Genco Erkal’ın arşivindeki belgeler, fotoğraflar ve videoları harmanlayarak 90 dakikalık bir zamanda yolculuk deneyimi sunuyor.
Genco belgeseli, sanatçının çocukluk, gençlik ve meslek hayatının büyük bir bölümünün geçtiği, aynı zamanda dönemin sosyo-kültürel hayatının şekillendiği İstiklal Caddesi’nde başlıyor. Sanatçının anlattıkları zaman içinde ilerlerken, geçmişle bugün de iç içe geçiyor. Genco Erkal’ın 22 yaşında profesyonel oyuncu olarak sahneye ilk adım attığı bugün restorasyon sürecindeki Muammer Karaca Tiyatrosu, Ali Paşa Han, Arena Tiyatrosu, Küçük Sahne, Ses Tiyatrosu ve Kenter Tiyatrosu gibi önemli mekanlardaki anılar canlanıyor.
Belgeselin yapım sponsorluğunu üstlenen ENKA Sanat ile sanatçı ve kurucusu olduğu Dostlar Tiyatrosu’nun geçmişi yaklaşık 25 yıllık köklü bir birlikteliğe dayanıyor. “1997 yılında ‘Bir Takım Azizlikler’ oyunu ile başlayan birlikteliğimiz boyunca, Dostlar Tiyatrosu’nun çok sayıda oyunu düzenli olarak ENKA Sanat salonlarında sahne aldı ve binlerce izleyici ile buluştu” diyen ENKA Sanat Direktörü Gül Mimaroğlu şöyle devam ediyor: “Türk tiyatrosuna katkılarımızı bir adım öteye taşımak amacıyla bir süredir üzerinde çalıştığımız ‘Genco’, gelecek nesillere ülkemiz tiyatro tarihi alanında önemli bir kaynak bırakabilmek adına bizi son derece gururlandıran ve heyecanlandıran bir proje. Yalnızca bir sanatçının kariyerini değil, Türk tiyatrosunun da önemli ve büyük bir dönemini anı ve anekdotlarla aydınlatan bu belgeseli, ülkemiz tiyatro tarihi arşivlerine ve özellikle de gelecek nesillere armağan ediyoruz.”
Genco belgeseli çok kıymetli bir yapıt olmuş. Sanata destek veren ENKA’yı, belgeselin yönetmeni Selçuk Metin’i ve tüm ekibi kutlamak istiyorum. Dilerim film dijital mecra aracılığıyla milyonlarca izleyiciye, özellikle de gençlerimize ulaşır. İzleyenler Genco Erkal’ın yılmayan devam ettiği yolculuğundan ilham alır.
Genco Erkal ülkemizin ulusal hazinelerinden birisidir. 55 oyun yönetmiş, 80 oyunda oynamış, 9 oyun çevirmiş, 23 uyarlama yapmış ve 1 oyun yazmış olan bu ustaya, yurttaşlar olarak borcumuz büyüktür. Sanat hayatı boyunca sayısız ödül kazanmış olmasına rağmen, sürekli olarak imkânsızlıklarla mücadele eden, Devlet Nişanları almaya layıkken maddi destekleri kesilen Genco Erkal, kalplerimizin yıldızıdır. Gurur kaynağımızdır.
Kendisine daha nice sanat dolu uzun yıllar diliyoruz.
Usta sanatçımız Metin Akpınar’ın yaşamını anlatan “İyi ki Yapmışım” belgeseli 30 Temmuz’da Netflix’te yayınlanmaya başladı. Selçuk Metin’in yönettiği, Zeynep Miraç’ın senaryosunu kaleme aldığı ve Tilbe Saran’ın seslendirdiği belgeselin ilk gösterimi 28 Temmuz 2020 tarihinde 39. İstanbul Film Festivali’nde yapılmıştı. Geçen yıl filmin özel gösterimlerine katılamayanlar, artık Netflix sayesinde bu harika sanatçımızı daha yakından tanıma fırsatı bulacaklar.
Belgesel, Akpınar’ın engin deneyimini ve Türk Tiyatro tarihine damgasını vuran Devekuşu KabareTiyatrosu’nun yarattığı unutulmaz ortamı genç nesillere aktarıyor. Demet Akbağ, Perran Kutman, Ferhan Şensoy, Nevra Serezli, Demet Taner, Zeynep Oral, Suat Sungur, Cihat Tamer, Kandemir Konduk, Selam Sonat, Umur Bugay, Ahmet Gülhan, Dikmen Gürün, Zeynep Oral gibi ustaların anılarıyla geçmiş yeniden canlanıyor.
Yapımını Porte Film’in, Görüntü yönetmenliğini Uğur İçbak’ın üstlendiği belgeselin müzikleriyse Murat Evgin’e ait.
İyi ki Yapmışım’ın senaryosunu yazan gazeteci Zeynep Miraç, “ yalnızca Metin Akpınar’ın portresi değil, aynı zamanda Türkiye’nin de portresi” olarak tanımladığı belgesel hakkındaki izlenimlerini şu cümlelerle aktarıyor:
“Metin Akpınar’ın benim hayatımda çok kıymetli bir yeri var. Onu hiç sahnede seyredemedim. Ama kasetlerden seyrettiğim Devekuşu Kabare oyunları benim dünya görüşümü, mizah duygumu şekillendirdi; onların sayesinde “başka bir dünyanın mümkün olduğunu” öğrendim. Bu nedenle de “İyi ki Yapmışım” belgeseli benim için bir borç ödeme vesilesi oldu aslında.
Selçuk Metin eski arkadaşım, yaptığı işleri yakından takip ediyorum. Metin Bey ile böyle bir çalışma içinde olduğunu duyduğumdan beri de içim kıpır kıpırdı, beraber çalışmak istediğinde havalara uçtum. Yıllar boyunca izlemiş, öğrenmiştim; ama belgesel için hazırlanmak başka. Ciddi bir arşiv taraması yaptık. Sahaflardan bulabildiklerimizi bulduk. Metin Bey de kişisel arşivini özenle saklamış, onun faydası çok büyük oldu. Ve elbette onunla ile uzun sohbet seanslarımız oldu.
Sonra Nevra Serezli’den Ferhan Şensoy’a, Dikmen Gürün’den Zeynep Oral’a, Ahmet Gülhan’dan Kandemir Konduk’a, Perran Kutman’dan Demet Akbağ’a çok değerli isimlerle Metin Akpınar üzerine söyleşiler yaptık.
Her şeyden önce şunu söyleyeyim, bu belgesel Selçuk Metin sayesinde yapıldı. Onun fikri, kararlılığı, sabrı ve elbette yaratıcılığı sayesinde. Sadece yönetmen olarak değil, yapımcı olarak da her işin başında o vardı. Selçuk’la uzun uzun çalıştık, neredeyse 80 yıllık bir ömrü anlatmak kolay değil, anlatamadığımız pek çok bölüm oldu. İlk elemeleri senaryo aşamasında yaptık. Filmleri ve oyunları yeniden izlemek bir zevkti, malzemeyle haşır neşir olmak da öyle. Uzun, verimli, dolu dolu yaşanmış bir ömür. Tiyatro var, sinema var, televizyon var, reklam var, sofralar var… Bir başka zor konu da Zeki Alasya’nın eksikliğiydi tabii. Onsuz Zeki-Metin anlatmaya gayret ettik.
Çalışmaların sonucunda bir portre çıkarmaya gayret ettik. Üslup da zaten bununla geldi. Ama bu yalnızca Metin Akpınar’ın portresi değil, aynı zamanda Türkiye’nin de portresi. Bir insanın -hele ki bir sanatçının- yaşam öyküsünü ülkesinde olup bitenlerden bağımsız anlatmak mümkün değil.