Sıcaklar herkesi bunaltıyor dünyanın her yerinden sıcak rekorları geliyor. Aslında iklim değişimi, global ısınmayla tam yüz yüze geldiğimiz günlerdeyiz. Her yıl sorunlar büyüyor ve önlemler gecikirse daha da derinleşecek gibi görünüyor. İklim değişimi bazen sıcaklarla, bazen aşırı yağışlarla farklı şekilde kendini hissettiriyor. Bunun insanlar ve dünya üzerindeki etkisi sadece bu değil. Tarımı, gıda üretimini bu iklim değişimleri çok olumsuz etkiliyor. Gıdaya ulaşım giderek zorlaşıyor. Evet gıdaya ulaşım… İşin şakası kalmadı. Bugün pahalı da olsa bazen gıdaya ulaşabiliyorsunuz ama ürünlerin soyunun tükenmesiyle karşı karşıyayız. Diğer yandan ise insanların bu kısıtlılık içinde sağlıklı yaşam arayışı, ucuz ürüne ulaşma istekleri var. Bunu biz burada konuşurken, dünyanın en büyük gıda ve hızlı tüketim ürünleri üreten şirketlerinden Unilever de büyük bir arayışın içinde. Gıda tedariki sorunları, taleplerin değişimi onları da önemli çalışmalara itiyor. Üstelik onların durduğu yer aslında tüm ekosistemi yönlendirir bir pozisyonda. O yüzden attıkları adımlar önemli… Gıda zinciri bozuluyor ve herkesin arayışı bu noktada başlıyor.
Unilever geleceğin gıdasını arıyor
İşin şakası artık gerçekten yok. Yediğimiz lokmanın sürdürülebilirliği ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günlerde, Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz ve Türkiye Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin ile sohbet ettim. Unilever Foods Solutions, alanında dünyanın en büyük şirketlerinden biri... Ev dışı gıda sektörüne ‘kaliteli ve sürdürülebilir’ çözümler sunmayı amaçlıyor. Dünyanın 76 ülkesinde faaliyet gösteren Unilever Food Solutions 2001 yılından bu yana da Türkiye’de ev dışı tüketim kanallarında şeflere ve işletmelere mutfakta çözüm üretiyorlar. Aslında tedarik, gıda üretimi ve gıdanın beslenme-yeme içme trendlerine dönüştüğü kavşak noktasındalar. Hem tedarik değişimi ve sorunlarını hem tüketici taleplerini iyi izliyorlar. Geçtiğimiz günlerde Geleceğin Menü’leri konseptiyle bir rapor açıkladılar. Ben de biraz ona takıldım. Aslında bu Unilever’in “Geleceğin Gıdası”nı arayışının bir sonucu… Bu değişim hızı içinde çünkü yeme içmemizde çok hızlı değişiyor. Bulabildiğimiz ürünler ya da istediğimiz ürünler farklılaşıyor. Örneğin Yılmaz Tokgöz bulyonlar geliyor diyor. Yani her şeyin içinde olduğu hazır gıda konseptleri. Restoranlar belki sonra bireysel tüketiciler… Yani haplara daha var ama bir şeylerin değiştiği kesin Unilever Geleceğin Menüsü raporu da önemli ipuçları veriyor.
Gıdanın Silikon Vadisi’ni kurdu
Unilever tüm bu süreci takip etmek ve yeni ürünler geliştirmek için adeta Gıda’nın Silikon Vadisi’ni kurmuş. Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz bu konuda şunları söylüyor: Unilever’in Hollanda Wageningen Üniversitesindeki Global Gıda İnovasyon Merkezi, Hive Gıda’nın Silikon Vadisi olarak adlandırdığımız bir merkez. 12 bin öğrenci 6.500 çalışan 150 start up yer alıyor burada. Hive yeni inovasyonların geliştirildiği, test edildiği ve iyileştirildiği farklı laboratuvarları barındırıyor. Test mutfaklarında Şefler, malzemelerin ve ürünlerin nasıl hazırlandığını ve yemeklere-diyetlere nasıl dahil edildiğini çalışıyor.
Yılmaz Tokgöz gündemlerini ise şöyle anlatıyor: “Bugün gezegenimiz ve insanlık pek çok sorunla karşı karşıya… Bunlardan en önemlisi iklim krizi. İklim değişikliğinden tetiklenen ve onu etkileyen pek çok başka risk faktörü de var. Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak herkes için adil bir gıda sisteminin şekillenmesinde rolümüz olduğunu biliyoruz. Bu yüzden insanların sağlıklı beslenme düzenine geçmesine yardımcı olmak, gıda zincirinin çevreye olan zararlı etkisi azaltmak için bazı taahhütler verdik. 2025 yılına kadar üretimden ürünlerimizin raflara ulaşmasına kadar olan süreçteki doğrudan faaliyetlerimizde gıda atıklarını yarı yarıya indireceğiz. Bu doğrultuda çalışmalarımız devam ediyor”.
Pozitif beslenmeye yatırım
Yılmaz Tokgöz burada özellikle pozitif beslenmeye dikkat çekiyor. Tokgöz, “2025’e kadar pozitif beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız.
İklim krizi kapımızda, dünyamız alarm veriyor. Yetiştirdiğimiz gıdaların mevsimsel koşulları değişirse elde ettiğimiz ürün miktarı da giderek azalacak. Markamız Knorr geçtiğimiz yıllarda WWF ile “Geleceğin 50 Gıdası” raporunu yayınladı. Çünkü tükettiğimiz gıdaların yüzde 75’ini 12 tür ekin ve 5 tür hayvanın sağladığına dair şaşırtıcı bir gerçek var. Tek tip ürün yetiştirmenin ekosisteme ve gıda güvenliğine ciddi zararları var. Gıda sektörünü ve şefleri, Geleceğin 50 Gıdası ile tanıştırarak ürün portföylerini genişletmeleri için rehberlik ediyoruz.”
“Türkiye’de sektörde bilgi boşluğu var”
Unilever Food Solutions Türkiye Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin de Türkiye’de pazardaki durumu değerlendirdi. Ortaya çıkan bu alanda uluslararası bilgi düzeyinin gerisinde olmamız. Didem Molay Sevin şöyle diyor: “Bize çok fazla görev düşüyor açıkçası bilinçlendirme ve eğitim alanında. Biz iki senedir konuştuğumuz gerek sürdürülebilirlik gerek bitki bazlı beslenme gibi sıklıkla hem araştırma yapıyoruz hem de saha çıkıp şeflerle görüşüyoruz. Gördüğümüz gerçekten bilgi açlığı ve bilgi açıklığı olduğunu fark ettik. O yüzden son bir senedir UFS olarak kendi içimizde 25 tane şef ekibimiz var onlara gerekli eğitimleri vererek. Örneğin bitki bazlı beslenme nedir? Tabii yurt dışında daha farklı noktalarda… Vegan, vejeteryan gibi bunların ayrımlarını anlatarak, bunlarla nasıl reçeteler oluşturulur gibi eğitim tarafındaki çalışmalara ağırlık veriyoruz. Çünkü en büyük ihtiyaçlar buralarda. Bilgi talebi de artmış durumda örneğin oteller özellikle turistlerden yeni beslenme biçimleriyle ilgili talepler geliyor. İşletmeler de bunları karşılama noktasında zorluk yaşıyor”.
Geleceğim Menü Trendleri 2023
Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz, raporla ilgili de şunları söylüyor: “Unilever Food Solutions UFS olarak 25’ten fazla ülkede, 1600’den fazla şef ile yaptığımız iş birliği sonucunda 12 ay boyunca üzerinde çalıştığımız Geleceğin Menü Trendleri 2023 raporunu yayınlayarak sektörümüz için yine bir ilke imza attık. Raporun hazırlık sürecinde, sayısı 250’yi aşan UFS şefiyle tüm dünyadan 1600’den fazla şefin öngörüleri dinlendi.
Hepimiz için heyecan verici olan bu rapor ülkemizde ve dünyada büyük bir ilgiyle karşılandı. Çünkü “Geleceğin Menüleri”ni sektördeki alternatiflerinden farklı kılan en önemli özelliği; şeflerin öngörüsüyle hazırlanmış olması, belirlenen gıda trendlerinin somut olarak hayata geçirilebileceği uygulamalar sunulması ve bu uygulamaların gıda sektörüyle buluşturulması. Yani sunduğu çözümleri bir süreç olarak kapsayıcı şekilde ele alması. Bu da Unilever Food Solutions olarak bizim sektöre karşı olan misyonumuzun yalnızca bir yansıması aslında.
Geleceğin Menüleri raporunda, 2023 yılı boyunca yükselişte olacak 8 trend yer alıyor: Sebzelerin tabakların merkezi hâline geldiği “Karşı Konulmaz Sebzeler”; klasik yemeklerin modernize edilerek sunulduğu “Gelenekten Geleceğe Lezzetler”; paylaşma deneyimine odaklanan “Paylaşmanın Hazzı”; mutfakta azalt ve geri dönüştür misyonunu benimseyen “Düşük Atıklı Menüler” ve zıt tatların popülerleştiği “Lezzet Kontrastı” Türkiye için önerilen 5 trend arasında yer alırken; diğer trendler “Doğadan Toplanan Yiyecekler”, “İyi Hissettiren Yiyecekler” ve “Bilinçli Protein” olarak raporda yer alıyor.”