Geleceğimizi aydınlatmak için eğitim seferberliği gerekiyor

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

TÜSİAD 5 Eylül’de düzenlediği “Geleceğimiz için Eğitimi Birlikte Konuşmak” başlıklı konferansla eğitimimizin geleceği için çok önemli bir çerçeve oluşturdu.

Konferansta paylaşılan “Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitime Bakış: PISA 2022 Bulguları Işığında Türkiye'de Eğitimin Durumu Araştırması” ülkemizdeki herkesi ilgilendiriyor. TÜSİAD ve Eğitim Reformu Girişimi (ERG) işbirliği ile hazırlanan rapor Türkiye’deki öğrencilerin dünyadaki yaşıtlarıyla aralarındaki uçurumun giderek açıldığını ortaya koyuyor.

Konferansın açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, nitelikli işgücü ihtiyacı ve beceri uyumsuzluğunun iş dünyasının en önemli problemleri arasında olduğuna dikkat çekerek şu yorumu yaptı:.

Araştırmalar, şirketlerin, aradıkları beceri ve yetkinliklere sahip işgücünü bulmakta çok zorlandığını gösteriyor. Özellikle teknoloji yetkinliği gerektiren iş kollarında yaşanan beyin göçü ise yetenek ihtiyacını belirginleştiriyor. En becerikli, eğitimli, yetenekli gençlerimizi, daha iyi eğitim, yaşam ve çalışma koşulları gibi sebeplerle, başka ülkelere kaybediyoruz. Oysa nitelikli insan kaynağını çekmek için küresel bir yarış varken, hiçbir gencimizi kaybetme lüksümüz yok. Gençlerimize potansiyellerini ve hayallerini kendi ülkelerinde gerçekleştirebileceği bir ülke iklimi yaratmamız gerekiyor.

 

Eğitimin her aşamasının güçlendirilmesi gerek

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın konuşmasında vurguladığı gibi eğitim, ülkemizin refahının itici gücü ve geleceğimizi belirleyecek en temel unsur. Bu yüzden, okul öncesinden temel eğitime, mesleki eğitimden yükseköğretime ve yaşam boyu öğrenmeye kadar, eğitimin her aşamasının bu anlayışla güçlendirilmesi gerekiyor.

Orhan Turan’ın altını çizdiği gibi, yeni nesilleri erken yaşlardan itibaren;

-Temel becerilerde yetkin,

-Sosyo-duygusal ve dijital becerilere sahip,

-Kendi dilinde ve yabancı dilde güçlü iletişim becerisi olan,

-Disiplinler arası düşünebilen,

-Yaratıcı, yenilikçi,

-Belirsizlikler karşısında dayanıklı,

-Demokrasiyi özümsemiş, farklılıklara saygılı ve

-Doğaya duyarlı bireyler olarak hayata hazırlamalıyız.

Mesleklerin geleceği için yeni beceriler gerekiyor

Dünya Ekonomik Forumu’nun “İşlerin Geleceği” raporuna göre, bugün okula başlayan çocukları, mezun olduklarında bambaşka bir dünya bekliyor.

McKinsey’nin tahminlerine göre 2030 yılına kadar Avrupa'da 160 milyon çalışanın yapay zeka ve dijital beceriler konusunda yeniden eğitilmesi gerekecek. Fen-Teknoloji-Mühendislik-Matematik yani “STEM” ve sağlık alanındaki mesleklere talebin ise yüzde 30’a kadar artması bekleniyor.  

OECD’nin İstihdama Bakış 2024 raporu, son 10 yılda en hızlı büyümenin yeşil dönüşüm odaklı yeni işlerde olduğunu gösteriyor. Ayrıca yaşlanan nüfusla beraber, sağlık başta, pek çok alanda iş ve hizmetlerin dönüşmesi gerekecek.

Antalya yine çok başarılı bir sınav verdi

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, bu yıl 3. Kez Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenen Food Fest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali kente hem canlılık getirdi hem de gelecek için önemli bir umut kaynağı oldu.

Gastronomi Festivali’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Osman Sert’in vurguladığı gibi Antalya her şeyden önce dev bir tarım merkezi konumunda. Kent örtü altı tarımda ülke üretiminin yarısını karşılıyor. Tescil edilmiş 18 coğrafi işaretli ürüne sahip. Antalya sadece turizmin değil tarımın da başkenti olmayı başarmış bir mega kent.

Antalya’nın tarım üretimi,  Türkiye’nin turizmine de büyük değer katıyor. Her şeyden önce, bölgedeki tesislerin ürün tedarik sürecindeki  karbon ayak izi azalıyor.

Gıdaların tazeliği korunduğu için restoranlarda sunulan menüler de hem daha sağlıklı hem de daha lezzetli oluyor.

Üçüncü Food Fest’te Antalya çok başarılı bir organizasyona daha imza attı.

Festival alanı  düzenli stand’larıyla ziyaretçilerin rahatlıkla dolaşmasını ve alışveriş yapmasına imkan tanıyan bir yapıdaydı. Festival  her şeyden önce Antalya’nın yerel üreticilerine ve girişimcilere kendilerini tanıtmaları için çok değerli bir platform sundu.

Antalya’nın yerel mahsulleri, eşsiz lezzetleri, zengin gastronomisi ve tescil edilmiş 18 coğrafi işaretli ürünleri ile turizm, tarım ve ekonomi alanında geldiği noktayı tüm dünyaya duyurmayı hedefleyen Foodfest Gastronomi Festivali’nde, avokado, mango gibi tropikal meyvelerin hasadı yapıldı. 

 

Üç gün boyunca dünyaca ünlü şeflerin de katılımıyla düzenlenen etkinlikler, sergiler, ürün tanıtımları, atölyeler, paneller, söyleşiler, yarışmalar ve  konserler, yerli ve yabancı pek çok ziyaretçi tarafından izlendi.

Festivalin üçüncü gününde gastronomiye yönelik düzenlenen panel ve söyleşilerde; Geleceğin Mutfağında Yerel Ürünlerin Önemi, Sokak Yemekleri ile Gastronomi Eğitiminde Yenilikçi Yaklaşımlar, Antalya'nın Gurme Haritası, Geleceğin Mutfağında Doğru Gıda Uygulamaları, Antalya'nın Dijital Geleceği, Sokak Lezzetleri ile Gastronomik Yenilik, Yerel Lezzetleri ve Kültürü Ön Plana Çıkarma Girişimleri, Yörük Mutfağı, Antalya'nın Coğrafi İşaretli Ürünleri, Yerel Tarımın Geleceği ve Tarladan Sofraya Tarım Konseptinin Sürdürülebilirliği konuları ele alındı.

Festivale büyük ilgi

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’yı gastronomi alanında dünyaya tanıtmak amacıyla başlattıkları festivalin çok büyük ilgi gördüğünü belirterek, “İlk yılımızda Antalya’mızın tavşan yüreği zeytinini tanıttık, ikinci yılımızda türkülere söz olan mor üzümümüzü, bu yıl da coğrafi işaretli ürünümüz avokadoyu tanıtıyoruz. Özellikle Alanya bölgemiz tropikal meyve üretiminde çok önemli bir yere sahip. 38 tropikal meyveden, 20 tanesinin bölgeye adaptasyonu sağlanarak  dünyaya ihracatı gerçekleşiyor. Gastronomi festivalimizle turizme katkı sağlamaya çalışıyoruz. Foodfest Antalya Gastronomi Festivali’ne gösterilen ilgiden çok mutluyuz. Festivalimiz ilerleyen yıllarda daha da büyüyerek devam edecek” yorumunu yaptı.

 

Türkiye’nin misafir odası Antalya 

Festivalin açılış gününde düzenlenen panelde konuşan Antalya  Valisi Hulusi Şahin Antalya için Türkiye’nin misafir odası benzetmesini yaparak şöyle konuşmuştu    “Bizler en güzel odamızı misafirlerimize ayıran bir milletiz. Türkiye’nin misafir odası Antalya’dır. Dünyanın en zengin mutfaklarından biri Türk mutfağıdır. Türkiye’nin misafir odasında Türkiye’nin sofrasını Antalya’da kuruyoruz”

Antalya  Valisi Hulusi Şahin’in dediği gibi,  Antalya ülkemizin en önemli  vitrinlerinden birisi. Gerçek anlamda dev bir misafir odası.  Antalya turizm ve tarım yatırımlarıyla istihdam sağlıyor. Vergileriyle kalkınmaya destek oluyor. Sunduklarıyla Türkiye markasına ve Made in Turkiye damgasına değer katıyor. Doğası, tarihi eserleri, denizi, güneşi ve birlikte çalışma kültürüne sahip yöneticileriyle harika işlere imza atıyor.

Tüm yazılarını göster