“Bir Arkeoloji Detektifinin Maceraları” kitabımın hemen giriş sayfasında “geçmiş zamanın peşinde koşanlara” yazar. Ben de peşinde uzun yıllar koştum; arkeolojide hayal gücüyle bilimsel gerçekler işbirliği yaptığında yeni vizyonlarla karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu, kimi yeni bulguların insanlık tarihini değiştirdiğini, bunun da azbuz değil, birkaç bin yıl gibi bir süreçlere dahi ulaştığını büyük bir heyecanla izledim. Arkeoloji merakı bana bilinmezliği ve tahminleri, hayal gücü ile bilgiyi bir araya getirme şansı verdiği için bu amatör tutku, detektiflik heyecanını yaşatan bir serüven oldu; bu fırsatı bana, Anadolu topraklarının binlerce yıllık mirası sağladı.
Dünya tarihini değiştirebilecek yerlerden birisi de Anadolu toprakları. Meselâ, Türkiye’deki Roma İmparatorluğu’ndan kalan antik kent sayısı, inanmayabilirsiniz ama İtalya’dakilerden daha fazla. Örneğin, Side antik kentindeki Roma dönemi eserleri, Roma’da bile yok.
Kazılmayı bekleyen binlerce höyük (çok eski bir yerleşim yerinin zamanla toprakla örtülüp tepe biçimine gelmiş hali) ve tümülüs (bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen ad) var. Antik çağlardan bu yana dikilmiş yaklaşık 25 bin irili ufaklı anıt yer alıyor ülkemiz topraklarında. Yani 70 bin civarında tarihsel, kültürel, dinsel nokta var.
Anadolu topraklarında İslâmiyet öncesi, adı bilinen 42 uygarlık yaşamış. Dünyanın hiçbir yerinde benzeri bir zenginlik yok.
İşte böyle bir mirasın üzerinde yaşıyoruz, ama başta yeni nesiller, toplumun geniş bir kesiminin bu kültürel mirasımız hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum. Bu mirasın değerini anlayıp onu koruma bilincini geliştirmek için yapılacak her şeyin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
Bu yöndeki etkinliklerden birisi, önümüzdeki günlerde, 23 Haziran’da başlayacak olan Heritage İstanbul Fuar ve Konferansı. Avrupa’nın önemli kültürel miras fuarlarından biri olan Heritage İstanbul, koruma, restorasyon, arkeoloji, müze ve kütüphanecilik sektörlerini İstanbul’da beşinci kez bir araya getirecek. Etkinlik, “Geçmişe Gelecek Sağla” mottosuyla kültürel zenginliğimizi ve insanlığa miras kalan değerleri yaşatarak bunların korunması ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını ülke ve dünya gündemine taşımak amacıyla düzenleniyor. İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 25 Haziran’a kadar sürecek olan fuarın paydaşları, geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenlediler. Toplantıya İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Hayrullah Çelebi, İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, arkeolog Nezih Başgelen, TG Expo Genel Müdürü H. Cem Şenel ve Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan katıldı.
Verdikleri bilgilere göre fuara, 36’sı yurt dışından, toplam 131 firma katılıyormuş, İtalya ve Avusturya’nın ise pavilyonları varmış. Belçika, İsveç ve Nijerya da fuarın uluslararası katılımcıları arasındaymışlar. Fuarın yanı sıra konferansta 26 oturum, miras bölümünde 21 sohbet ve 8 atölye gerçekleştirilecekmiş.
Bu sene ilk defa lansmanı yapılacak iki yeni sponsorluk alanı var: “Miras Marka” ve “Doğal Miras.” Nesiller boyu varlığını sürdüren güçlü markaların katılımcısı olacağı “Bize Miras Marka” bölümünün bu yılki onur konuğu, Ali Muhiddin Hacı Bekir markası. Kendi içinde oluşturduğu "Yaşayan Müze" konsepti ile hem konferans oturumuna hem de miras sohbetlerine katılacak olan Ali Muhiddin Hacı Bekir yetkilileri, somut olmayan kültürel mirasa yönelik yaptığı katkılardan ve 244 yıl boyunca Türk şekerleme mutfağına damga vuran tatlılarının sırrından bahsedecek.
Doğal Miras bölümünde ise, anıtsal nitelik taşıyan ve korunmaya değer yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarını kayıt altına alarak önemli bir projeyi yürüten Komili, anıt zeytin ağaçlarının binlerce yıllık geçmişinin hikâyesini anlatacak.
Etkinlik sponsorları arasında Komili, Ali Muhiddin Hacı Bekir, TÜRSAB, Kültür A.Ş. Fibula, Polin Group Oruçoğlu Holding, Sergikur, Signify, Devin, Tonwelt de yer alıyor.
Ücretsiz gerçekleşecek olan fuar, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tavsiye tedbirleri kapsamında, genel toplum sağlığı gözetilerek düzenlenecek. Temassız geçişler, hijyen önlemleri, maske, mesafe kuralları azami ölçüde uygulanacak. İki gün boyunca bakalım neler konuşulacak, neler sergilenecek?