Türkiye gibi bir ülkede hiç kolay değildir ama bir vatandaş her yıl oturup ailesi için yıllık bütçe yapmaya çalışıyor. Gelir kalemleri belli; eşinin ve kendisinin maaşı, bankadaki bir miktar mevduattan gelecek faiz...
Sonra harcama kalemlerini tahmin etmeye uğraşıyor. Evin mutfak masrafı, arabanın benzin parası, tatil gideri, çocukların okul masrafı, sağlık harcamaları ve diğerleri...
Bu planlamayı 2023 yılı için yapıyor. Artık sonbahar gelmiş, yıl sonu yaklaşıyor ve gerçekleşmenin ne olabileceğini merak ediyor. Genellikle tersi yaşanır ama çocuklardan birinin 2023-2024 öğretim yılına ilişkin özel okul zammı tahmin edilenden daha düşük kalıyor. Nasıl olmuşsa özel okul zam oranını düşük tutmuş. Oysa bu vatandaş özel okula 2023-2024 öğretim yılı için 2023 sonbaharında ödeyeceği tutarı 300 bin lira olarak öngörmüşken tutarın 200 bin lira olduğunu öğreniyor. Hiç hesapta olmayan bir şekilde 100 bin lira cebinde kalıyor.
Çocuklardan biri de arkadaşlarıyla Avrupa seyahatine çıkmayı planlıyordu ve bu aile onun için de 50 bin lira ayırmıştı. Vize sorunu, arkadaşlarının gelememesi derken o da bu seyahatten vazgeçiyor, kaldı mı 50 bin lira daha...
Böylece bu vatandaş 2023 yılında harcamayı öngördüğü tutardan bir anda 150 bin lira tasarruf ediyor.
Bütçe emaneti(!) 150 bin lira
İşte o 150 bin liranın Maliye'deki adı bütçe emanetidir.
2023 yılından bu yıla devreden bütçe emaneti yaklaşık 700 milyar lira. Bu emanet sayesinde de bu yılın bütçe açığı görece düşük görünüyor. Çünkü harcamada bu emanet kalemi de kullanılıyor.
Her yıl bütçe yapan vatandaşa dönelim...
Bu vatandaş 2023’ün sonlarında artık 2024’ün harcama planını yapıyor ve 2024’te örneğin bir buçuk milyon lira harcama öngörüyor. 2024'ün ilk iki ayı geride kalmış ve bu şahıs 140 bin lira harcamış; hanenin geliri belli ve 100 bin lira. Bu gelirle 140 bin harcadığı halde “Bu iki ayda hiç açık vermedim” diye övünüyor. Arkadaşları pek anlam veremiyor buna, nasıl olur diye düşünüyor. 100 bin lira gelirle 140 bin harcayan durumu izah ediyor:
“Geçen seneden 150 bin lira tasarruf ettim ya, onu bütçedeki gibi emanete aldım, bu iki aydaki 140 bin liralık harcamamın 100 binini kazancımdan, kalan 40 binini de emanete aldığım tutardan karşıladım. Böylece gelirimle harcamam aynı oldu, hiç açık vermedim.”
Bütçe mi, nakit mi?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dün açıkladığı sekiz aylık bütçe verileriyle Hazine nakit gerçekleşmesi de işte bir anlamda anlattığım bu senaryoya benziyor.
Bütçe yılın ilk sekiz ayında 974 milyar lira açık verdi. Geçen yılın aynı dönemindeki açık 383 milyar liraydı. Açıkta yüzde 154’lük artı var.
Bütçede 974 milyar lira olan açık acaba Hazine’nin nakit gerçekleşmesine göre, yani geçen yıldan emanete alınan tutar eklenerek yapılan harcamaya göre ne kadar?
O veri de Maliye tarafından açıklanıyor...
Bütçede 974 milyar lira olan açık, Hazine nakit gerçekleşmesinde 1.3 trilyon lira. Arada tam 361 milyar lira fark var.
Bu arada Hazine nakit gerçekleşmesinde ortaya çıkan sekiz aylık açık, geçen yılın tam yüzde 259 üstünde.
Emanetten harcamaya devam...
İlk sekiz ayda bütçe harcamaları 6.2 trilyon lira.
Buna karşılık nakit gerçekleşmesi kapsamındaki harcama 6.8 trilyon lira. Fark 544 milyar lira. Detaylar zaten tabloda yer alıyor.
Bütçe emaneti ne demektir, teknik açıklamasını da bir not olarak aktaralım:
“Mali yıl içinde ödeme emri belgesine bağlandığı halde nakit yetersizliği veya hak sahibinin müracaat etmemesi nedeniyle ilgililerine ödenemeyen tutarlardır.”
Bütçe gelir-gideri ve açığı tabii ki önemlidir, ekonomi için önemli bir göstergedir.
Ama bir anlamda fiilen gerçekleşen gelir gideri ve açığı gösteren Hazine’nin nakit gerçekleşmesi çok daha önemlidir.
Yıllık açık tahmini aşağı çekildi
Bu arada 2024 bütçesinde başlangıçta 2 trilyon 652 milyar lira olan açık öngörüsü 2025-2027 orta vadeli programında yer alan revizyona göre artık 2 trilyon 149 milyar lira.
Yani bütçe açığı tahmini artık başlangıçta öngörülene göre 503 milyar daha düşük.
Bu 503 milyar liralık farkın 628 milyar lirası gelirin, 124 milyar lirası da giderin daha fazla gerçekleşeceği öngörüsüne dayanıyor.
Yıl sonu geldiğinde hep birlikte göreceğiz; gelir böylesine yukarı çekilebilecek ve giderdeki artışa rağmen açık yarım trilyon daha düşük gerçekleşecek mi?