Geç gelen kapanma ve yapılması gerekenler

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Covid vaka ve can kaybı sayılarında dünyanın en zor durumdaki ülkelerinden biri haline gelen Türkiye, bugün geç de olsa kapanıyor. Keşke bu kapanma daha önce Mart başında yapılabilseydi. Yüz binlerce insanımız bu hastalığa yakalanmamış, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmemiş olabilirdi. Etkin bir aşılama ve zamanında yapılmış bir kapanma ile biz de birçok ülke gibi şu anda kademeli normalleşme yolunda olabilirdik. Böylece turizm mevsiminin de başlayacağı Mayıs ayına çok daha düşük vaka sayıları ve daha iyi bir ruh hali ile girebilirdik.

Ruh halimiz bozuldu çünkü Mart ortasından bu yana yaşananlar insanlarda çaresizlik algısı yarattı. Geçen yıl bu zamanlar onca belirsizliğe rağmen daha iyimserdik. Koronavirüs ilk patladığında virüsün insandan insana bulaşmayacağı söylendi. Ardından aşıların ve ilaçların hızla devreye gireceğini ve 2021’e virüssüz başlayacağımızı sandık. Bilim adamları mutasyonlarla vücutlarımızın virüsle daha barışık hale geleceğini söylediler. Burnumuza sıkacağımız jellerle virüs engellenecekti. Köpekler koklayarak virüs taşıyanları hemen tespit edeceklerdi, PCR testlerine gerek kalmayacaktı. Aradan aylar geçti, hiçbiri olmadı, ya da yaygınlaşamadı. Covid bize çaresizliğimizi gösterdi. Aslında hiç de o kadar güçlü olmadığımızı ortaya koydu. Bilimin, onca ilerlemeye rağmen, sandığımız kadar ileride olmadığını gördük. Oysa kafayı havada uçan dronlara, bir merkezden düğmeye basılarak binlerce kilometre uzaktaki hedeflerin vurulmasına o kadar taktık ki, gelişmenin bu olduğunu sandık. Savunma teknolojisine hayran kalmıştık; 5G teknolojisi bizi havalara uçurmuştu; blockchain aklımızı başımızdan almıştı ama Covid-19 adını verdiğimiz virüs bize fena ayar verdi.

Hükümetlerin zamanında aksiyon alacaklarını düşündük. Olmadı. Örgütlere ve dev organizasyonlara inanmıştık ve çok güvenmiştik. Demiştik ki; 194 ülkenin bir araya gelip kurduğu Dünya Sağlık Örgütü gibi bir dev var. Herşeyi izliyor ve gereken önlemleri aldırıyorlar. Çin’deki bir hayvan pazarında çıkan virüs dünyaya asla yayılamaz. Meğer Dünya Sağlık Örgütü de bir balonmuş, her şey olurken onlar uyuyormuş.

Böyle bir ruh hali içinde halkın yapması gereken önlemlere titizlikle uymak, hükümete düşen ise önlemlerin uygulanmasını sağlamak ve aynı zamanda kapanmadan zarar görecek kesimleri desteklemektir.

Kapanmanın getirdiği ekonomik yük toplumda eşit dağılmıyor. Toplumun bazı kesimleri ciddi ekonomik kayıplara uğrayacaklar. Burada yapılması gereken ek mali destekleri devreye sokmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan Mart başında “Ekonomik Reform Programı”nı açıklarken, “Salgının devam etme riskini göz ardı etmiyoruz. Bütçede bu amaçla var olan mali alanı yeteri kadar genişleterek salgın ve benzeri fevkalade durumların gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak için kullanacağız” demişti. Yani bütçede böyle bir imkan var. IMF’nin hesaplarına göre de destekler için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 1’i dolayında bir mali alan mevcuttur. Yapılması gereken:

1) Bu mali desteklerin en fazla etkilenen kesim ve sektörleri destekleyecek şekilde hedefli olarak verilmesi,

2) Geçici, yani ucu açık destekler şeklinde değil, belirli bir süre için sağlanması ve

3) Kapanmada olduğunun aksine geç kalınmadan zamanında yapılmasıdır.

Tüm yazılarını göster