Gazze’den Pakistan’a; Teksas’tan Hatay’a; anayasa ve hukuk meselesi

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Uluslararası ilişkilerde son dönemde hakim olan kaos ortamı, ülkelerin içişlerine de yansımış durumda. 

Kaosun en büyüğü, BM çatısı altındaki Uluslararası Adalet Divanı’nın ihtiyatı tedbir kararına rağmen İsrail’in Gazze’de soykırıma varan askeri operasyonları sürdürmesi. Uluslararası hukuku tanımayan İsrail durmuyor, tüm dünya ise Gazze’de insanlığın ağır ağır ölümünü izliyor. Yapılabilen, birkaç hamasi nutuk, bir kaç diplomatik ziyaret. Hepsi sonuçsuz.

“GAZZE’Yİ NASIL PARÇALARIZ” KONFERANSI

İsrail’de Başbakan Netenyahu liderliğindeki ırkçı koalisyon hükümeti o kadar gözünü karartmış durumda ki, Gazze’yi parçalayıp bölüşmenin hesapları açık açık, kamuoyu önünde yapılıyor. Hafta sonunda gerçekleşen ve Gazze topraklarının İsrailli yerleşimcilere açılmasının tartışıldığı konferansa, İsrail koalisyon hükümetinden tam 12 bakan katıldı. Sinevizyonlarla dev ekranlara parsellere ayrılmış Gazze haritaları yansıtılıp, hangi bölgenin ne zaman ve nasıl “İsraillileştirileceği” görüşüldü konferansta. En sonunda da kahramanlık şarkıları söylenip, hep birlikte danslar edildi.

PAKİSTAN’DA ESKİ BAŞBAKAN’A 10 YIL HAPİS CEZASI

Pakistan da bu hafta Anayasa ve kurallar açısından pek “talihli” bir hafta geçirmedi; Yüksek yargının kararı, ardından gelen Meclis oylaması ile Başbakanlık’tan düşürülen, bunu “ülke Anayasası’na darbe” olarak niteleyen İmran Han, 10 yıl hapis cezası aldı; Tam da seçimlere günler kala. Ülke çok karışık; Kimisi İmran Han’ın cezasını “yasaya uygun” bulurken, kimisi bunun bir “yargı darbesi” olduğunu savunuyor.

ABD’DE TEKSAS BAŞKALDIRISI

Kendi kendini “özgür dünyanın koruyucusu” ilan etmiş ABD’de ise federal hükümet, yüksek yargı ve eyaletler Anayasa üzerinden birbirine girmiş durumda; Tartışma, Teksas’ın ABD Yüksek Mahkemesi tarafından verilen “sınırdaki dikenli telleri kaldırın” kararına uymaması ile ateşlendi.  Teksas’ın  Cumhuriyetçi valisi Greg Abbott, Demokrat Başkan Biden’ın “anayasal yeminine sadık kalmadığını ve sınırdan göçmenlerin eyalete gelişini önleme konusunda taleplerine yanıt vermediğini” söyleyerek, Teksas’ın “Anayasa’dan gelen kendini savunma hakkını kullanacağını” duyurdu. Vali Abbott, kendisi gibi  Cumhuriyetçi valilerin görev başında olduğu 25 eyalete de “destek silahlı güç gönderin” çağrısı yaptı. ABD’nin bir önceki Cumhuriyetçi Başkanı Donald Trump da durur mu; O da Teksas Valisi’nin yanında katıldı tartışmaya. Konu, Demokratlar’ın işbaşında Washington’daki federal hükümet ile, Cumhuriyetçiler’in yönetimde olduğu eyaletler arasında gerginliğe doğru ilerleyen bir Anayasa meselesi haline doğru evriliyor. 

RUSYA’DAN TEKSAS TEPKİSİ

ABD karışınca, Moskova hemen “durumdan vazife çıkardı” elbette; Rusya Dışişleri Sözcüsü Zaharova, ABD’nin daha önce Ortadoğu’da Irak’a, Suriye’ye karşı giriştiği operasyonlara atıfta bulunarak, “Teksas eyalet sakinlerini özgürleştirmek için uluslararası koalisyon toplaması gerektiğini” söyledi. Sanki Rusya, tüm uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak, bağımsız bir devleti işgal etmeye kalkmamış gibi.

İşin ilginci, Teksas tartışmalarına Türkiye’den bir siyasetçi, MHP Lideri Devlet Bahçeli de katıldı; Teksas sorununun çözümü için tüm ABD’yi “aklıselime davet etti”, Amerikalılar’a sorunlarını “sabır, sukünet, sağduyu ve soğukkanlılıkla” çözmelerini tavsiye etti.

HEM TÜRKİYE, HEM İSRAİL’DE “VEKİL DÜŞÜRME” SÜRECİ

Bahçeli’nin bu konuşmayı yapmasından sadece bir kaç saat sonra ise TBMM’de, Hatay’ halkının sadece altı ay önce oy verip seçtiği milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürüldüğüne dair tezkere okundu;  Türkiye’deki en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin, bir değil, iki kez verdiği “Can Atalay tahliye edilip, vekillik görevine başlamalıdır” kararına rağmen okundu bu tezkere.

Can Atalay’ın milletvekilliğinin düştüğü gün, İsrail’de de benzer bir gelişme vardı üstelik; İsrail hükümetini Filistinliler’e karşı soykırım yapma çağrısında bulunmakla suçlayan seçilmiş milletvekili Ofer Cassif’in vekilliğinin düşürülmesi için Meclis komitesinde ilk oylama yapıldı.

Genel Kurul’da da onaylanırsa, Cassif’in vekilliği “düşüncelerini söylediği ve hükümeti eleştirdiği için” düşürülecek. Nasıl demokrasi ama? 

Dünyanın çivisi çıktı bir kere...

Tüm yazılarını göster