“Gaziantep’e tek yerli makine satamadım”

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Makineci Adil Nalbant; tekstilcilere diyor ki; “yerlisini yapıyoruz, neden ithal ediyorsun? Hans’a ayrı Hasan’a ayrı davranma.” Tekstilciler de Nalbant’a diyor ki; “yabancı kadar iyisini yap, senden alayım.” Nalbant cevaplıyor; “sen bizden aldıkça daha iyisini yapabileceğiz.”

Bu yüzden İstanbul Sanayi Odası’nda ortak masalar kuruluyor. Bir gün önce savunma sanayicileri, sonrasında makineciler, tekstilciler… Başkan Erdal Bahçıvan kaşıkla topladığımızı kazanla yabancıya vermeyelim diyor. Bakan Yardımcısı Fatih Kacır, yatırım teşviklerinin %60’ının ithal makinelere gittiğini hatırlatıyor; “Makineyi pilot sektör seçtik, netice alırsak 5 yılda cari açık derdinden kurtulacağız.”

Dünya makine sektörü; 2,7 trilyon $. Bizim 1,2 milyar $ ithalatımız var toplamın %8’i bize ait. Oysa ihraç kabiliyetinde üretim sahibiyiz ve 850 milyon $’lık ihracata sahibiz. Ancak kendi sanayicilerimizin yerli makine tercihinde sorun yaşıyoruz. Reyhan Barış; “Gaziantep halı krallığı fakat onlara tek bir yerli makine satamadım” diyor.

Tamer Hasbay; ölçek ve rekabet sorunundan bahsediyor; “Misal düşük kromlu çelik yok, inşaat ve gemi demiriyle olmuyor, makine dışa bağımlılıktan kurtarılmalı” görüşünde…

Mehmet Ağrikli; “Şahane bir makine yaptık, dünya beğendi ama satın almak için referans istedi. İleri gelen tekstilcilere deneme için verdik, onlar beğendi. Bu beğeniyi referans olarak satabildik, döndük bu satışları gösterip denemek için verdiklerimize de sattık.”

YERLİSİ VARKEN YABANCI NEDEN?

Cüneyt Alkan; “Yabancının 800 bin Euro’luk makinesi alınıyor ama benim aynı nitelikteki 325 bin Euro’luk yerli alınmıyor” şikâyetinde… Yerli makineye eşitler arasında birincilik sağlayacak teşviklere ihtiyaç var. Makine sektörü Türkiye’nin nitelik koridorunda kendine küresel rekabet alanı açabilir. Ancak kendi ülkesinde tercih edilmeyen bir kaliteye, yabancı neden yönelsin. Bizim her şeyden önce yabancı tercihimiz olmamalı.

Tüm yazılarını göster