Cumhuriyet tarihimizin en büyük entegre projesi olarak adlandırılan Güneydoğu Anadolu Projesi’ndeki (GAP) son duruma bakınca Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini yeterince değerlendiremediğini bir kez daha ortaya çıkıyor.
Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şubesi’nin “2022 GAP/Güneydoğu Anadolu Projesi Son Durum Sonuçları ve Öneriler” başlığı ile yayınladığı önemli bir rapor var. Su Kaynaklarını Planlama, Su Yönetimi ve Kalkınma Üzerine Fikir İşçisi Dr. Hüseyin Demir ile Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik tarafından hazırlanan raporda bugüne kadar yapılan çalışmalar, elde edilen sonuçlar ve geleceğe ilişkin yapılması gerekenler ayrıntılı olarak yer alıyor.
Güneydoğu Anadolu Projesi’ni “GAP Master Plan, Bölge Kalkınma ve Eylem Planları kapsamında ele alan ve önemli bilgiler içeren raporu özetleyerek paylaşıyorum:
Güneydoğu Anadolu'nun toprak, su, iklim gibi doğal ve insan varlığı ve becerileri gibi beşeri kaynaklarını değerlendirerek bu yörede yaşayan insanlarımızın gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmeyi, bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarını gidermeyi ve ulusal düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlayan GAP'ın temelleri; Ulu Önder Atatürk'ün emirleriyle 1935 yılında Fırat Nehri’nin enerji potansiyelinin ölçümüyle atılmıştır. 1980'li yıllarının ortasına kadar Fırat ve Dicle alt havzalarında ayrı ayrı yürütülen plan ve proje faaliyetleri birleştirilerek GAP adını almış ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 1989 yılında "GAP Master Planı"nı hazırlatmıştır. GAP Master Planı ile 2005 yılına kadar Fırat-Dicle Havzası'nda sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik toplam 13 proje paketi ile 22 baraj ve 27 milyar kilovat saat elektrik üretecek 19 hidroelektrik santralinin yapılması ve yaklaşık 1,7 milyon hektar tarım alanının sulamaya açılması öngörülmüştür. Master plan GAP bittiğinde 3,8 milyon insanın iş bulacağını, yıllık 2,2 milyar dolar enerji ve 2,1 milyar dolar tarımsal gelir elde edileceğini hesaplamış ve dolaylı faydalarıyla birlikte kişi başı gelirin yüzde 209 ve Gayrisafi Bölgesel Hasıla’nın yüzde 445 artacağını öngörmüştür.
GAP yatırımlarındaki gecikmeler, kalkınma felsefesinde sürdürülebilirlik, bütüncül yaklaşım, sosyal konulara ağırlık verme gibi yeni yaklaşımlar projenin topyekûn ele alınarak Bölgesel Kalkınma Planı’na dönüştürülmesini ihtiyacı ortaya çıkmıştır. GAP İdaresi yurtdışında bulduğu hibe ile bünyesindeki ve dışarıdan sözleşmeli uzmanların oluşturduğu planlama ofisi kurmuş, iki yılı aşkın sürede 40'a yakın delegasyonunda içinde bulunduğu çok kapsamlı ve nitelikli "GAP Bölge Kalkınma Planı" hazırlamıştır. Yüksek Planlama Kurulu’nun 2002 yılında aldığı kararla yürürlüğe giren Planda sulanabilir arazi 2,1 milyon hektara çıkarılmıştır. Kalkınma Planı sonu olan 2008'de sulamaya açılan alan 300 bin hektardır. Gerçekleşme oranı yüzde16,4'tür.
Hükümetler GAP'ı siyasal amaçlar için özel proje olarak görmesine rağmen geçmişten gelen alışkanlıklarla/tercihlerle GAP'ın ihtiyaç duyduğu finansmanı ülke yatırım bütçesinden alan ve nüfus oranı olan yüzde 10'undan bile daha az bütçe ayırmıştır. Gecikmeler ve beklenen faydalara ulaşılmaması gerçekçi bir eylem plana ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Ekonomik Koordinasyondan Sorumlu Başbakan Yardımcısı’nın koordinasyonunda 5 gelişme ekseni temelinde ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği ve sorumluluklarının tanımlandığı, 5 yıllık bütçe ihtiyaçlarının netlik kazandığı 1. GAP Eylem Planı 2008'de uygulamaya konulmuştur. GAP Eylem Planı, su kaynağı hazır olan ve inşaatına başlanılmış veya projesi hazır olan 1,06 milyon hektar arazinin sulanmasının hedeflendiği kamuoyuna sunulsa bile; plan detaylarında gerçekte 650 bin hektarın sulanması, kalan 410 bin hektar alanın sadece sulama ana kanal inşaatının tamamlanması öngörülmüştür. Eylem Planı’nın açıklandığı Nisan 2008'de GAP'a başlanalı 18 yılı geçmiş ve bu zaman diliminde eski sulamalar dahil ancak 300 bin hektar alan sulamaya açılmıştı. İlave 500 bin hektar alanın 5 yılda açılması, finansmanı bulunsa bile uygulama projelerinin olmaması nedeniyle hayaldi. Bu dönemde ülke yatırım bütçesinin yüzde 13-14 payı GAP'a ayrılmış ve mevcut sulama alanına 5 yılda 124 bin hektar alan ilave edilerek 397 bin hektara ulaşılmıştır.
1. Eylem Planı’nın sona erdiği 2012'den 2 yıl sonra 2. GAP Eylem Planı hazırlanmıştır. İlk Eylem Planı’na ilave olarak müstakil 3-15 bin hektar sulama alanına sahip barajların inşaatlarının tamamlanması ve yeni pompaj ve cazibe sulama şebekelerinin inşaatlarına başlanılması hedeflenmiştir. Eylem planı sonunda bölgede 1,06 milyon hektar alanın sulamaya açılması planlanmıştır.
2020 yılı sonu itibariyle 598 bin hektar alan sulamaya açılmış ve 141 bin hektar alanda da sulama şebeke inşaatı devam etmektedir.
1. GAP Bölge Kalkınma Programı-Eylem Planı (2021-2023)
GAP İdaresi kurumsal hedef ve programlarını içeren Stratejik Plan gibi görülebilecek GAP Bölge Kalkınma Programı adlı Eylem Planı’nı 2021-2023 için devreye koymuştur. Bu plan kuruma özgü olduğundan GAP'ta beklenen fayda hedeflerine ulaşılması için gereken diğer faaliyetleri GAP İdaresi ölçeğinde ele almaktadır. Sulama yatırımları 2. GAP Eylem planı öngörülerine göre devam etmektedir.
Yukarıda dönemsel olarak Master, Kalkınma, Eylem, Program gibi plan isimlendirmeleriyle hedefler konulan ve uygulanmaya çalışılan GAP Projesi’nin sulama yatırımları boyutunda hiçbir hedefi tutmayan projenin daraltılmış 2. GAP Eylem Planı hedefi olan 1 milyon 70 bin 355 hektar sulama alanının bitiş zamanı 2018 yılı sonu olmasına rağmen 2020 yılı sonunda ancak 600 bin hektar alana ulaşılmıştır. İnşaatı devam eden sulama alanı 140 bin hektardır. Bunda en büyük neden GAP'a ayrılan bütçe olanaklarıdır. Devlet yatırım bütçesinden GAP'ın aldığı paylar yıl bazında yüzde 5 ila yüzde 14’tür. Yatırım bütçesinden alınan bu paylar başta enerji olmak üzere diğer altyapılara harcanmıştır.
GAP bölgesindeki sulama oranları tesislerin yeniliği, sulamaya olan doğal ihtiyaç ve başka istihdam olanaklarını olmaması, ortalama işletme büyüklüğünün fazlalığı nedeniyle tarımın nispeten ekonomik olması sebebiyle diğer bölgelerden yüksektir. Ancak sulama şebekelerinin projelendirilmesindeki bitki deseninden ayrılarak monokültür diyebileceğimiz ağırlıklı hububat, pamuk, ikinci ürün mısır yetiştiriciliği nedeniyle sulama suyu temin yüzdesi diğer bölgelere göre yüksek olsa dahi bu bölge için düşüktür.
Şanlıurfa sulamalarının büyük bir kısmını oluşturan Şanlıurfa-Harran Ovaları sulaması Yukarı Harran ve Akçakale YAS (Yeraltı Suyu Sulaması) 157 bin hektar daha geniş alanı kapsamaktadır ve 2021 yılında ürün deseni yüzde 122 yoğunlukta gerçekleşmiştir.
Ağustos; ürün yoğunluğu yüzde 67.5’i pamuk ve yüzde 22'si ikinci ürün mısırla sulama suyuna en fazla ihtiyaç duyulduğu aydır. Bu dönemde drenaj kanallarından takviyeler, sulama kanallarının kapasitesini artıracak ilave duvar örmelere rağmen sulama suyu ihtiyacının ancak yüzde 55-60’ı karşılanabilmektedir. Buna rağmen; gelecekte kötü sonuçları ortaya çıkaracak drenaj yetersizliği nedeniyle su tablasından beslenmeyle verimler ülke ortalamasından yüzde 20-25 daha fazladır.
GAP; tarımın başkenti ve ihracatın üssü olacak, tarımdan 2,5 milyar dolar yıllık gelir gelecek ve üreten, girdi temin eden, işleyen, pazarlayanla 3, 5 milyondan fazla insana iş bulacak diye projelendirilmişti. Sabah hasat edilen taze meyveler, sebzeler işlenecek, paketlenecek ve akşamında İstanbul, Frankfurt, Londra, Dubai'ye uçakla ihraç edilecekti. Şanlıurfa'da kargo ağırlıklı Şanlıurfa GAP Uluslararası Havalimanı inşa edildi. Ancak 1 kilo ürün gönderilemedi. Çünkü yalnız kalan üreticiler yerel koşulları dikkate alarak mono kültür tarımı yapmak zorunda kalmışlardır. Bunda toprak dağılımındaki dengesizlikte önemli bir nedendir.
Harran Ovası genelinde ailelerin yüzde 58,5'i topraksız, en geniş toprağa sahip ailelerin yüzde 5'i toplam toprakların yüzde 27,5'ine sahiptir. Bu gerçekler potansiyelden faydalanma oranını düşürdüğü gibi, gelir düşüklüğü nedeniyle modern tarım tekniklere geçişleri engellemektedir. Toprakta alkalilik, tuzluluk, yüksek taban suyu problemleri, mücadelesi giderek pahalılaşan yabancı ot ve zararlı salgınlarına neden olmaktadır. Harran'ın ürün deseni tarımsal mekanizasyon ağırlıklı olduğu için kısa zamanda yapılması gereken bakım işlerine daha güçlü, daha fazla miktarda traktör ve alet- ekipmana ihtiyaç duyulmaktadır. Bu da atıl kapasiteye ve ölü sermaye yatırımına neden olmaktadır. Öte yandan kısa dönemlere dağılmış işgücü talepleri nedeniyle toprak sahiplerinde atıl işgücü olmakta ve az topraklı-topraksız aileler sürekli iş bulamadıklarından evlerinden-yurtlarından uzak diyarlara mevsimlik gezici işçi olarak, bir yılda ortalama 2 ile 5 ayrı yere gitmektedir.
1- Devlet; ekonomisi kadar gıda güvenliğini, nüfus stabilizasyonu, istihdam, sınır ve iç güvenliğini de dikkate alarak sulama yatırımlarına hız vermelidir. GAP’ta 1,2 milyon hektar arazi sulamayı beklemektedir. GAP’ta sulama yatırımlarının tamamlanması yani kalan 1,2 milyon hektar arazinin suya kavuşması için 15-20 milyar dolar yatırıma ihtiyaç vardır.
2- Ortalama 3 yılda bir mutlak orta ve şiddetli tarımsal kuraklık yaşayan GAP bölgesinde gıda güvenliğini temin etmek için 2. ve 3. kademe pompaj gibi sulama yatırımlarından vazgeçilmemelidir. Sulama ekonomisini temin etmek başlangıçta tahıllarda tamamlayıcı sulama ve mera sulamasına önem vermeli, zamanla damla sulamayla birlikte meyvecilik, zeytin ve bağcılığı üretim zincirinin tüm unsurlarıyla desteklemeli, teşvik etmeli, zorlayıcı önlemler almalıdır.
3- Sulama ücreti ödenemeyecek kadar yüksek, israf edilecek kadar düşük olmamalıdır. Sulama ücreti gerçekçi olarak belirlenmeli, sulu tarım alanlarında çiftçiler başka kanallardan desteklenmelidir. Su ücretleri her sulama ayrı ayrı değerlendirilmeli ve destekleme-teşvikler sulama özeline göre yapılmalıdır. Su ücretlerine çiftçi katılım oranı il/ilçenin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi dikkate alınarak belirlenebilir. Suyun tasarruflu kullanılması için su ücretlendirmesini açık kanal şebekelerinde sulama sayısı ve süresine ve borulu şebekelerde kullanılan su hacmine göre yapmalıdır.
4- Kamulaştırma ve su kaynağı yatırımları hariç açık kanallı sulama şebekeleri hektar başına 10-12 bin dolar ve borulu şebekeler 12-15 bin dolar yatırımla gerçekleşmektedir. Bu yatırımlar işlevsiz hale gelemez. Mevcut sulamaların altyapı eksikleri giderilmeli, eski sulamalar modernize edilmeli, sulama alanları toprakları başka amaçlar için kullanılmamalıdır. Toprak kanunundan taviz verilmemelidir.
5- Sulu tarım alanlarında sürdürülebilirliği sağlayabilmek için ayrılmaz parçası olan hayvancılık özendirilmelidir. Toprak ve su kaynaklarını, geliştirecek ve koruyacak otluk, yemlik, dane ve yağlık baklagil ekimlerini özendirmelidir.
6- GAP gibi entegre kalkınma projeleri yetki ve sorumluluğu belirlenmiş politik desteği ve kurumsal, teknik ve finansal yeterliliği olan bir kuruluşla (yarı veya tam özerk olabilir) yönetilmeli/yönlendirilmelidir.
7- Kapitalizmin “Kirleten öder/ kullanan öder” ezberinin kalkınma çabalarında işlemediğinin farkına vararak; sermaye sahiplerinin, sanayicilerin ve diğer lobilerin tarıma olan tahakkümlerine boyun eğilmemeli, geleceğimiz için tarım desteklenmelidir.
GAP Bölgesi; ülkemizin yüzde 9,7 alanında (75 bin kilometrekare,7,5 milyon hektar) 9 milyon insanın yaşadığı Kilis, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak illerini kapsamaktadır. Çoğu yüksek platolar olmak üzere düzlüklerden oluşan verimli bölge topraklarının 3,2 milyon hektar arazisinde işlemeli tarım yapılabilmektedir. Bölgede ülke yüzey sularının %30,4'ü (yıllık 56 milyar metreküp) ve yeraltı suyu miktarının % 21,7'sine (yıllık 5 milyar metreküp) sahiptir. Harran, Ceylanpınar gibi güneydeki ovalarda 300 güne kadar uzayan yetişme periyoduyla iki yılda 5 ürün yetiştirilebilecek bir iklim sahip. Bölgeye; "Yukarı Mezopotamya" ve yaygın olarak "Bereketli Hilal" adı verilmektedir.