G7 ülkeleri, yeşil iyileşme taahhütlerini yerine getirecek mi?        

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Uluslararası yardım fonu ve kalkınma ajansı Tearfund tarafından yayınlanan “Cleaning up their act?” başlıklı rapor, G7 ülkelerinin COVID-19 krizi sonrası ekonomik toparlanma süreci için sundukları taahhütlere rağmen, Ocak 2020 ile Mart 2021 arasında, fosil yakıtlara temiz enerjilere kıyasla daha fazla finansman sağladıklarını ortaya koyuyor. Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü ve Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü işbirliğinde yayınlanan rapora göre, COVID-19 başlangıcından bu yana temiz enerji için 147 milyar dolar finansman sağlanırken; kömür, petrol ve doğalgaza giden destek 189 milyar dolara ulaştı.               

Fosil yakıtlara aktarılan her 10 doların 8’i aşkın bölümü, herhangi bir sürdürülebilirlik kriteri şart koşulmadan gerçekleşti. Bu durum, en kirletici sektörlerin herhangi bir kirlilik azaltımı gereksinimi olmadan faaliyetlerini sürdürme olanağı sundu.                

COVID-19 krizine müdahale etmek amacıyla sağlanan her 10 dolardan yalnızca 1’i yenilenebilir enerji veya enerji verimliliği gibi “en temiz” enerji uygulamalarına aktarıldı.             

İngiltere’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek G7 Zirvesi öncesinde yayınlanan rapor, G7 ülkelerinin COVID-19 krizine yönelik ekonomik kurtarma mekanizmalarını daha sürdürülebilir hale getirmek için oluşan büyük fırsatları bugüne kadar değerlendirmediklerini ortaya koyuyor.

Enerji-yoğun yatırımlar net sıfır emisyon hedefleriyle çelişiyor

Rapora göre salgının başlangıcından bu yana G7 ülkelerinin enerji-yoğun yatırımları, net sıfır emisyon hedefl eriyle çelişiyor. İngiltere hükümetinin yeşil hedefl eri ile Hazine tarafından gerçekleştirilen harcama kararları arasında da çelişkiler bulunuyor. İngiltere, G7 ülkeleri arasında kişi başına fosil  yakıtlara finansman taahhüdünün en yüksek olduğu ülke olarak öne çıkıyor. İngiltere tarafından sunulan desteğin yalnızca yüzde 4’ünde sürdürülebilirliğe yönelik koşullar yer alıyor. Buna karşın İngiltere, pandeminin başlangıcından bu yana, uluslararası fosil yakıt projelerine kamu desteğinin sonlandırılması ve 2030 yılı itibariyle yeni benzinli ve dizel arabaların trafiğe çıkışının yasaklanması gibi, dünya çapında öncü politikalara imza atmış durumda.              

Başarısızlığa zemin hazırlanıyor

Tearfund Savunuculuk Başkanı Paul Cook, “Tearfund olarak her gün iklim krizinin dünya genelinde toplumlarda yarattığı ve artan olumsuz etkilerine tanık oluyoruz. Çiftçiler mahsullerini kaybediyor; kasabalar ve köylerde sel ve yangınlar gerçekleşiyor; birçok ailenin geleceği belirsizliğini koruyor. Bugün, G7 ülkelerinin yaptığı seçimler, herkesin iklim açısından güvenli bir geleceğe yönelik dönüşümünü hızlandıracak ya da iklim kriziyle mücadelede bugüne kadar verilen çabaları tehlikeye atacak” diyor. Cook’un yorumları şöyle: “G7 ülkeleri, küresel nüfusun yalnızca onda birini oluşturuyor. Ancak bu ülkeler CO2 emisyonlarının yaklaşık dörtte birini temsil ediyor ve dünyanın en kirletici ülkeleri arasında yer alıyor. Bu ülkelerin atacağı adımlar, Kasım ayında Birleşik Krallık ev sahipliğinde gerçekleşecek BM İklim Zirvesi’nin başarısının ya da başarısızlığının zeminini hazırlıyor.”

Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü Kıdemli Politika Danışmanı Lucile Dufour, “Yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine yatırım, G7 ekonomilerini karbondan arındırmanın temel önceliği olmalı. Ancak G7 ülkeleri fosil yakıt endüstrisini desteklemeye devam ettikçe, yaptıklarının geri dönüşünü alamayacaklar” diyor.               

Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü Kıdemli Araştırma Görevlisi Angela Picciariello ise, “G7 ülkelerinin COVID- 19 iyileşme sürecini daha sürdürülebilir hale getirmemesi, ekonomilerinin hızla karbondan arındırılması ve istihdam yaratılması açısından kaçırılan büyük bir fırsat” diye ekliyor.

G7’YE ÖNERİLER

Fosil yakıtların üretimine yönelik her türlü desteği sonlandırın ve emisyon yoğun sektörlere sağlanan finansal desteklere önemli sürdürülebilirlik kriterleri ekleyerek “zarar vermeme” ilkesini benimseyin.

COVID-19 iyileşme sürecinde harcamaların en az yüzde 40’ını yeşil politikaların hayata geçirilmesine ve yeşil mekanizmalara ayırın (Global Recovery Observatory’nin analizine göre günümüzde ayrılan pay yüzde 22). Sürdürülebilir iyileşme sürecine herkesin dahil olabilmesi için, artan sayıdaki düşük ve orta gelirli ülkenin borç yükünü hafifletmeye devam edin, iklim finansmanı taahhütlerini iki katına çıkarın, fosil yakıtlara yönelik uluslararası finansmanı sonlandırın, bankaların faaliyetlerini Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hale getirmeleri için G7’nin çok taraflı kalkınma üzerindeki belirleyici rolünü değerlendirin.

Tüm yazılarını göster