Gelişmekte olan ülkelerin öncülüğünü "Küresel Güney" ismiyle üstlenmiş durumdaki Hindistan, bu alandaki liderliğini G-20 zirvesiyle "taçlandırmak" istiyor. "Küresel güney" sözcüğünün seçimi de tesadüf değil; Batı'nın ekonomik olarak gelişmiş ülkelerine, dünyanın kuzey kesiminde kalan Çin'i de dahil ediyor bu ifadeyle Hindistan.
En büyük rakip; Çin
Oysa Çin kendisini hala "gelişmekte olan ülke" kapsamında tutuyor. Böylece hem küresel ekonomik anlaşmalar çerçevesinde gelişmiş ekonomilere koyulan kısıtlamalardan kaçmaya, hem de -tıpkı Hindistan gibi- Afrika, Asya ve Latin Amerika'nın gelişmekte olan ülkelerine "ben de sizden biriyim" imajı vermeye çalışıyor. Hindistan'ın "küresel güney" çıkışı bu duruşu bozmuş durumda.
Nitekim Yeni Delhi'deki G-20 zirvesine katılmayacak iki liderden birinin- Rusya Lideri Putin hakkında uluslararası Adalet Divanı'nın çıkardığı yakalama kararı nedeniyle ülkesinden pek çıkmıyor- Çin Devlet Başkanı Şi olması da, bu açıdan bakınca, tesadüf değil elbette. BM verilerine göre Hindistan geçen yıl nüfus olarak Çin'i geçmiş durumda. Ekonomik büyüme olarak da Çin'in onyıllardır yakaladığı dünya liderliği tahtını sallıyor Hindistan; bu yılki ekonomik büyüme oranının yüzde 7 olması bekleniyor.
Çin'le Hindistan arasındaki sınır problemi de her iki ülke arasındaki gerilimi körükler nitelikte; geçen ay Çin Doğal Kaynaklar Bakanlığı'nın yayınladığı ve iki ülke arasındaki tartışmalı sınır hattını Çin toprağı olarak gösteren harita karşılıklı sert diplomatik çıkışların yaşanmasına yol açmıştı.
Tüm bunlara bir de Hindistan'ın geçen ay sonunda Ay'ın karanlık yüzüne uzay aracı indirerek, uzay alanındaki iddiasını da eklemek gerek. Başbakan Modi, "küresel güney" adı altında aslında ABD ve Çin'in liderliğindeki iki kutuplu dünyada, kendi "kutbunu" oluşturuyor gibi. Nitekim, Hindistan'ın bu hafta sonu ev sahipliğini yapacağı G-20 zirve toplantısına, Afrika Birliği'nin de dahil edilmesi konusundaki talep ve baskısını bu açıdan, Afrika ülkelerine bir "selam" olarak nitelemek yanlış olmaz.
Hindistan ismini değiştiriyor; ilk deneme G-20'de
Hindistan Başbakanı Modi'nin bir başka hamlesi ise, küresel alanda ülke ismini İngilizce versiyon olan "India" yerine, Hintliler'in kullandığı "Bharat" olarak değiştirmek üzerine. (Uluslararası alanda 'Turkey' yerine 'Türkiye' kullanımına geçilmesi gibi). Nitekim G-20 zirve toplantısı için yapılan kimi davetler "Bharat Cumhurbaşkanı" imzasıyla gönderildi.
"India" olan ismin ülkenin İngiliz sömürge geçmişinden gelmesi nedeniyle yapılmak isteniyor bu değişiklik. Ayrıca seçilen "Bharat" sözcüğünün Modi'nin partisi olan "Bharatiya Janata" içinde de yer alması dikkat çekici. Bu adım, Modi'nin Hint milliyetçisi politikalarının da uzantısı aslında; Hindistan vatandaşı olan milyonlarca Müslüman ve pek çok farklı dil-kültüre mensup etnik/ dini grup, Hindu dilinde kullanılan sözcüğün resmi ülke ismi haline getirilmesini de "dayatma" olarak görüyor.
Gündem; kuzeye karşı güney
Hindistan, G-20 toplantısına ev sahibi olmanın da getirdiği ayrıcalıkla, öncüsü olduğu "Küresel Güney"in gündemini de öne çıkarmaya çalışıyor zirvede. Üç konuya öncelik veriyor Hintliler; ilki, küresel ekonominin merkezi olmaktan çıkarılıp, dünyanın her kesimine yayılması. İkincisi küresel finans sektöründe karar alma mekanizmalarının adem-i merkeziyetçi hale getirilmesi. Üçüncüsü ise "halkın G-20'si" konsepti; Yiyecek, sağlık, iş ve küresel iklim değişikliğinin etkilerinin, küresel siyasi rekabetin önüne geçirilip, ana tartışma konusu yapılması. Ancak elbette tüm G-20 ülkeleri bu gündem konusunda Hindistan'la hemfikir değil. O kadar ki, 1999'dan bu yana ilk kez G-20 zirve toplantısından ortak bir bildiri çıkmama olasılığı bile konuşuluyor. Bir uzlaşma formülü bulanabilecek mi? Göreceğiz...