Futbol krikete karşı

Ömer KART Sporun Ruhu

Türkiye’de spor denilince akla futbol haricinde pek bir branş gelmiyor. Turnuva dönemlerinde Kadın Milli Voleybol, Euroleague maçları sırasında da basketbol takımlarımızın dışında ilgiyle izlenen ve takip edilen bir spor branşına sahip değiliz. Aslında futbol dünyada da en popüler spor konumunda fakat birçok ülkede futbolun yanı sıra, tenis, bisiklet, kayak, golf, atletizm, motor sporları, yüzme, yelken gibi farklı spor branşlarının da meraklı bir taraftar kitlesi var. Masa tenisinin popüler olduğu Çin, buz hokeyinin ev sahibi ‘kuzey ülkeleri, Rugby sever ülkelerden Avustralya, uzun mesafe koşucularıyla meşhur Kenya ve daha birçok ülkenin vatandaşları spor yapmaktan bahsederken sadece futboldan bahsetmiyorlar. Bizim ülkemizde çok az bilinen fakat dünyada futbolun ardından en popüler ikinci spor olarak konumlanan kriket, yaklaşık 2,5 milyar taraftarı ve büyük finansal gücüyle dikkat çekiyor. Özellikle İngiltere, Hindistan, Pakistan, Avustralya ve Karayipler’de bir kültür haline gelen bu spor, hem tarihi kökleriyle hem de modern dönemdeki ekonomik gücüyle spor dünyasının en önemli unsurlarından biri. 16. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve kısa sürede aristokrasinin favori oyunlarından biri olan bu spor branşı, Britanya İmparatorluğu’nun yayılmasıyla Hindistan, Avustralya, Güney Afrika gibi eski İngiliz kolonilerinde hızla gelişip, zamanla bu ülkelerin ulusal kimliklerinin bir parçası haline geldi. Kriketin belki de en ilginç yönlerinden bir tanesi, köklü bir tarihe sahip olması. 1744 yılında Marylebone Kriket Kulübü (MCC) tarafından yazılan Kriket Yasaları, oyunun küresel çapta standart kurallarını belirleyen genel bir kriket anayasası olarak geçerliliğini korumaktadır. Oyunun sadece teknik unsurlarını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda “adil oyun ruhunu” (Spirit of Cricket) da vurgular. Kısaca anlatmak gerekirse; bir oyuncunun kurallara uygun hareket etmesi yeterli değildir, aynı zamanda rakibine ve hakemlere saygılı olması da beklenir.

“iyilik için kriket”

1909 yılında Avustralya, İngiltere ve Güney Afrika’dan temsilciler tarafından İmparatorluk Kriket Konferansı olarak kurulan küresel yönetim organı, 1965 yılında Uluslararası Kriket Konferansı, 1987’de de Uluslararası Kriket Konseyi (İCC) adını aldı. 108 üyesiyle kriketin küresel yönetimini üstlenen Uluslararası Kriket Konseyi’nin (ICC) merkezi, spor dünyasının yeni güç merkezlerinden biri haline gelen Dubai’de bulunuyor. Konseyin önündeki en büyük meydan okumalardan biri ise 2027’de Güney Afrika, Zimbabve ve Namibya’da düzenlenecek Kriket Dünya Kupası. Kıtalararası bu dev organizasyon, ICC’nin yönetim becerilerini sınarken, aynı zamanda kriketin Afrika’daki yükselişini de hızlandırabilecek kritik bir adım olarak görülüyor. Küresel kriket pazarındaki gelirin 2025 yılında 3,84 milyar ABD dolarına ulaşacağı tahmin edilirken, İngiltere’de kaydedilen en eski referanstan neredeyse 400 sene sonra, bu sporun pazarının büyük ölçüde Hindistan’ın önderlik ettiği bir avuç ülkeyle sınırlı kalması en çok gündeme getirilen ‘kriket tartışmalarından’ bir tanesi. Yıllık 2.2 milyarlık gelirle, kriketin finansal gücünün büyük kısmı Hindistan merkezli olması, bu branşın tekrar olimpik spor olmasının önündeki en büyük engel olarak kabul ediliyor. Olimpiyat oyunlarının geleneksel kriket takvimiyle çakışması ve gelirlerin Olimpiyat Komitesiyle paylaşılması sebebiyle Hindistan ve İngiltere bu sporun olimpik branş olmasına karşı çıkıyor. Her ne kadar belirli grubun tekelindeymiş gibi gözükse de kriket sporuna ilgi göstermeye başlayan yeni ülkeler de var. Bunlardan bir tanesi de Türkiye. 2004 yılında kurulan resmi ulusal kriket ligi Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu bünyesinde yer alıyor. Kriket sporunun ülkemizde gelişmesi ve tanınırlığını artması için çalışmalar yapan federasyonun hedefl erinden bir tanesi önümüzdeki senelerde Türkiye’ye uluslararası bir organizasyon düzenlemek. Büyük bir hayran kitlesine sahip olmasına rağmen kriketin küresel bir fenomen haline gelmesi pek kolay gözükmüyor. Kadın kriketindeki gelişmeler, olimpiyat sporu olarak kabul edilmek, ICC’nin dünya çapında çocukların yaşamlarını olumlu yönde etkilemek için sporun gücünden faydalanmayı amaçlayan “iyilik için kriket” gibi küresel sosyal yardım programları, bu sporun yeni pazarları keşfetmesine yardımcı olabilir, fakat 14 takımlı bir dünya kupasının futboldaki gibi 32 takımlı bir dünya kupasına dönüşmesi için çok yol kat etmesi gerekiyor.

Tüm yazılarını göster