Fransız’ın ‘telli bağ’ ısrarı Kapadokya’da 4 yılı nasıl kaybettirdi

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Şarap yazarı Mehmet Yalçın, Kavaklıdere Yönetim Kurulu Başkanı Ali Başman ve Yönetim Kurulu Üyesi Cevza Başman ev sahipliğindeki görüntülü buluşmada Kapadokya’daki Cotes d’Avanos bağını ekrana yansıttı:

- 1800 dönümlük bu bağ, Türkiye’nin ikinci büyük tek parça bağı. Rakım 900-1070 metre. Beyaz volkanik toprak pudra gibidir.

Ali Başman, ekrandaki görüntüyü izlerken 1993 yılına döndü:

- O zamanki Fransız danışmanlarımızla şirketimizdeki Türk uzmanlar arasında “telli bağ” tartışması çıktı. Fransız danışmanlar ısrarla, “Bu bağ telli olacak. Asmalar, tel desteğiyle hep dik duracak” dedi. Biz de onlara uyduk.

4 yıl sonra oldukça sert bir kış yaşandığını kaydetti:

- Asmaların damarları tıkandı. Bütün bağ dondu.

Bunun üzerine kuruyan asmaları söküp, yerine yeni çubuklar diktiklerini kaydetti:

- Bu sefer bölgeyi bilen Türk bağ uzmanlarını dinledik. Telden vazgeçtik. Bölgede her kışa girişte uygulanan yönteme biz de uyduk. Kışın asmayı aşırı soğuktan toprağa gömerek koruyoruz.

Kasım-aralık ayında asmaları toprağa gömme işlemini tek tek yaptıklarını bildirdi:

- Asmaların üzerine 30-40 santim toprak atıyoruz. Bu işlem tek tek elle yapılıyor. Nisan ayında asmaların üzerindeki toprak açılıyor.

O dönemde Fransız uzmanların “telli bağ” ısrarının kendilerine 4 yıl kaybettirdiğini vurguladı:

- Bazı bölgelerde geleneksel yöntemlerin daha doğru olduğunu 4 yıllık emeğimizi kaybederek öğrenmiş olduk.

Kapadokya’daki bağda, şaraphanede üzümlerin ayıklanması aşamasında daha çok kadınların çalıştığına işaret etti:

- Yılda 50 bin yevmiye ödüyoruz. Bağ bozumu dönemi geçici işçi olarak çalışan kadınlara günde 120 lira yevmiye ödedik. Bölgedeki kadınlar bir anlamda ekonomik özgürlüklerine kavuştu.

Mehmet Yalçın, Kavaklıdere’nin Kapadokya’da ürettiği Narince üzümünü anlatırken Ali Başman araya girdi:

- Kendimize has üzümlerin değerini maalesef yeterince bilmiyoruz. Türk şarap tüketicisi daha çok Türkiye’de de yetişen yabancı kökenli üzümlerden elde edilen şarapları tercih ediyor.

Ardından turizmin önemine değindi:

- Yerli, kendimize has üzümlerden ürettiğimiz şarapları daha çok yabancı turistler tüketiyor.

COVID-19 süreciyle birlikte gerileyen turizmin şarap tüketimini de aşağı çektiğinin altını çizdi:

- Yabancı turistler, bizim için önemli tüketici. Ayrıca, otellerin, restoranların kapalı kaldığı dönem, bizim işleri aşağı doğru çekiyor.

Türkiye’de evde şarap tüketiminin çok düşük olduğuna dikkat çekti:

- Restoranlardaki satışların yüzde 25’i ancak evde tüketime kayabildi.

Yabancılar Türkiye’nin üzümlerinden üretilmiş şarabı daha çok tercih ettiğine göre, 10 milyon doları bir türlü aşamayan ihracatta çıta “yerli üzüm”e yüklenerek yukarı taşınamaz mı?

Ben burada oldukça Basın Müzesi'ne kimse dokunmayacak

Kadir Topbaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı’na ikinci kez seçildiği dönemdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyetine ait Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’ne İBB’nin Emlak Dairesinden sözlü tebligatlar sıklaştı:

- Bu binayı boşaltın...

Nezih Demirkent TGC Başkanı’yken Basın Müzesi kurulmasına öncülük etmiş, Çemberlitaş’taki İBB’ye ait bina dönemin Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl’ın talimatıyla tahsis edilmişti. İBB ile TGC arasında bir kira protokolü yapılmıştı.

Kadir Topbaş’ın ikinci seçildiği döneme kadar İBB yönetimleri Basın Müzesi’nin o binada olmasına itiraz etmemişti.

Onarım ihtiyacı doğduğunda, Topbaş dönemi Emlak Dairesi yöneticileri Basın Müzesi’nin orada kiracı olduğunu fark etti:

- Basın Müzesi binamızdan çıksın. Orayı Emlak Dairemiz kullanacak.

TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş ve ben, Kadir Topbaş’tan randevu alıp görüşmeye gittik. Topbaş, bizi dinledikten sonra şu sözü verdi:

- Ben burada oldukça Basın Müzesi’ne uygun bir yer verilmeden şimdiki yerinden çıkarılmayacak.

Bu sözü duyunca yeni bir protokol düzenlenmesini talep ettik, gönül koydu:

- Ben söz veriyorum, güvenmiyor musunuz?

Aradan zaman geçti, 2017 yılında TGC’ye Basın Müzesi’yle ilgili İBB’den iki yıllık fahiş ecrimisil tebligatı geldi. Bunun üzerine Kadir Topbaş’tan randevu istedik. Ancak, 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşanmış, Topbaş’ın görevden ayrılması gündeme oturmuştu.

İBB Başkanvekili Göksel Gümüşdağ’dan rica edip, Genel Sekreter Hayri Baraçlı’dan randevu aldık. Baraçlı, fahiş ecrimisili normal düzeyine çektirip, öneride bulundu:

- Basın Müzesi’ne bir yer bulalım, mevcut binayı boşaltın. O binanın bakımı ancak boş iken yapılabilir.

Baraçlı ve ekibi, Basın Müzesi için bir-iki yer önerisi yaptı. Ancak, önerilen binaların kapasitesi Basın Müzesi için yeterli olmadı. TGC Basın Müzesi, şimdilik Çemberlitaş’taki söz konusu binada faaliyetini sürdürüyor... Kadir Topbaş’ın vefatı üzerine Basın Müzesi’yle ilgili görüşmelerimizi anımsadım. Topbaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.

Küresel ısınma şarapta alkol derecesini yükseltti

Şarap Üreticileri Derneği Başkanlığını da yürüten Kavaklıdere Yönetim Kurulu Başkanı Ali Başman, küresel ısınmanın tarıma etkileriyle ilgili örneği üzüm bağlarından verdi:

- Fransız şarap-bağ danışmanımız Stephane Derenoncourt’la 2008’den beri çalışıyoruz. Stephane, bağlarımızı gezerken sulama yapıldığını görünce şaşırmıştı. Ben de kendisine, "Biz bağlarımıza can suyu vermek zorundayız” demiştim.

Küresel ısınmanın şaraba etkisini de anlattı:

- Son 10-15 yılda küresel ısınma şarapta alkol derecesini 13.5’ten 14.5’e yükseltti. Yeterli olgunluğu yakaladığımızda genelde alkol derecesi 14-14.5’lere oturmaya başladı.

Tüm yazılarını göster