Temiz Hava Fonu’nun her yıl yayınlanan Küresel Hava Kalitesi Finansmanının Durumu 2021 raporu, herkesin temiz havaya erişebilmesi için finansman, stratejik yatırım ve işbirliği fırsatlarındaki boşlukları ortaya koyuyor.
Hava kalitesine sağlanacak finansmanın halk sağlığını ne şekilde koruyabileceğini, bunu gerçekleştirirken iklim değişikliğinin etkilerini hafifleten ve eşitsizlikleri ele alan diğer faydaların önünü nasıl açabileceğini gösteren rapor; günümüzde iklim, sağlık ve eşitlik önceliklerine odaklanan vakıfl ar ile hükümetler ve yardım kuruluşlarının iş birliğinin artırılması ve tamamlayıcı yaklaşımların geliştirilmesine yönelik önemli fırsatların olduğunu belirtiyor.
Raporda öne çıkan değerlendirmeler şöyle:
Hükümetlerin kalkınma yardımı kapsamında sağladıkları finansman incelendiğinde, fosil yakıt kullanımının devamını sağlayan projelere 2019 ve 2020 yıllarında 1,50 milyar dolar aktarıldığı, temel hedefi hava kirliliğinin azaltılması olan projelere yaklaşık 1,24 milyar dolar sağlandığı belirtiliyor. Rapor, fosil yakıtlara sağlanan kalkınma yardımlarının, hava kalitesini artırmaya yönelik yardımlara kıyasla yüzde 21 daha fazla olduğunu gösteriyor.
gösteriyor. İnsanların dış ortam hava kirliliğine maruz kalmasının yaklaşık üçte ikilik bölümü, fosil yakıtlara dayalı elektrik üretimine atfediliyor. Bu yakıtlardan elektrik üretilmesi aynı zamanda iklim değişikliğinin temel nedeni olarak belirtiliyor.
Finansal yardım sunulan ülkelerde, hava kalitesine bağlı ölümlerin son 30 yılda yüzde 153 artmasına rağmen, bu ülkelere sunulan devlet kalkınma yardımlarının yüzde 1'inden daha azının hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik uygulamalara ayrıldığını ortaya koyuyor.
Her yıl 4,2 milyonu aşkın ölüme neden olan ve sıtma, tüberküloz ile HIV/ AIDS hastalarının toplamından fazla ölümle sonuçlanan bu sorunla mücadele etmek için gerekli olan miktarın altında olduğunu belirtiyor.
Hükümetler ve yardım kurumları, 2015-2020 yılları arasında hava kirliliğini azaltmak amacıyla 5,72 milyar dolar finansman sağladı. Bu rakam kademeli bir artış gösterse de hava kalitesini artırmaya yönelik finansmanın, 2019’daki 1,47 milyar dolarlık seviyesinden 2020 yılında yüzde 10 gerileyerek 1,33 milyar dolara gerilediği görülüyor. Uluslararası Enerji Ajansı, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli ve diğer kurumlar yakın zamanda Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflere ulaşmak için temiz enerjiye dayalı topyekûn bir dönüşümün gerçekleşmesi gerektiğini belirtiyor. Üretkenliği artırarak ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi mümkün kılarak, herkesin temiz havaya erişimine katkı sağlanabilir.
Temiz havaya erişim için daha fazla finansman gerekli
Temiz Hava Fonu’nun Kurucusu ve İcra Direktörü Jane Burston, “Hükümetlerin fosil yakıt kullanımının devam etmesine yönelik sunduğu yatırımlar, günümüzde zararlı ve kirli hava soluyan 10 kişiden 9’unu korumaya kıyasla yapılan finansal yardımlardan daha fazla. Küresel öncelik haline gelen halk sağlığı ile iklim değişikliğinin yarattığı sorunların ölçeği düşünüldüğünde, bu durum hiç mantıklı değil. İyi haber, bu durumun hızla değişebileceği. Hepimizin iyiliği için temiz havaya erişim sağlamak üzere acilen daha fazla finansmana, daha güçlü hedeflere ve daha etkin işbirliklerine ihtiyaç duyuyoruz” yorumlarını yapıyor.
Türkiye’de çok sayıda il kanserojen paritkül maddeleri soluyor
Hava kirliliğinin sağlık etkileri ile ilgili Türkiye’de 5 yıldır çalışmalar yürüten 16 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun koordinatörü Buket Atlı’nın yorumları ise şöyle: “Birleşmiş Milletler’in önerisi ile son iki yıldır temiz hava günü dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kutlanıyor. Fakat maalesef vatandaşlarımız hala Kahramanmaraş, Çanakkale, Kütahya, Muğla, Manisa, Zonguldak, Sivas ve daha birçok ilimizde gerekli çevre yatırımlarını tamamlamamış kömürlü termik santrallerin bacalarından çıkan kanserojen partikül maddeleri soluyor.”
Fosile her 1 birim teşvik, 10 birim sağlık maliyeti demek
HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği Türkiye Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, “HEAL olarak yaptığımız tahminlere göre Türkiye’de faal olarak kömürden elektrik üreten büyük santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin yarattığı sağlık sorunlarının maliyeti, 2019 yılındaki sağlık harcamalarının yüzde 27’sine denk geliyor. Bu şu demek; elektrik üretimi kamu bütçesini ve ekonomiyi doğrudan tehdit ediyor. Bu santrallerin olduğu şehirlerden Zonguldak’ta COVID-19 döneminde, kronik sağlık sorunları ihtimalinin olduğunu gördük. 2017 yılındaki Gizli Maliyet araştırmamıza göre Türkiye’de kömür dahil tüm fosil yakıtlara verilen her 1 birim teşvik, fosil yakıtlardan elektrik üretilmesinden kaynaklı hava kirliliğinin 10 birim sağlık maliyeti yaratmasına neden oluyor.
“Sağlıklı Hava, Sağlıklı Gezegen”
Birleşmiş Milletler, Aralık 2019’da gerçekleştirdiği 74’üncü oturumunda 7 Eylül gününü tüm dünyada “Mavi Bir Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü” ilan etti. Bu yıl ikincisi kutlanan “Temiz Hava Günü” her düzeyde kamuoyu bilincini artırmayı ve hava kalitesini iyileştirmeye yönelik çalışmaları teşvik etmeyi hedefliyor. Türkiye’de kutlamalar bu yıl da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürüttüğü Türkiye’deki Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması Teknik Destek Projesi CityAir kapsamında gerçekleştirildi. Proje kapsamında, hava kalitesi yönetimine ilişkin konuların; karar vericiler, belediyeler, çocuklar, kadınlar ve toplumun farklı seviyelerinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın artırılması için çalışmalar yapılıyor. Geçen yıl, “Herkes İçin Temiz Hava” temasıyla kutlanan “Uluslararası Temiz Hava Günü”nün bu yılki ana başlığı, Covd19 salgını ve hava kirliliğinin sağlık üzerine etkilerine dikkat çekmek amacıyla “Sağlıklı Hava, Sağlıklı Gezegen” olarak belirlendi.