İklim değişikliği ile mücadelede atılması gereken en önemli adımlardan biri fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların sona ermesi. Fakat bugün hala fosil yakıt sübvansiyonlarına sağlık ve eğitimden daha fazla harcama yapan ülkeler var. Fosil yakıt sübvansiyonlarına yönelik bir reformun hayata geçirilmesi ekonomik, çevresel, sosyal, düşük karbonlu gelecek ve enerji güvenliği olmak üzere beş temel alanda hayati önem taşıyor.
Ekonomi: Küresel olarak, hükümetler petrol, gaz ve kömür fiyatlarını yapay olarak düşük tutmak amacıyla yılda yaklaşık 400 milyar dolar harcıyor. Bu sübvansiyonların kaldırılması, sağlık, eğitim, kamu refahı ve düşük karbonlu enerji yatırımları gibi alanlarda kaynak yaratılmasını sağlayacağı gibi, yenilenebilir enerji kaynaklarının rekabet gücünü de artıracak. Somut bir örnek vermek gerekirse, bugün fosil yakıtlara verilen sübvansiyonlar, küresel anlamda enerjiye erişim açığını kapatmak için gereken finansmanın 7.5 katından daha fazla.
►Çevre: Fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların sonlandırılması, sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde ve 2 derecenin altında sınırlandırma hedefine önemli bir katkı sağlayacak. Dahası, reform süreci, ülkelerin fosil yakıtları sübvanse etmekten vergilendirmeye geçişinin yolunu da açabilecek. Fosil yakıtlara uygulanan vergiler de, yoksulluğu azaltmaktan, temiz enerji yatırımlarına, eğitimden ve sağlığa erişime birçok alanda fayda yaratabilecek. Öte yandan yapılan bir araştırmaya göre, fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması 2050 yılına kadar küresel küresel karbon emisyonlarında yüzde 6 ila 8 oranında gerileme sağlayabilecek.
►Toplum: Bazı ülkeler fosil yakıt sübvansiyonlarına sağlık veya eğitimden daha fazla para harcıyor. IMF tarafından yapılan bir çalışma, fosil yakıt sübvansiyonlarının, zengin tüketicilere fayda sağlama eğiliminde olan zayıf bir sosyal refah politikası olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, toplumun en zengin kesimi, fosil yakıt sübvansiyonlarından toplumun en fakir kesimine oranla altı kat daha fazla fayda sağlıyor. Dolayısıyla fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için kaynakları serbest bırakacak.
►Düşük karbonlu gelecek: Fosil yakıt sübvansiyonları yenilenebilir enerjileri dezavantajlı konuma getiriyor ve daha sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için kullanılabilecek kamu kaynaklarını tüketiyor. Bu sübvansiyonların kaldırılması, temiz enerji formlarına geçişi teşvik ederek, Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini kapsamında yenilenebilir enerji, enerji verimliliği veya sürdürülebilir taşıma modellerine artarılacak kaynakların artmasını sağlayacak.
►Enerji güvenliği: Sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılması, enerji verimli tüketimi teşvik edeceği gibi, küresel enerji talebindeki büyümeyi de sınırlamış olacak. Ayrıca, enerji erişimi ve enerji verimliliği açısından sübvansiyonların yenilenebilir enerji teknolojilerine kaydırılması, enerji erişiminin sürdürülebilirliğini de artıracak.