Fiyatlara girmeyen faktörler

Atılım MURAT AYKIRI FİNANS

Bu yılın yatırımcılar açısından zor geçeceğini düşünüyordum. Hatta şubat başında, “Bu yıl para kazanana bravo” başlıklı bir yazı yazdım. Görüşlerimi koruyorum. Kaldı ki, ben farklı nedenlerle finansal varlıkların zorlanacağını öngörüyordum. Üzerine savaş çıktı. Savaşın, emtia fiyatları üzerindeki etkisiyle pekişen enflasyonist ortam, başta Fed olmak üzere merkez bankalarını agresif olmaya itecek.

Piyasa profesyonellerinin dengesi iyice bozuldu. Tecrübesiz yatırımcılardan değil, işi sadece alım-satım yapmak olanlardan bahsediyorum. Örneğin, hâlihazırda 128 olan USD/JPY paritesi için mart ayına kadar tahmin yapanlar, bu seviyeyi bu yıl için tahmin etmiyorlardı. Dünyanın en önemli çapraz kuru EUR/USD’da, spekülatörler euro alımlarını yılbaşından beri artırdılar. Hatta birkaç haftada euro-alım pozisyonları iki kat arttı. Parite bu kısa zaman diliminde 1,1180’den 1,0760’a düştü. Piyasaları takip eden bir akademisyen olarak pek görmediğim bir durumdur. Özellikle döviz piyasalarında sürekli zarar yazan profesyoneller var. Sonuçta, yende ve euroda alım yapanlar terste yakalanınca, bu pozisyonları kapatıp dolar almak zorunda kalıyorlar. Bu durum doları daha da güçlendiriyor.

Piyasalarda görüş mesafesi hâlâ düşüktür. Avrupa’nın Rus petrolüne ambargo koyması, Fed’in 75 baz puanlık faiz artırımları yapması gibi, majör riskler vardır. Yanı sıra, dünyanın her tarafında yavaşlama emareleri gözleniyor. ABD’de perakende satışlarda yıllık bazda sert düşüş var. Taşımacılık fiyatları geriliyor. Satın alma yöneticileri endekslerinden iyi sinyaller gelmiyor. Görünen o ki, dünyada artan enerji fiyatları ve faizler, talebi hızla zayıflatıyor. Bu faktörlerin varlık fiyatlarına ne ölçüde girdiği tartışmaya açıktır.

Tüm yazılarını göster