Bu köşeyi uzun yıllardır takip edenler bilir ki sık sık Türk varlıklarını fiyatlayabilmenin ne denli karmaşık bir yapı üzerinden şekillendiğini tartışmaya açarım. Üstelik bu, kimse için farklı değildir. Masanın her iki tarafında yer alan kesim benzer zorluklarla karşı karşıya kalır. Getiri arayışı içerisinde olanlar da getiri arayışının boyutunu ve hareketin yönünü tahmin etmeye çalışanlar da benzer zorlanmaları yaşarlar. 2023 bu anlamda farklı deneyimleri kazanabilme imkanını bizlere birçok kez sunmuş bir yılı temsil ediyor. Ne gibi? Mesela uzun vadeli düşünebilmenin en zor zamanlarda dahi ne kadar önemli olduğunu kavrayabilmek gibi. Başka? Politik riskler kısa vadeli fiyatlama dinamiklerini ciddi anlamda bozma potansiyeli barındırsa da orta vadede her varlık kendi denge fiyatını, daha net ifade ile, olması gerektiği değerini bir şekilde bulur. Ama öyle bulur, ama böyle bulur. Nette mutlaka bulur.
Türk varlıkları son 4-5 yıllık periyodu neredeyse tamamen kendi kendine bulunduğu bir fiyatlama evreni içerisinde geçirdi. İç dinamikler, makro gelişmelerden siyasi cephedeki her türlü hareketliliğe dek uzanan geniş yelpazede varlıkların volatilitesi yüksek bir ortamda denge arayışı içerisinde olduğunu gördük. Ciddi boyutlarda yazılan zararlar da oldu, pandemi ile birlikte beliren ve hali hazırda devam etmekte olan devasa ralli hareketleri de. Hepsi kendi içerisinde farklı sebepler üzerinden şekillendi-şekillenmeye de devam edecek.
Bu kez 25 Mayıs ile birlikte farklı başlıklar üzerinden dengelenme çabası içerisindeyiz. Burada “denge” kavramı fiyatlamalardan makro ve diğer tüm politikalara dek uzanıp gidiyor. Seçimlerin öncesinde bozulan bütçe dengesi yapılan vergi artışları ile birlikte yeniden toparlanmaya çalışılırken, 2 yıllık parasal genişleme dönemi de enflasyondaki yüksek çift hane ortamında sona erdirilip olması gerektiği patikaya doğru çekilmeye çalışılıyor. Türk para ve maliye politikalarındaki eş zamanlı sıkılaşma kısa vadede makro görünüm üzerinde etkili olamasa da gelecek 6 ay ve sonrasında yan etkilerini çok daha fazla yakından hissettirecek. Bu, olması gereken ve ekonomide gerçek anlamdaki dengelenme çabalarının da en kritik dönüm noktasını oluşturuyor. Bu esnada yerel varlıkların fiyatlamaları ise normale dönüş-gerçek anlamda dengelenme çabalarını kutluyor, geleceği bugünden satın almaya çalışıyor. Hikayenin tam bu kısmı gerçek anlamda sadece geleceğin satın alınması üzerinden şekillenmezken, halka arzlardaki çılgınlık noktasına ulaşan eğilim ve yatırımcı sayısındaki kontrolsüz artışı da unutmamakta fayda var. Çok önemli.
Muhtemelen içerideki fiyatlama dinamikleri bir süre daha benzer eğilimde devam edecek. Yabancı yatırımcı girişinde ciddi ivmelenme olmadıkça içimize kapanık işlem yapısında çok önemli bir değişiklik beklemek mantıklı değil. Öte yandan yine de dışarıdaki gelişmeleri de yakından “bir şekilde” izlemekte fayda var. Neyi tartışıyorduk? Fed ve ECB’nin son kez 1x25bp faiz artırımlarına gitme ihtimallerini ve uzun bir süre bekle-gör moduna geçmelerini. Şimdi burada ilk adım ECB’den geldi. Avrupa’da para politikası resmen “duruyoruz” demese de o anlama gelebilecek kapıyı geride kalan toplantı ile birlikte araladı. Ancak, bu, “parasal genişleme geliyor” anlamına hiç ama hiç gelmiyor. Petrol fiyatlarının yaz mevsiminin sonunda $90 seviyesinin üzerine taşınması küresel enflasyonist baskılar karşısında merkez bankalarını zorlamaya yeterli bir gelişme. Henüz kış mevsimine girmedik ve enerji fiyatlarının seyrini kestirmek güç. Yaşanan son gelişmede Rusya ve Suudilerin OPEC+ üzerinden attıkları adımlar ve stoklardaki azalış etkili olsa da bardağın bir kısmı uzun bir süre bekle-gör modunun bizlerle birlikte olacağını ifade ediyor. Dahası, ABD dışında tüm dünyada ekonomik aktivite ciddi anlamda zayıflıyor ve gelişmekte olan ülkelerin henüz küçük bir kısmı bebek adımları ile de olsa faiz indirim serisini başlatmış durumda. Peru’nun ardından yeni haftada Brezilya’nın da bu yönde ilerlemesi yüksek olaslık.
Şimdi Fed’i bekliyoruz. Genel kanı Başkan Powell ve arkadaşlarının bir kez daha bekleme yönünde adım atacakları. Kasım, belki de Aralık toplantısı 1x25bp için hala daha canlı. Başta ABD ekonomisi olmak üzere genel gidişat için Powell’ın nasıl bir yönlendirme yapacağı -iletişim kurmayı tercih ederlerse tabi- ve makro projeksiyonların seyri dikkate alınacaklar listesinin ilk sırasını oluşturuyor. Görüldüğü üzere global cephe kendi içerisinde belirsizliklerle mücadele etmeye devam ederken içeride bizim en azından para politikası kanalı üzerinden azaltmaya başladığımız belirsizlik sürecini sekteye uğratmadan ilerletmemizde son derece fayda var. Bu nedenle Eylül PPK toplantısını kritik görüyoruz.