Geçtiğimiz pazar günü, Anadolu Üniversitesinde okuyan bazı yabancı öğrencilerle bir söyleşi yaptım.
Bu öğrencilerin gerek burada kalmaları gerekse kendi ülkelerine halinde, kendi ülkeleri ile ticaret bağlantıları kurabilmeleri ve iş yapabilmeleri konusu üzerinde sohbet ettik.
Öğrencilerden bazıları aktif iş bağlantısı yapma konusunda çaba gösterdiklerini ancak görüştükleri bazı üreticilerin ya onları dikkate almadığını veya fiyat konusunda anlaşamadıklarını söylediler.
Özellikle bazı KOBİ sahibi veya yöneticilerinin böyle davranışlar sergilediği konusu daha önce de önüme gelmişti. Hatta bu konuda konuştuğum bazı işletme yöneticileri bu durumu doğrulayarak “Öğrenciler hevesle geliyor amma işi bilmedikleri için bizim vaktimizi alıyor “ diyerek savunma yaptılar.
Hatta uğraşmamak için yüksek fiyat verdiklerini de kabul ettiler.
Bu davranışın doğru olmadığını, bu öğrencilerin yönlendirilmesi halinde onların ülkeleri ile bir ticaret köprüsü kurma konusunda faydaları olacağını belirtmek isterim.
Bu konuda olumlu sonuç veren birçok öğrenci ilişkisini biliyorum ve önemseyin diyorum.
Gelelim fiyat konusuna…
Özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaların uygun fiyat verebilme konusunda karşılaştıkları güçlüklerin çoğunu hepimiz biliyoruz.
Bunların en önünde girdi maliyetlerinin yüksekliği ve finansmana erişim geliyor dersem sanırım bu fikrime katılmayan olmayacaktır.
Finansmana erişim güçlüğü, ödemelerin vadeli yapılmasına ve bu da bugünkü faiz ortamında alım maliyetlerinin yükselmesine neden olmakta.
Yabancı paraların Türk lirası karşılığında değer kazanmasının ihracat gelirlerini arttırdığı ileri sürülebilir. Ancak bu, ihracat için gereken girdilerin yüksek oranda ithalata bağlı olduğu ve bunun da zincirleme etki ile maliyetleri yükselttiği gerçeğini gizleyemiyor.
Bu nedenledir ki işletmelerimizin önemli bir yapısal dönüşüm içerisine girmeleri gerekiyor.
Malzemeyi al, işleme maliyetini ve kârını üzerine koy, fiyatını ver gibi satış artık çok zor.
Eğer sizler işletme içerisinde verimlilik hesapları yapmıyorsanız, maliyetlerinizi olsa olsa hesabıyla çıkartıyorsanız durun ve bir kere düşünün.
Girdilerinizin ve işçiliklerinizin tahminlerinde, kendinizi güvenceye almak için hep yukarı doğru yuvarlama yapıyorsanız bir kere daha düşünün.
İşletmelerimizin birçoğu, ilk kurulduklarında ihracatı pek düşünmemişlerdir diyebiliriz.
İç piyasada yapılan işler, işletmeleri hayatta ve ayakta tutmaktadır.
Bu nedenle, ihracat fiyatlandırması yaparken, iç piyasa için düşünülen bazı masraf kalemlerinin ihracat fiyatlamasına katılmamasını sıklıkla öneririm. Hesapların böyle yapılması ihracat fiyatlarının daha makul seviyede olmasını sağlayabiliyor.
Ancak hiç şüphe yok ki ihracatın işletme cirosundaki payının önem verilebilir ölçeğe yaklaşması halinde, bu hesaplamanın değiştirilmesi de gerekecektir.
Girdi maliyet hesaplarınızı, değişen yabancı para kurlarını dikkate alarak o paralarla hesaplamanız uygun olabilir. Bu hesaplamayı sürekli ve gerçek zamanlı kurlarla yapabilirseniz, ihracat fiyatlamalarınız daha kolaylaşabilir.
Bu da basit bir excel tablosu ile rahatlıkla yapılabilir.
Ortam çok hareketli, değişken çok fazla.
Biz bu hareketleri gözlemleyip uyum sağlamaya çalışmaz sert durursak, kırılma yaşayabiliriz.