Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 2018 yılında Türkiye’nin kredi notunu ‘BB+’dan ‘BB’ seviyesine indirip, not görünümünü de durağandan ‘negatif’e çevirdiğinde Financial Times, haberi ‘Fitch Türkiye’yi iyice hurdalığın dibine itti’ başlığıyla duyurmuştu.
Cuma akşamı Fitch, Türkiye’nin kredi notunu ‘BB-’ olarak teyit ederken, kredi not görünümünü ‘Negatif’ten ‘Durağan’a revize etti. Peki, Fitch, Türkiye’yi bu hamlesi ile hurdalığın dibinden çıkardı mı?
Fitch’in açıklamalarına bakıldığında; daha tutarlı ve ortodoks bir politikaya dönüş, para politikasının önemli ölçüde sıkılaştırılması, TL’nin değer kazanması ve uluslararası rezervlerdeki istikrar başlıkları öne çıkıyor.
Fitch, görünümü çevirdi ancak kredi notunu değiştirmedi. Yani Türkiye’yi hurdalığın dibinden çıkarmasına rağmen henüz hurdalıkta tutuyor.
Rezervlerin eksi olması… Buna bağlı olarak dış kırılganlığın artması. Yüksek enflasyon ve cari açık, Türkiye’nin dış finansman risklerinin yüksek olması, ülkenin kurumlarının karşılaşılan zorlukları etkin bir şekilde çözmekte isteksiz ya da çözemiyor görünmesi, notun yatırım yapılabilir seviyenin altında olmasının ana gerekçeleri olarak öne çıkıyor.
Geldiğimiz aşamada Kasım ayından bu yana Merkez Bankası, ortodoks politikaya dönüş yaptı. Yaptığı ilk iki toplantıda faizi yükseltti. Sonraki iki toplantıda ise faizleri uzun süre indirmeyeceğine dair sözlü yönlendirmede bulundu. Ancak bunlar kredi kuruluşlarının not tehdidini kullanmasının önüne geçemiyor.
GÖRÜNÜMDEN FAZLASI GEREK
Kredi kuruluşlarının söyledikleri ortak söylem daima; "mali disiplini koru, sübvansiyon yapma, ürettiğinden fazlasını tüketme, kazandığından fazlasını harcama, bütçenin iki yakasını bir araya getir” şeklindedir.
Yapısal reformlarını gerçekleştir, cari açığını kapa. Fitch’in görünümde yaptığı değişiklik sonrası asıl önemli olan not artırımı. Not artırımı için yapısal reformlar gerçekleştirilmeli.