Türk plastik sektörü; dünyanın 5. Avrupa’nın ise Almanya’dan sonra 2. plastik üreticisi.
Sektörün 250 bin kişiye istihdam yarattığı bilgisini anımsatarak Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ile plastik sektörünün “2020 yılı değerlendirmesi ve 2021 yılı beklentileri” konulu geleneksel söyleşimizi sizlerle paylaşacağım.
Başkan Gülsün, 2020’de sektörün yüzde 5,7 mertebesinde büyüdüğünü, bu büyümenin ana etmeninin, pandemi sürecinde artan ambalaj tüketimi ve tedarik zincirinde yaşanan bozulmaya bağlı olarak yakın coğrafyamızdaki ihracat pazarlarında Uzak Doğu ülkelerine avantaj sağlamış olmamızdan kaynaklanmaktadır.
2021 yılında ise büyümenin çok daha mütevazı bir seviyeye gerileceğini öngörüyoruz” diyor.
Plastik sektörünün 2021’de yüzde 2 büyümesi bekleniyor
2020 yılında sektörün %5,7 büyümesine rağmen bu büyümenin büyük oranda 2018 yılındaki sert daralmanın yarattığı baz etkisinden kaynaklandığının altını çizen Gülsün sözlerine şöyle devam ediyor: “Sektörümüzün 2020 yılı üretimi ile 2017 yılı üretimini kıyasladığımızda miktar bazında yalnızca %2,9 oranında bir artış gözlemliyoruz.
Buradan hareketle 2020 yılını hızlı büyümenin yaşandığı bir yıl olarak değil sektörün yaralarının sarıldığı ve kayıpların telafi edildiği bir yıl olarak görmek lazım.
2020 yılı içerisinde artan ambalaj ve tek kullanımlık ürün talebi bu büyümenin arkasındaki itici güç olurken alt sektörler bazında bakıldığında önemli bir dengesizlikte göze çarpmakta.
Özellikle inşaat sektörüne ve dayanıklı tüketim malları grubuna üretim yapan işletmelerimiz açısından kayıpların daha da derinleştiğini söyleyebiliriz”.
2020 yılında üretim artışının %5,7’i bulmasındaki bir diğer önemli etkenin ise tedarik zincirinin bozulmasına bağlı olarak işletmelerin mamul mal stokunu arttırma yönüne gitmesi olduğunu belirten Selçuk Gülsün, “2020 yılının ikinci yarısından itibaren işletmelerin mamul mal stoku son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Bu yönelim özellikle hammadde tedarikinde sorun yaşanan ürünlerde gözlemleniyor” diyor.
Selçuk Gülsün, 2021 yılının ilk yarısında pandemi koşullarının süreceğini belirtse de sonraki dönemde otomotiv, inşaat ve dayanıklı tüketim malları sektörlerinde daralmanın devam etmesi durumunda plastik sektörünün performansının olumsuz etkilenebileceğini belirtiyor.
PAGDER Başkanı, 2020 yılı büyümesinde ihracatın belirgin etkisinin 2021 yılında zayıflayabileceğini ve bu sebeple iç pazarın güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
2020 yazında kredi destekleri ile iç pazarda yaratılan hareketliliğin etkisinin kısa bir süre içerisinde geçtiğinin altını çizen Gülsün kalıcı bir büyümenin ise ancak ekonomimizde yapısal reformların hayata geçirilmesi ile mümkün olabileceğini söylüyor.
İç pazarın yeterince desteklenememesi durumunda ise 2021 yılı için sektörün büyüme tahmininin %2 olacağını ifade ediyor.
“2020 yılı pandemi sebebiyle beklenmedik sorunların yaşandığı ve işletmelerin krizlere uyum kapasitelerinin test edildiği bir yıl oldu, 2021 yılı ve sonrası ise daha büyük meydan okumalara sahne olabilir.
Salgın boyunca gündemimizdeki önceliğini kaybeden Endüstri 4.0, döngüsel ekonomi ve AB Yeşil Mutabakatı gibi konular aşının yaygınlaşarak pandeminin yavaşlaması ile öncekinden daha sert bir şekilde hayatımıza girecek.
Bu değişim sürecine uyum sağlayabilmek adına işletmelerimizin kendi analizlerini doğru şekilde yapması ve stratejilerini belirlemesi oldukça önemli.
Zira bu dönüşüme uyum sağlayamayan işletmeler giderek artan bir rekabetin içinde pazar paylarını hızla kaybedebilirler” diyen PAGDER Başkanı tüm işletmelerin bu dönüşüme ayak uyduracak stratejiler geliştirmesi gerektiğinin altını çiziyor.
“2030’a kadar geçecek 10 yıllık dönemde tüm dünyada hızlı bir paradigma değişikliğine tanıklık edeceğiz.
Döngüsel ekonominin hız kazandığı ürün tasarımından, tedarik zincirine ve hatta tüketim tercihlerine kadar sanayiyi ilgilendiren her konu başlığında bu dönüşümü yakından gözlemleyebileceğiz.
Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Vergisi plastik sanayimizin adaptasyon yeteneğini sınayacak.
En büyük ihracat pazarımız olan AB ülkelerine ihracatta artık sadece fiyat ve kalite ile rekabet edilmeyecek belirli geri dönüşüm kotalarının da yakalanması gerekecek.
Bu kapsamda, kamu otoritelerimizin atık ithalatında denetimi arttırmak yerine belirli kalemlerde yasaklamaya gitmiş olması da endişe verici bir tablo ortaya koyuyor.
Zira ülkemiz plastik sanayi yeterli kalitede ve miktarda geri dönüştürülmüş hammaddeye erişemezse bu paradigma değişikliğine uyum sağlayamayacak ve ihracat pazarlarında kayıp yaşaması da kaçınılmaz olacaktır” diyen Selçuk Gülsün küresel gelişmelerde de önemli değişiklikler beklediğini söylüyor.
Sözlerine devam eden Gülsün: “Özellikle ABD’de seçimi demokrat aday Joe Biden’ın kazanması sonrası ABD’nin AB ile ilişkilerinin tekrar ısınacağını öngörebiliriz.
Öte yandan, Türkiye’ye yönelik olarak Trump döneminde ötelenen bir takım yaptırımlar ise tekrar masaya sürülebilir.
Politik arenada meydana gelecek bu değişiklikler ülkemiz sanayisi açısından da büyük önemi haizdir. Kredi derecelendirme kuruluşları nezdinde ülkemizin kredi puanının düşmesine ve CDS primlerimizin yükselmesine sebebiyet verecek her gelişme sanayicimizin finansman maliyetini arttıracak ve rekabet gücünü zayıflatacaktır.
Bu sebeple 2021 yılında da sanayicimizin bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğine inanıyoruz” diyor PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün…