Birçok sektör, özellikle de bankalar tarafından sıklıkça gündeme getirilen "Fintech’ler dost mu yoksa düşman mı?" sorusunun yanıtı şekillenmeye başladı. Fintech, finansal hizmetleri iyileştirmek adına teknolojiden yararlanan yeni finans endüstrisi olarak tanımlanıyor. Özellikle pandemi döneminde hızlanan dijitalleşme, bu yeni endüstrinin gelişimini daha da hızlandırmış durumda. Yakın bir zaman önce Türkiye İş Bankası, Moka Ödeme Kuruluşu’nu satın alacağını açıkladı.
2014 yılında kurulan Moka, sanal POS, mobil ödeme ve fatura ödeme sistemleri sunan bir fintech girişimi. 2018 Red Herring Avrupa Top 100 en yenilikçi teknoloji girişimleri listesinde yer alan Moka, Global Fintech Endeksi 2020 araştırmasında ise izlenmesi gereken Fintech girişimleri arasında gösterildi. “Başlarda, tüm dünyada olduğu gibi bankalar fintech’leri rakip olarak gördü. Ancak zaman içinde bakış açıları değişti ve günümüzde çok başarılı iş ortaklıkları kurulmaya başlandı” yorumları yapan Moka Ödeme Kuruluşu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Selim Güsar, önümüzdeki dönemde bankalar ve fintech’ler arasındaki iş ortaklıklarının artacağını söylüyor. Güsar, sektöre yönelik gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:
Fintech’ler finans sektöründe yaşanan sıkışıklıklara çözüm üretiyor
“Türkiye, sadece Fintech alanında değil, finans sektörünün tüm alanlarında önemli başarılar yaratmış bir ülke. Özellikle bankacılık, ülkemizde teknolojinin üst düzey kullanımı ve inovatif fikirler sayesinde batılı gelişmiş birçok ülkenin önüne geçmiş durumda. Ancak genel konjonktür itibariyle, finans sektöründe sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bir sıkışıklık ortaya çıkmış durumda. Bugün ortalama bir bankanın personel sayısı 10-15 bin civarında. Dolayısıyla bu büyük yapılar her ne kadar yeni teknolojileri kullanıyor olsalar da, hareket kabiliyetlerinde ağırlaşma söz konusu. Öte yandan bugün bankacılık sistemine dahil olmayan nüfusun 20 milyon civarında olduğu hesaplanıyor. Tüm sıkışıklıklar ve mevcut tablo karşısında, fintech’ler bir çözüm olarak ön plana çıkıyor ve bankacılık sektörünün gerektirdiği prosedürleri, yasal zorunlulukları ve maliyetleri ortadan kaldırıyor.”
Yeni alanlarda ön plana çıkacak
“Her ne kadar fintech’ler bir çözüm olarak çıksa da, elbette sektörün kendi içinde sorunları mevcut. Son 5 yıl içinde çok büyük adımlar atıldı. Mevzuat hızlı gelişiyor ve bugün için ciddi bir mevzuat açığı görünmüyor. Sektörün önü açılmış durumda; ama bilinirliğin de artması gerekiyor. Bugün Fintech dediğimizde; sanal pos, fatura ödemelerine aracılık etmek, elektronik para ve buna bağlı cüzdan ya da kart programları, para transferi aklımıza geliyor. Ama önümüzdeki dönemlerde çok daha farklı alanlarda, farklı hizmetlerle Fintech’lerin ön plana çıktığını göreceğiz. Ödeme emri başlatmak, hesap bilgisi servis sağlayıcılığı, mikro krediler bunlardan bazıları.”
“HEDEFİMİZ, TÜRKİYE’NİN, HATTA FARKLI BÖLGELERİN EN İDDİALI ŞİRKETİ OLMAK”
"Moka’nın POS tarafında 12 bini aşkın müşteriye sahip” olduğunu ifade eden Selim Güsar, “Sadece KOBİ’ler değil, neredeyse tüm ölçeklerdeki firmalara hizmet verebilecek şekilde kendimizi konumlandırdık. Moka olarak, standart hizmetlerin yanı sıra, kurumların ihtiyaçlarına yönelik terzi işi çözümler sunarak, yani proje bazında çalışarak kendimizi farklılaştırıyoruz” diyor. İş Bankası ile yaşanan süreci ise şöyle anlatıyor Güsar; “Mevzuat gereği pay devrinin tamamlanabilmesi için bazı izinlerin çıkması gerekmekte, bu izinlerin sonuncusu olan TCMB iznini bekleme aşamasındayız. Asıl işimiz, bu iznin çıkmasını takiben başlayacak. Hedefimiz önümüzdeki dönemde Türkiye'nin hatta bir süre içerisinde farklı bölgelerin en iddialı şirketi olmak.
FINTECH’LER ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILA DAMGASINI VURACAK!
SELİM GÜSAR’IN e-ticaretteki gelişmelere dair verdiği veriler oldukça dikkat çekici. Şöyle diyor Güsar: “2020'nin ilk 6 ayında toplam e-ticaret hacmi 91,7 milyar TL oldu. Bunun 91 milyar TL'sini yurt içi harcamalar oluşturdu. 2020'de e-ticaret hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 artış gösterdi. Bu artışta tabii ki pandeminin etkisi büyük. Ödeme yöntemlerine baktığımızda; bu 91 milyar TL’nin 58,1 milyarının, yani yüzde 63,3’ünün kartlı işlemler olduğunu görüyoruz. Havale, EFT ve diğer ödemelerin payı 30,1 milyar TL ile yüzde 32,7'ye ulaşıyor. Kapıda ödemeler ise 3,4 milyar TL ile yüzde 4'lük bir payı temsil ediyor. Yine COVID-19 döneminde 5 milyonun üzerinde kart ilk defa online işlemlerde kullanıldı. COVID-19'un etkilerine baktığımızda gıda ve süpermarket sektörünün yüzde 420'lik bir artışla 246 milyon TL'den, 1,3 milyar TL'ye ulaştığını görüyoruz. Fintech’ler bu hacmin yaklaşık yüzde 8-10 civarında bir payına sahip; ancak bu pay hızlı bir şekilde artma eğiliminde. Önümüzdeki 3-5 yıl sonunda Fintech'lerin yüzde 30-40 aralığında payı aşabilecekleri beklenmeli.”