Fintech’ler nasıl farklılaşacak? (II)

Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Bankaların çok büyük olması techfin gelişimini engellerken sıradan işlerden iyi para kazanılması gelişmenin önündeki en önemli engel.

Bankaların teknoloji startup’ına dönüşmesi ile ya da içinden bunları çıkarması ile oluşan techfin’ler ve fintech’lerle ilgili sorunu ele alırken iş bir tür mobilite sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bankaların büyük olduğu için hareket edebilme kabiliyetlerinin düşük olması kadar sıradan işlerden iyi para kazanılabilmesi nedeniyle kişilerin özel ihtiyaçlarının keşfedilmesinde her iki tarafından ağır kalması önemli sorunlar.

Pionr CEO’su Yakup Sezer ile bu konuları ele alırken ürün tarafını da ele alıyoruz. Pionr’ın şu andaki gözbebeklerinden Norma’dan örnek veren Sezer, “Norma’nın en önemli özelliklerinden biri, banka hesabını yönetirken ön muhasebeyi de, gelir gideri de yönetebilmesi. Finansal okur-yazarlık aracı da bu şekilde ürünün içinde bulunuyor. Biz bunu satın aldık” diyor.

Ben bankalara ve fintech’lere baktığımda herkesin her şeyi yapabildiği bir dünya gördüğümden Sezer’den farkı anlatmasını istiyorum. Sezer, akıllı telefonlarla beraber finansal sağlığın nasıl değiştiğini “Bizim uzun zamandır bu konuda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar arasında Amerikalılar ile birlikte üzerinde çalıştığımız finansal sağlık uygulaması da var. Akıllı telefon, sen nefes aldığın anda bunu anlıyor; psikolojini ve para ile ilgili davranışlarını anlıyor. İnanılmaz bir dünya. Banka hesabını ve kartlarını segmente edip manava bakkala ne kadar harcadığını göstermeyi artık kimse yapmıyor” diye anlatıyor.

O zaman farklı olan ne? Kullanıcının bütün datasını alarak harcama yapılan yerleri ve segmentleri belirledikten sonra işe eklenen, bu kullanıcıya benzer insanların harcamalarının ve geçmiş ile bugün arasındaki farkların analize dahil edilmesi. Sezer, “Ben senin geçmiş verini aldığımda gelecekte nereye ne kadar harcama yapabileceğini tahminleyebiliyorum. Bunu şirket sağlığından bağımsız olarak yapabiliyorum” diyor. Bunu yapmayı sağlayan, o kullanıcı gibi olan diğer kullanıcıları da profilleme yeteneği.

Bir kişinin harcamalarındaki artışa bakarak onun birkaç ay içinde kredi ihtiyacı olacağını tahmin etmelerine olanak tanıdığına işaret eden Sezer, “Bunun nedeni sağlık harcamaları ya da başka bir şey olabilir. Bunu ayrıntılandırmak gerekiyor. Belki 20 tane veri analistinin ve veri bilimcisinin oturup çalışmasını, odaklanmasını gerektiren bir durum. Bankalar bu kadar derine giremedikleri için bunları kaçırıyorlar” diyor.

Bu koşullar altında, gerçek ve büyük finansal faaliyetin sürdüğü dünyanın esas oyuncuları olan bankaların yapabileceği, bunu yapabilen fintech’lere yatırım yaparak onları içlerine almak ya da onları satın almak. Bu şekilde finans ve teknolojinin birbirine en büyük faydayı sağlaması mümkün oluyor. Sezer, bankalarda çalışırkenki deneyimi doğrultusunda şu anda fintech satın alarak yollarına devam ettiklerini söylüyor.

Fintech satın almak zaman kazandırıyor

Fintech satın alarak ilerlemenin en önemli kazancının zaman olduğunu söyleyen Sezer, “En az iki yıl kazanıyorsun. Ben Norma gibi bir ürünü sıfırdan yapmaya kalksam, en az iki yıl sürüyor. Üstelik bu para meselesi değil; 100 tane developer da koysan iki yıl sürüyor, 10 bin tane developer da koysan iki yıl sürüyor” diyor.

Bu süre, belki de Pionr’ın en önemli rekabet avantajı. Belirli işleri yapmaya başlama konusunda da eşiği yükselterek şirketin sürdürülebilirliğine önemli katkı sağlıyor. Sezer, Pionr içinde büyük şirketler için fintech kuran bir üretim hattı oluşturarak bu zamanı işe çevirdiklerini de ifade ediyor.

Mühendisler, iktisadın derdini anlıyor mu?

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) mezun iki elektronik mühendisi olarak –aramızda 18 yıl fark olsa da- birbirimizi iyi anlıyoruz. Ancak daha önce fintech startup’ı kuran mühendis ya da teknik insanların temel sorunu iktisattan anlamamalarıydı.

Şubat ayında KAGİDER’in aylık buluşmasında dinlediğim Topkapı Üniversitesi Rektörü Emre Alkin’in sözleri, Sezer’in yaptığı işlerde bunun başarıldığını düşündürdü. Ülke kredi kartlarına taksitin kaldırılması tartışmasına boğulmuşken Alkin, harcama kalıplarına bakarak insanların harcamalarının havyar almaya başladıkları için değil, hayat pahalılığı nedeniyle arttığını ortaya koydu. Mühendislerin, bu finansman sorununu çözmek için gereken zekâyı geliştiren kişiler olarak denklemde daha büyük yer almasını umuyorum.

    

Tüm yazılarını göster