Dünyanın ilk “döngüsel ekonomi ulusal yol haritası” 2016 yılının sonbaharında Finlandiya tarafından yayınlandı. 2016- 2025 yıllarını kapsayan bu yol haritası ile Finlandiya 2035 yılında net sıfır, 2045’te ise negatif sıfır emisyon hedefine ulaşacak. Bu tarih, gelişmiş ülkeler arasında da bir ilk olacak… Finlandiya’nın, birçok gelişmişlik endeksinde ilk sırada yer alması gibi, net sıfıra ulaşma yolculuğunda da diğer ülkeleri geride bırakmasının birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi ise “Ulusal İnovasyon Sistemi” yaklaşımı.
Finlandiya bilim ve teknoloji alanında, ulusal inovasyon sistemi konseptini temel unsur olarak kabul eden ilk ülke oldu. İnovasyon sistemi devlet, girişimci ve üniversitenin karşılıklı etkileşimi üzerine kuruldu ve teknolojik gelişim her zaman yüksek hükümet düzeyinde desteklendi. Bugün, teknoloji politikalarının geliştirilmesinden sorumlu olan Devlet Bilim ve Teknoloji Kurulu’nda tüm bakanlıkların temsilcileri bulunuyor.
Finlandiya Büyükelçiliği tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Finlandiya” programı kapsamında, Finlandiya’da değişim için, ekonomik yatırımlar, eğitim, yenilikçilik ve bilgi teknolojilerine yapılan yatırımların önemini gördüğümüz gibi, aynı zamanda ülkenin döngüsel ekonomide elde ettiği ilerlemenin kamu ve özel sektörler arasındaki yoğun iş birliğinden kaynaklanan yaratıcı çözümler olduğuna şahit olduk.
Bu süreçte önemli rol üstlenen kurumlardan biri de Finlandiya merkezli İnovasyon Fonu Sitra.
Sitra, Finlandiya’nın en önemli devlet politikaları ve sorunları üzerine çalışan ve tasarım odaklı metotlar aracılığıyla bunlara çözüm getirip uygulayan, çalışanlarının hemen hepsinin tasarım alanından geldiği multi-disipliner bir hükümet kurumu. Finlandiya meclisine bağlı olan Sitra, stratejik tasarım bakış açısı ile bir sistem içerisindeki tüm elemanları düşünüp tasarlıyor ve sistemin politikasını da geliştiriyor.
Örnek vermek gerekirse; bir otomobil tasarlarken, bu otomobilin benzin alacağı istasyonlar ve gideceği yollar dahil tüm ekosistem tasarlanıyor.
Bu arada; Finlandiya’da Sitra, döngüsel ekonominin hayata geçirilmesi içinse, stratejik sektörler arası dört hedefe ulaşılması gerektiğini savunuyor. Bu hedefler şöyle sıralanıyor:
Döngüsel ekonomi çözümlerinin rekabetçiliğe ve ekonomik büyüme stratejisine odaklanacak şekilde geliştirilmesi hedefleniyor. Finlandiya için döngüsel ekonomi, yılda birkaç milyar Euro katma değer ve on binlerce yeni iş yaratma anlamına geliyor. Aynı zamanda şirketlerinin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırmakta önemli bir rol üstleniyor.
Döngüsel bir ekonomide, refah üretmek için enerjiye ihtiyaç var; fakat bu enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretilmesi, yenilenebilir ve düşük karbonlu olması gerekiyor. Ayrıca, enerjinin verimli kullanımını teşvik etmek önem taşıyor.
Doğal kaynakların ve malzemelerin işlenmesi ve ürünlerin imalatı, küresel sera gazı emisyonlarının büyük bir bölümünü oluşturuyor. Finlandiya’nın tüketim ve üretim alışkanlıkları doğal kaynakların sınırsız kullanımına dayandırılmıyor. Paris Anlaşması ile belirlenen iklim hedeflerine ulaşmak için döngüsel ekonominin gerekliliği kanıtlanmış durunda. Temel önlemler; malzemelerin tekrar tekrar döngüye sokulması, ürünlerin malzeme verimliliğinin sağlanması ve döngüsel ekonomi iş modellerinin benimsenmesi olarak sıralanıyor. Döngüsel ekonomi, doğal kaynakların kıtlığıyla ilgili sorunları çözerken de merkezi bir rol oynuyor. Finlandiya, yatırım kararları alırken, endüstriyel üretimin zararlı çevresel etkilerini en aza indirecek adımları atıyor.
Hepimizin günlük seçimleri olmadan, mevcut ekonomi, bir sonraki seviyeye yani döngüsel ekonominin gerektirdiği seviyeye geçmeyecek. Finlandiya'nın sera gazı emisyonlarının neredeyse yüzde 70’i konut, ulaşım ve gıda kaynaklı; oysa mevcut sürdürülebilir çözümlerden yararlanarak günlük emisyonlar yüzde 37’ye kadar azaltılabilir. Bu dönüşüm; kültür, vergilendirme ve gelir dağılımı açısından yeni bir mülkiyet yaklaşımının benimsenmesini gerektiriyor: “Herkesin bir şeylere sahip olmama fırsatı” yaklaşımı.
Sitra’ya göre, döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde herkese görev ve sorumluluk düşüyor:
HÜKÜMETLER: Her bir sektörün sorunlarının ayrı ayrı ele alınması dönüşüm için yeterli değil. Çözüm üretimi sürecine tüm idari sektörlerin dahil edilmesi; bakanlıklar arasında iş birliğinin geliştirilmesi gerekiyor.
VATANDAŞLAR: Günlük verilen kararlarda değişiklik yapmak, daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına geçmekte çok büyük bir öneme sahip. Döngüsel ekonomiye geçiş için vatandaşların katkısı çok değerli.
ŞEHİRLER: Döngüsel ekonomi; sanayi politikası, kamu satın alımları, eğitim ve öğretim ve akıllı toprak kullanımı için yeni temeller sunuyor.
İŞ DÜNYASI: Kurumsal stratejiler yeni temeller üzerinde kurulacak. Döngüsel ekonomi, hem şirketler arasında, hem de şirketler ile kamu kurumları arasında yeni bir iş birliği modeli gerektiriyor.
Farklı ülkelerden gazetecileri ağırlayan Lahti Belediye Başkanı Pekka Timonen, şehrin dönüşümünü şu sözlerle anlatıyor: “Her şey Lahti’deki Vesijärvi Gölü›nün kirlenmesi ile başladı. Şehir yönetimi ve halkı bu kirliliğin önüne geçmek için radikal bir karar aldı ve bu kararı zaman kaybetmeden hayata geçirdi. Yaklaşık 120 bin kişilik nüfusu ile Finlandiya’nın en büyük dokuzuncu şehri olan Lahti, 2021 Avrupa’nın Yeşil Başkenti seçildi. Lahti önümüzdeki üç yıl içinde, yani 2025’te karbon nötr olmayı hedefliyor.”
Timonen’in verdiği bilgilere göre, şehir 1987’de Vesijärvi Gölü'nü temizlemek için bir proje başlatıyor. 1990’larda çevre politikası daha da şekilleniyor ve 2009 yılında net bir hedef konuyor: Şehrin emisyonlarını 2025 yılına kadar 1990’a kıyasla yarı yarıya azaltmak. Emisyonlar şimdiden yüzde 70 oranında azaltılmış durumda. Bu başarının ardında; atık yönetimi, ormanların geliştirilmesi, toplu taşıma ağının yeniden tasarımı, Finlandiya’nın döngüsel ekonomi için ilk bölgesel yol haritasını oluşturan ülke olması ve yenilenebilir enerji kaynakları için kömürün terk edilmesi gibi politikalar yer alıyor. Lahti’den tüm şehirlere örnek olacak birkaç örnek vermek istiyorum:
■ Salpakierto Ltd, 10 belediye tarafından yönetiliyor ve belediye atık yönetimi hizmetlerini yürütmekle görevli. Bu görevler; atıkların alınmasını, işlenmesini, geri dönüştürülmesini ve kullanılmasının yanı sıra, atık yönetiminin geliştirilmesini ve bununla ilgili bilgilerin sağlanmasını içeriyor. Kurumun faaliyet gösterdiği bölgede yaklaşık 200 bin kişi ve 13 bin şirket bulunuyor. 1993 yılında kurulan Salpakierto, geri dönüşümü ve döngüsel ekonomiyi teşvik etmek ve çevreyi korumak amacıyla çalışıyor. Belediye atıklarının neredeyse yüzde 100’ü her yıl yeniden kullanılıyor. Kujala Atık Merkezi, Salpakierto Ltd’nin ana sitesi ve tek atık arıtma tesisi konumunda. Sahada birkaç döngüsel ekonomi şirketi yer alıyor ve bu sayede endüstriyel simbiyoz oluşturuluyor. Haneler atıklarını Kujala Atık Merkezi’ne bırakmak için yıllık 33,50 Euro ücret ödüyor. Burada; odun gibi 40’tan fazla atık kategorisi, işlenmek, geri dönüştürülmek, yeniden kullanılmak, kompostlanmak veya yakılmak üzere ayrılıyor. 2001’den önce Finlandiya’nın atıklarının çoğu doğrudan çöp sahasına gidiyordu. Son yirmi yılda ise, atık malzemelerin yakıt kaynağı olarak kullanımı büyük ölçüde artmış durumda. Mevcut geri dönüşüm oranı yüzde 41 civarında, ancak AB üyesi olarak 2035 yılına kadar belediye atıkları için bu oranın yüzde 65’e ulaşması gerekiyor.
■ Lahti’de dünyada türünün ilk örneği olan CitiCAP uygulaması hayata geçirilmiş. Kişisel bir karbon ayak izi uygulaması olan CitiCAP, karbon ayak izini azaltanları ödüllendiriyor. Kullanıcıların mevcut yaşam durumuyla ilgili bir ankete verilen cevapları temel alan uygulama, kişisel CO2 emisyonunuzu hesaplıyor. Her haftanın sonunda emisyon seviyenizi bildiriyor. Eğer emisyonunuz belirli bir seviyenin altında kalırsa, şehirde kullanabileceğiniz sanal Euro kazanıyorsunuz.
■ Lahti’nin elektriğinin büyük bir bölümü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Geri dönüştürülmüş yakıt, nükleer enerji, rüzgar, hidro ve biyo enerji ve biyokütle bu kaynakların başında geliyor. Tabi ki, tüm Avrupa gibi, Finlandiya da, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı nedeniyle artan enerji maliyetlerinin yükünü taşıyor. Lahti Energia CEO’su Jouni Haikarainen’e göre, bu artış şehir sakinlerinin faturalarında yüzde 15’lik bir artışa neden olmuş. Her ne kadar gaz, enerji karışımının sadece küçük bir parçası temsil etse de, piyasadaki baskı biyoyakıtlara ve diğer yenilenebilir kaynaklara olan talebin artmasına neden oluyor. Lahti Energia ve Kymijärvi ortaklığında kurulan Kymijärvi III santrali, 2020’de kömürle çalışan Kymijärvi I’in yerini aldı ve bugün şehri biyoyakıtla ısıtıyor. Tesis, ağırlıklı olarak orman kalıntılarından ve orman endüstrisi yan ürünlerinden elde edilen odun yongalarından oluşan sertifikalı biyokütle yakıyor. Bu sayede yılda 600 bin ton karbon emisyonuazaltımı sağlanıyor.
■ Lahti Pelikanları dünyanın ilk karbonsuz buz hokeyi takımı olmak istiyor. Takımın stadyumları yenilenebilir enerji ile soğutuluyor ve kulüp, maçlara ulaşmak için uçak yerine, sürdürülebilir yakıtlı bir otobüs kullanıyor.