“Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” demiş atalarımız ama 6 Şubat’tan beri hep berber ağlıyoruz. Bu son olsun dediğimiz doğal afetlerdeki can kayıpları, yaralanmalar ve yaşanan travmalar şüphesiz ki ekonomik olarak ölçülemez. Ancak finansal tablolar da her doğal felaketten nasibini alır. Peki sigorta tazminleri depremden zarar gören mali tablolara merhem olur mu?
Önce sizinle 31 Ocak 2023 tarihinde Statisca Araştırma firması tarafından yayımlanan 1980-2022 yılları arasında gerçekleşen ve en büyük ekonomik zarar veren deprem araştırmasına bir göz atalım. Buna göre, 2011 yılında Japonya’da gerçekleşen 9.0 büyüklüğünde (magnitude) deprem, 18.000’den fazla kişinin ölümüne yol açmakla kalmadı, depremin yaratmış olduğu tsunami ve Fukushima Daiichi nükler enerji santralinin de hasar görmesiyle 210 milyar Amerikan doları tutarında ekonomik zarar yarattı.
İlk akla gelen etkiler
Doğal afetlerin ekonomik zararları olduğunu kabul edersek, deprem felaketiyle karşılaşan şirket finansalları hangi konularla yüzleşecektir? Şirket çalışanlarını da dikkate alarak devam eden sabit maliyetlerin yanı sıra, oluşabilecek hasar ve faaliyetlerin durması sonucu şirket varlıklarında değer düşüklüğü alacakların tahsilatının zayıflaması veya durması sonucu kredi riski, likidite riski neticesinde borçların yeniden yapılandırılması, kredi koşullarının tekrar gözden geçirilmesi, kiralama işlemlerinde süre uzatımı veya sözleşme değişikliği, riskten korunma muhasebesi kriterlerinin hala sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilmesi ilk akla gelen konular olacaktır. Bunların yanı sıra şirket faaliyetlerinin durması veya azalması sonucu oluşan âtıl kapasite ve ilgili sabit maliyetler, yeniden yapılandırma maliyetleri, olası rehabilitasyon ve düzenleme harcamaları, gelecekteki faaliyet zararları ve dezavantajlı sözleşmeler ve şirketin sürdürülebilirliği hususu gözden geçirilmelidir.
Tazminat can simidi mi?
Sigorta yaptırmışsanız, depremin finansal tablolardaki yaralarını sarabilir misiniz? Sigortadan alacağınız tazminat belki de sizi tüm bu zararları yazmaktan kurtaracaktır.
Sigorta tazminatlarının finansal tablolara ne zaman kaydedilebileceği ve ne tutarda kaydedileceği dışarıdaki kış ayazı gibi ince ve keskindir. Binanız veya başka bir sabit kıymetiniz zarar gördüğünde sigorta tazminatı ile ilgili iki standart birbiriyle yarışır. UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardı öne çıkmak istercesine size emirler yağdırır:
“Madem binan zarar gördü o zaman TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü Standardına göre git binanın değer düşüklüğü çalışmasını yap ve zararını yaz.” der. Hatta daha da ileri gidip “Gelecekte bu varlıktan ekonomik fayda sağlayamayacaksan, defterlerden sil (derecognition)” diyecektir. Yapma etme, bak sigortadan zararı tazmin edeceğim deseniz bile, zararın hesaplanması ve finansal tablolara alınması başka, tahsil edeceğin tazmin başka diye size çıkışacaktır.
Anlaşılan o ki maddi duran varlıklarınızda, değer düşüklüğü olduğunda bunu tazmin edip edemeyeceğinize bakmaksızın finansal tablolarınıza ilgili zararı gerçekleştiğinde kaydetmek zorundasınız.
Ne zaman gelir olur?
Şimdi gelelim sabırsızlıkla bu konuyla ilgili bir çift lafı olan diğer standardımız UMS/TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Standardına. Bu standart der ki, tazminat finansal tablolara varlık/gelir olarak ancak elde edileceğinin kesine yakın olması (virtually certain) durumunda kaydedilir.
Bakın dikkat edin, standart sigorta tazminini finansal tablolara almak için “büyük ihtimalle” demiyor, “kesine yakın” diyor. Şimdi sizinle bir pratik uygulama yapıp durumu değerlendirelim. Diyelim ki yıl sonu kapanış tarihi 31 Aralık 2022 olan mali tablolarınızda, Aralık ayı içinde binanız hasar görmüş olsun. 31 Aralık tarihli yıl sonu finansal tablolarınızda binanızda gerçekleşen hasar ile ilgili değer düşüklüğü gideri kaydetmek zorundasınız. Finansal tabloların onay tarihi 15 Şubat 2023 dersek, bu tarihe kadar sigorta şirketinden hiç ses çıkmadıysa bir soğuk su içilip, finansal tablolarla vedalaşılır. Eğer ki sigorta şirketi büyük ihtimalle ödeyeceğiz ama daha işlemler tam netleşmedi diyorsa (claim probable, but not virtually certain), bu tazmin tutarı “koşullu varlık” olacak ve dipnotlarda açıklanacaktır. Ancak sigorta şirketinden yazılı bir teyit gelirse bu güzel haber hemen finansal tablolarda yerini bulur. Bilançoya varlık ve kar-zarar tablosuna da gelir yazarsınız.
Aman diyeyim, sigorta şirketinden alacağınızı bilançoda bina için ayırmış olduğunuz değer düşüklüğü tutarından netleştirmeyin. Bu netleştirmeye ancak kar-zarar tablosunda izin verilir. Bir de unutmayın, tazminata ilişkin olarak muhasebeleştirilen tutar karşılık tutarını geçemez.
Bu zor dönemde finansal tablolarda göreceğimiz, görmeyi istediğimiz bir başka hesapta “deprem nedeniyle yapılan bağış” olacaktır.