Nihat Karadağ
Quick Finans Genel Müdürü
Ekonomi yönetimi, ülkemizin en önemli gündemi olan enflasyonla mücadeleyi 2 temel eksende yürütüyor.
1) İç talepte dengelenmenin sağlanması için:
- Etkin politika faizleri ile finansal piyasalar arasında dengelenmenin sağlanması,
- Makro ihtiyati tedbirlerle kredi büyümesinin kısıtlanması,
hedefleniyor.
2) Enflasyonun baskılanması için:
- Türk Lirası’nda reel değerlenmesi, büyümede dengelenme
- Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların, enflasyon hedefi ile uyumlu belirlenmesi politikaları uygulanıyor.
Bu politikaların etki ve sonuçlarına baktığımızda, süreç içerisinde kredi hacminin yıllık büyümesi %29 iken, faizle düzeltilmiş büyüme %-29 olarak hesaplandığını görüyoruz.
Buradan, uygulanan finansal sıkılaştırmanın etkin bir şekilde işlediği anlaşılıyor. Ancak, bu yorum ne kadar doğru ve gerçeği yansıtıyor?
Konuyu irdelediğimizde, belirtilen finansal sıkılaştırma politikalarının etkinliğini zayıflatan, makro ihtiyati tedbir uygulamalarının farklı yöntemlerle aşıldığını da gözlemliyoruz.
Mevcut kredi kısıtlamalarına baktığımızda;
- Bankaların kredilerdeki azami aylık büyüme oranı %2 olarak belirlenmiştir.
- Taşıt kredileri için, yaklaşık 3 yıla yakın bir süredir uygulanan kurallara göre, halen ortalama araç fiyatlarına göre bireylerin kullanabileceği kredi tutarı 300-400 bin TL civarında olmakta, 2 milyon TL’nin üzerindeki araçlarda ise kredi kullanma imkânı bulunmamaktadır.
Belirtilen kural ve politikaların etkinliğinde zafiyet yaratan uygulamaları şöyle özetleyebiliriz:
Kredi kartları hacminde önemli artış
TCMB’nin yayınladığı “Bireysel Kredi Kartları Analizinde” şu tespitler yapılmıştır:
- Bireysel kredi bakiyesini kredilendirme davranışı, yüksek bakiye gruplarında daha yaygın.
- Kredi kartlarının azami akdi faizi, diğer kredi türlerinin altında.
- Bu durum, bireysel kredi kartları kanalından borçlanmayı ve tüketimi teşvik ediyor.
Bunun somut örneği olarak, Bankalararası Kart Merkezi’nin yayınladığı verilere göre;
- Eylül 2024 itibarıyla araç satış, servis ve yedek parça kalemlerindeki kredi kartı işlem tutarında, geçen yılın aynı dönemine göre %118,2 artış,
BDDK verilerine göre ise de; Bireysel taşıt kredilerinde yılsonuna göre;
- %17,9 daralma gözlemlenmiştir.
Buradan, taşıt kredilerindeki daralmanın, kredi kartı harcamaları ile telafi edildiği anlaşılmaktadır.
Bir diğer tespit de şöyledir:
- 100 bin TL üzeri limiti olanların, toplam bakiye içerisindeki payının %49 iken bunların toplam risk içerisindeki payı %88 ve limit doluluk oranların ise sadece %23’tür.
Bu durumda, yüksek limit boşluklarına sahip olan bu kişiler, kredi kısıtlamalarına karşın mevcut yüksek kredi kartı limit boşluklarına göre harcama imkânlarını kullanarak iç talebin artışı yönünde etki yaratacaktır.
Bu analizin piyasalara yansımasının somut bir örneği olarak:
- Kredi kartı ile otomotiv alımı tercih edilmeye başlanmıştır.
- Bankalarca, daha düşük faiz oranı olan kredi kartı faiz oranıyla (%3.56) 12 aya kadar kredilendirme kampanyaları yapılmaktadır.
2) Kredi büyümesini kısıtlamaları, “senetli satış finansmanı” yöntemleri ile ve finansal sistem dışı yapılarla aşılmaktadır.
3 yıla yakın bir süre önce yayınlanan kurallara göre kümülatif %225’lik enflasyona uğramış tutarların üzerinden güncel koşullardaki otomotiv fiyatlarında bireysel taşıt kredisi kullanma imkanı bulunmamaktadır.
Bu koşullar, taşıt alımlarında sistem dışı yöntem ve yapıların ortaya çıkışına zemin hazırlamakta, otomotiv sektörü başta olmak üzere “senetli satış finansmanı” yapan firmalar yaygınlaşmaktadır.
Düzenleyici ve denetleyici kurumlardan alınan kuruluş ve faaliyet lisansları ile faaliyet gösteren ve asgari sermaye şartı ve belirli limit ve sınırlamalarla denetime de tabi olarak faaliyetlerini sürdüren finans kuruluşları yerine;
- Yasal kuruluş ve faaliyet izni almadan, kural limit ve denetime tabi olmadan finansman faaliyetlerinde bulunulması finansal sıkılaştırma politikalarının etkinliğini zayıflatmakta ve zafiyet yaratmaktadır.
- Sistem dışı yürütülen bu faaliyetler, aynı zamanda ticaretin kayıt dışında yürütülmesi ve vergi kayıplarına uğranılması riskini de içermektedir.
Belirtilen faaliyetlerin asli olarak satış faaliyeti olmayıp, finansman faaliyeti olması nedeniyle, banka dışı finansal kuruluşlardan, regülasyon ve denetime tabi olan ve finansal sektörün parçası olan sigorta sektörünün ürünü olan “Fatura Koruma Sigortası” kullanılarak oluşturulacak yöntemler içerisinde yürütülmesi de mümkündür.