Finansal koşullar

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Finansal koşulları dünyanın hangi noktasında konuşursanız konuşun hikayenin çıkış noktası yerelde ülke merkez bankaları, resmin büyüğünde ise Fed ve belirlediği yol haritasıdır. Bu nedenle global fonlama maliyetlerinin seyri borçlu konumdaki ülkeler kadar borçlanmaya niyeti olanlar için de önemlidir. Fed’in tarihin en kısa sürede kümülatif açıdan en ciddi boyutlarda gerçekleştirilen sıkılaşma süreci de bizi bu gerçekle yüzleşmek zorunda bıraktı. Amerikan dolarının değer olarak farklılaşması faizlerden aldığı güç ile desteklenirken, küresel fon akışının da dalgalı seyretmesine zemin hazırladı. Tüm bunlardan hareketle, Fed’in son mesajları 2024’ün farklı geçeceği şeklindeki düşünceleri destekliyor.

Son FOMC toplantısının yakın zaman örneklerinden ayrışan bir durumu var: piyasanın fiyatlamasını bu kez katılımcıların beklentileri takip etti. Dot Plot’taki şekillenme 2024 için 3x25bp faiz indirimi ihtimalinin kapısını aralarken, Başkan Powell’ın da iletişim kanalı üzerinden konuyu farklı tarafa çekme çabasını görmedik. Tüm bunlar hali hazırda farklı bir beklenti havuzunu işaret etmemekle birlikte, en azından projeksiyonların içerisinde yer alır olması, ciddi boyutlara ulaşan ve yılın ilk çeyreğinde de devam etme ihtimalinin potada yer aldığı bir tahvil rallisini izlememize imkan tanıyor.

Gelinen noktada ABD’de kısa ve uzun vadeli tahvil faizleri eş zamanlı gerilerken, Amerikan dolarının değer kaybı da finansal koşulların gevşemesini kolaylaştırıyor. Fed’in koşullardaki gevşemeden ne ölçekte rahatsızlık duyduğu konusu tartışmaya açık. Son toplantı öncesindeki düşüncelerim, Fed’in rahatsız olduğu teması üzerinden şekillenirken, bugün ciddi bir durum olmadığını söylemem açık bir hataya işaret etmeyebilir. Şimdi elimizdekilere baktığımızda, projeksiyonların piyasa beklentilerini desteklediği ve fakat Fed’in en önemli üç isminden birisi olan Williams’ın ise Powell’ın kullanmayı tercih etmediği iletişim kanalı ile denge kurma şansını eline geçirmek istemesi gerçeği söz konusu. Kısmen piyasanın sakinlemesini istediklerini de düşündüren bir eğilim.

ABD 2y vadeli tahvil faizi haftayı -28bp, 10y vadeli ise -31bp ile tamamladı. Dolar endeksi yüzde 1,5 değer kaybıyla 102.55’te takip edilirken (haftalık kapanış), ağustos ayı başındaki seviyelerine gerilemiş faiz ve DXY realitesini konuştuğumuzu unutmamak lazım. Yani, son 1 ayda olup biten, yaz aylarındaki noktaya geri dönüş ve aradaki sıkıntılı sürecin bir nevi düzeltmesi. Enflasyon beklentileri ise aynı hızda gerilemiyor ve hatta kısmen de tüm bu olup bitene gölge düşürme riski de barındırıyor. Muhtemel-kısa süreli Ocak rallisinin akıbeti ve soluğunun ne kadar güçlü olacağını merak etmek en doğal hakkımız.

Dışarıdan içeriye gelirken Türk varlıklarındaki portföy değişimini ve finans piyasalarındaki problem unsurlarına da değinmek gerekiyor. 13 Kasım’dan bu yana bankacılık sektörü hisseleri (XBANK) yüzde 28’lik yükseliş performansları ile (15 Aralık kapanış) aynı süreçteki yüzde 6’lık BIST 100 ve yüzde 0,50’lik sanayi (XUSIN) kesimini göz ardı edilemeyecek şekilde sollamış durumdalar. Bu, portföy değişimlerinin ve yabancı girişini kabul etmekte zorlanan sabit fikirli yatırımcı kitlesinin de son yıllardaki en zor sınavı olsa gerek. Yine BIST 30’un yüzde 9 ile BIST 100’ü geçtiği, halka arz endeksinin ise (XHARZ) yüzde-9 ile hikayesini farklı tarafta yazdığı detaylarını da eklemekten zarar gelmez. O vakit, nedir? Portföylerdeki değişim, “kolay para kazanma dönemi” noktasından “seçici ve geçmiş dönemin bilinenlerine dönüş” biçimine kaymayı netleştirmektedir. Arada bir kaza bela çıkmaz ise bu durumun devam etmesi de sürpriz olmamalıdır.

Unutmadan konuşmamız gereken diğer mesele ise sosyal medyanın “profesyonel olmayan profesyonellerinin (!)” yarattığı yanlış Moody’s beklentisidir. 15 Aralık gecesi Moody’s’in Türkiye’ye dair değerlendirme yapmamış olması sadece biz özgü değildir. Kaldı ki S&P’nin son hamlesi gibi, kredi derecelendirme kuruluşları dönem dönem takvim dışı değerlendirmeler de yapabilmektedir. Sevgili Tufan Cömert’in de dediği gibi, bu reytinglerin hemen hemen hepsi piyasadaki eğilimin zamanlama olarak gerisinde kalmaktadır. O nedenle aslolan, seçimlerden bu yana inatla konuştuğumuz üzere, sizin yaptığınız ve yapmaya devam etmek zorunda olduğunuz doğru işler ve CDS’in eğilimidir. Sonrası, sonra, mutlaka bir şekilde gelir. Hikayeyi her zaman, yasal sorumlulukları çerçevesinde hareket eden finans sektörü profesyonellerinden dinlemekten zarar gelmez.

Tüm yazılarını göster