Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, 6 Temmuz 2021 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda, bir basın toplantısı düzenledi. Ağırlıklı olarak kültür-sanat ve ekonomi konularında yazan gazetecilerin davet edildiği bu toplantının merkezinde sanatçı Burak Karavit’in oluşturduğu bir tablo vardı. Fenerbahçe tarihinin dönüm noktalarını tek bir eserde birleştiren Vakt-i Fener adı verilen bu çalışma, spora sanatı dahil ederek kulüp iletişiminde önemli bir sayfa açtı.
Vakt-i Fener ABD’de yaşayan sanatçı Burak Karavit ve USA Fenerbahçe Derneği Başkanı Fatih Akarsu’nun hayalinin sonucu olarak ortaya çıkmış. “Mix media” çalışmaları ve kolajlarıyla ünlü olan sanatçı Burak Karavit, eser üzerinde bir yıl çalışmış. Karavit, Fenerbahçe Spor Kulübü arşivindeki bir milyon 676 bin fotoğraf ve 400 bine yakın yardımcı görseli taramış. Seçtiği 880 fotoğraf ile önce eserin iki boyutlu kısmını oluşturmuş.
“Eserin kalbi” olarak tanımladığı ortadaki bölümünde ise “3D Lenticular tekniği” kullanarak hareketli bir alan yaratmış. Akan görüntülü bir yapıya sahip olan üç boyutlu bu bölüm, tabloya bakan izleyicinin bakış açısına göre değişiyor. Böylece, 6600 adet görselle kolaj tekniği ile oluşturulan Fenerbahçe logosu 5 aşamalı geçiş yaparak Atatürk portresine dönüşüyor.
Burak Karavit, Fenerbahçe tarihinin dönüm noktalarını tek bir kanvas üzerinde saat mekanizması yönünde işleyen bir sistemle anlatmış. Eser, saat 12:00 pozisyonunda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün doğuşu ile başlıyor. Tarihe geçen hikayelerle devam ediyor ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç ile yine aynı noktada birleşiyor.
İlk öykü, 1907 yılında Moda Beşbıyık Sokak 3 numaralı evde toplanan üç arkadaş Necip Okaner, Ziya Songülen ve Ayetullah Bey’e ait. Daha sonra, 1912 yılındaki ilk şampiyon takım; 3 Mayıs 1918 tarihinde Anafartalar Kahramanı Ordu Kumandanı Mustafa Kemal’in kulüp binasına ziyareti, 1932 yılındaki Kuşdili yangını; 103 gollü şampiyonluk; 2011 yılında milyonlarca Fenerbahçe taraftarının dönemin Başkanı Aziz Yıldırım’ın önderliğinde kulüpleriyle birlikte ortaya koydukları büyük direniş ve 2014 yılındaki Adalete Fener Yak’a kadar yaşananlara yer veriliyor.
Burak Karavit’in Fenerbahçe arşivinden kullandığı görsellerin yüzde 65’i siyah-beyaz ve karta baskıdan oluşuyor. O devirlerde de hayatın renkli olduğuna dikkat çeken sanatçı, elindeki siyah-beyaz fotoğrafları yine kendine has tarzı ile airbrush tekniği kullanarak en doğal ve orijinal görüntüleriyle tek tek renklendirmiş. En yenisi 65 senelik, en eskisi 115 senelik olan bu karta baskı görsellerin büyük bir kısmı zaman aşımından tahribata uğramış. Sanatçı eserindeki birbirinden bağımsız bu hikayeleri oluşturmadan evvel eldeki hasar görmüş bütün görsellerin dijital restorasyonunu da gerçekleştirmiş.
Vakt-i Fener sadece Fenerbahçe taraftarı için değil, tüm Türkiye için gurur duyulacak bir tarih özeti sunuyor. Lefter, Can Bartu gibi spor tarihinin rol modelleri; İngilizleri yenerek Harrington Kupası’nı kazanan ve her tür komploya direnen bir vatansever duruş; iyi günde kötü günde takımını destekleyen taraftarların görüntüleri tabloya derin anlamlar kazandırıyor.
Vakt-i Fener’de vefa duygusu da dikkat çekiyor. Kulübün eski başkanlarının görsellerin yer aldığı çalışmada, en geniş yer verilen yönetici olan Aziz. Yıldırım’ın komplolara karşı direnişi elindeki Fenerbahçe ve Türk bayrağıyla resmedilmiş.
Vakt-i Fener’in her noktasından yüce önder Atatürk’e duyulan saygı ve sevgi yansıyor. Ali Koç’un mükemmel bir biçimde ifade ettiği “Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın onun izinden gittiği önemlidir” saptaması bu tabloda can bulmuş. Tablonun ortasındaki Atatürk portesinin yanı sıra, Ali Koç’un Anıtkabir ziyareti ve taraftarların Ataürk’ü imzasını oluşturma tasviri kulübün Ata sevgisini açık bir biçimde ortaya koyuyor.
Fenrbahçe tarihinin en üzücü anılarından birisi olan Kuşdili’ndeki klüp binası yangını da eserde yer alıyor. 1932 tarihindeki yangında kulübün 25 yıllık tarihi, kupalar, şiltler ve resmi kağıtlarla birlikte yok olmuş. Taraftarlar el birliğiyle para toplayarak kulübe deste olmuşlar. En çarpıcı anı olan Atürk’ün yaptığı bağışın haberi 7 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış. Eserde bu bölüme çok geniş bir biçimde yer veren Karavit şu yorumu yapıyor:
“Elimde Kuşdili Lokali’nin yangın sonrasında çekilmiş ve binanın sadece ufak bir kısmını gösteren siyah-beyaz bir fotoğrafı vardı. Mevcut olan fotoğrafı restore edip renklendirdikten sonra fotoğraftaki orijinal panel dokularını kullanarak binanın resimde olmayan kısmını, yapay zeka, doku transferi ve airbrush tekniği kullanarak yeniden inşa ettim. Fenerbahçe Kulübü’nün yaşadığı bu talihsiz yangın olayında tüm Türkiye’nin el birliğiyle yapmış olduğu para yardımları da gözümden kaçmayan diğer bir ayrıntıydı. Fakat en önemlisi ise Gazi Mustafa Kemal’in yangın sonrasında 500 TL gibi yüksek bir rakamı Fenerbahçe Kulübü’ne bağışlıyor olmasıydı. Binanın tam önüne yerleştirdiğim ve elinde 7 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ni tutan gazete dağıtan çocuk, bu olaya en önemli göndermedir.”
Bir sanat projesi olarak yaratılan Vakt-i Fener, klübe çok katmanlı fayda sağlayacak bir marka çalışmasının ilk adımı olarak da görülebilir.
(Fenerbahçe Spor Kulübü, USA Fenerbahçe Derneği ve Sanatçı Burak Karavit ortak projesi olarak hayata geçen ve kulübün tarihine ayna tutan bu esere sahip olmak isteyenler www.vaktifener.com adresinden ulaşabilir.)