Geçtiğimiz haftaya ait yazıda değinmeyi unutmuşum; müsaadenizle kısa bir parantezi bu kez kendim için açmak istiyorum. Geriye dönüp baktım, Dünya ailesi içerisinde koca 5 yıl geçmiş. 17 Ocak 2017’deki ilk yazıdan bugüne dek konuştuklarımız arasında pek fazla bir şey de değişmemiş. İçeride yine kur-faiz-enflasyon, dışarıda ise Fed’in faiz artırımı sonrasındaki hamlesi üzerine kafa yorma çabamız varmış. Açıkçası hiç pişman olmadım bu güzel aile içerisine katılmaktan. Aksine, geç bile kalmışım diyorum. İsim isim geçmektense inatla her gün ne zaman yazacaksın diyen herkese bir kez daha teşekkür ederim.
Parantezi Fed ile kapatalım. 2022’nin “bilinen bilinmeyenlerinden” birisi olma özelliğindeki Fed’in ilk FOMC toplantısı geçtiğimiz hafta itibarıyla gerçekleştirildi. Kamuoyu ile paylaşılan metinde sürpriz olmasa da Başkan Powell’ın mesajlarındaki satır araları bir hayli değerli. Söyledikleri kadar söylemediklerinden yansıyanlar da pozisyonların yeniden ayarlanmasına neden oldu. İnatla söylemekten bıkmamak gerek: Modern merkez bankacılığında Fed iletişimi, ECB iletişimi, Rusya iletişimi diye bir gerçek var. Yapıyorlar, anlaşılıyorlar. Anlamsız “Fed hayranlığı” tartışması dışında artılara eksilere odaklanmak doğru ve sağlıklı olanı. Hata yapmıyorlar mı? Elbette oluyor. Hata kadar düzeltmesi ve geri dönüşü de önemli.
Bildiklerimizden ilerleyelim. Fed, tahvil alımlarının azaltımı konusunda sürpriz yapmadı. Ocak ayında tapering süreci bıçak gibi kesilir mi tartışmaları karşılık bulmadı. Şubat ortası ve mart başındaki son operasyonlar ile süreç tamamlanacak. Daha önceki yönlendirmeye kıyasla göz ardı edilebilecek bir öne çekme durumu söz konusu. Mart ayı için faiz artırımlarına başlanacağı yönlendirmesi de yapıldı. Böylece bir diğer uç nokta beklenti olan “Ocak ayında şok faiz artırımı hamlesi” senaryosu da masadan kalkmış oldu. Evet, biliyoruz ki yarının Fed’i bugünden daha sıkı bir pozisyonda olacak. Farklı konuları tartışıp kafa yoracağız.
Bilmediklerimize bakalım. Mart ayında ilk faiz artırımı hamlesinin boyutu üzerine netlik yok. 22 yıldır Fed’in atmadığı adım tarzında 50bp gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Ciddi negatif sürpriz olur mu? Şu aşamada eldeki iletişim seti ile açıkçası sanmıyorum. Aksine, ilk adımın büyük olması, zihinlerde ulaşılmak istenen kısa vadeli faiz patikasına erişimin kolaylaşması açısından işleri kolaylaştırabilir. Bir diğer bilmediğimiz kısım bilançonun ne zaman ve ne hızda daraltılacağı. Gerçi hakkını teslim etmek gerek, Başkan Powell’ın zamanlama noktasında verdiği akıl dolu pas futbol deyimi ile “orta sahanın beyni” tadındaydı. Gelecek toplantıları işaret eden yönlendirme de Mart ve sonrasındaki ilk buluşmada konunun görüşüleceği şeklinde oldu. Fed’in kendi prensipleri ve yol haritası açısından yine son sıkılaşma döngüsünden yaptığımız çıkarımlar, ana politika aracının faiz olduğu, bilançonun ise birincil önemde bir konumda yer almadığı. Yani, daha basit ifade ile, 1-2 faiz artışını takiben sürecin devreye alınabileceği. Aralarında bizim de yer aldığımız kurumların resmi görüşleri yılın ikinci yarısı ile birlikte, Temmuz’da, bilançonun daraltılabileceği. Ancak, toplantı sonrasında şerh düşülmesi gerektiğine inandığım kritik detay bence Temmuz’un geç olabileceği. Fed, 9 trilyon dolarlık bilançosunu son döngüye kıyasla daha hızlı daraltmak niyetinde. Zira koşulların ve ekonomik görünümün aynı olmadığını değerlendiriyor ki çok da yanlış bir düşünce değil. Bu da bizi Haziran ve hatta Mayıs potasına sokabilir. Olmayacak bir düşünce değil.
Peki, Fed neden daha agresif bir patikaya geçmeye istekli değil? Başkan Powell, enflasyonun yıl içerisinde yumuşamasını beklediklerini söylüyor. En olası zaman aralığı yılın ikinci yarısı. Ancak, yine de kontrol noktaları ekliyor; arz problemleri ve ücretler. Şimdilerde fiyatlamalarda tanıklık ettiklerimiz “geçiş dönemi sancıları” durumu. Tam olarak Fed fiyatlaması olmasa da piyasa katılımcıları kendi denge noktasını arıyor. Fed’in hiçbir şey yapamasa da yapmayı başardığı en önemli şey piyasa faiz beklentisini piyasanın kendisine revize ettirmesi oldu. Ek 1x25bp adım ile birlikte 2022’nin artık yüzde 1,25-1,50 aralığında tamamlanması bekleniyor. Mart ayı sonuna dek taşların biraz daha yerine oturması süreci devam edecek. Bu da volatilite kavramının bizimle biraz daha olması demek.