Global merkez bankaları pandemi sonrası süreçte Fed önderliğinde, ECB ve BOE’nin de katkısıyla kendi tarihlerinin en yüklü faiz artırımı ve finansal koşulları sıkılaştırma süreçlerinden geçiyorlar. Bu dönem içerisinde, sıklıkla tartıştığımız üzere, piyasa temsilcileri ile kurulan iletişimde de zaman zaman azalış yaşandı. Bunun bir kısmı merkez bankaları tarafının tercihi olurken, bir kısmı da gerçekten artan belirsizlikler karşısında iletişim kurmanın barındırdığı zorluktu. Şimdilerde küresel enfl asyon (GSYH ağırlıklandırılmış) yüzde 6 seviyesinin aşağısına gerilemiş vaziyette. Her ne kadar manşet ile çekirdek kalemler arasındaki ayrışma dikkat çekici ve baskı kurma unsuru olarak belirse de merkez bankalarının iletişimleri ve hal-tavırları yakın geçmişe kıyasla daha rahatlamış durumda. Doğal olarak gelişmekte olan ülkeler tarafındaki stres de azalıyor.
Geride kalan haftada en önemli oyun kurucu -sürpriz olmayacak şekilde- Fed oldu. Beklendiği üzere federal fonlama oranı aralığında değişiklik olmazken, faiz artırımına yönelik söylemlerde de kısmen yumuşama gördük. Tam olarak doğru kelime “yumuşama” olur mu bilmemekle birlikte, piyasanın korktuğu ve çekindiği ölçekte şahinleşme görmemiş olmamız dahi bardağın dolu kısmını konuşmak için bizlere imkan tanıdı. Üstelik son 1 aylık süreçte global faiz hadlerindeki yukarı yönlü baskıyı ve yan etkilerini düşünecek olursak, yılın son dönemecinde biraz daha rahat nefes alma imkanı doğmuş olabilir. Nitekim bu eksende de eğilim gözlüyoruz. Başkan Powell’ın büyümeye odaklanması ve iletişimi korkulan tarafa çevirmemiş olması oyun alanını genişletti. FOMC sonrasında azalan stres tahvil faizleri üzerindeki tortuyu süpürürken -şimdilik-, gelişmekte olan ülkeler tarafında da CDS azalışı kanalı ile etkide bulundu.
ABD’de yükselen tahvil faizleri haftalık bazda FOMC etkisi ile birlikte yerini gerilemeye bıraktı. 2 ve 10y vadelilerde sırasıyla -16bp ve -26bp seviyelerinde düşüşler olurken, %5 çevresinden aşağı yönde uzaklaşan 10y vadeli tahvil nefes alınmasını sağladı. Dolar endeksi 14 Temmuz’dan bu yana en kötü haftalık performansı sergilerken, 105-107 aralığındaki sıkışmışlığını bu kez bandın alt kısmına taşımayı başardı ve faiz kanalı üzerinden açılan oyun alanını bir de Amerikan doları maliyetlenmesi ile hafifletti. Tüm bunlar elbette risk iştahı pozitif gelişmeler konumunda.
Bir süredir Türk varlıklarını konuşmaya başladığımızda “her şey hisse senetleri değil, daha önemlisi, her şeyden önemlisi, ülke risk primindeki seyir, aşağı yönde hareket etmekte zorlansa da yukarı yönlü baskının da hafifl ediği gerçeği göz ardı edilmemeli” savı ile dikkatli şekilde yaklaşmaya çalışıyorum. Görünen o ki hem işe yarıyor hem de haklılık payı sağlıyor. Kabul edelim ki hisse senetleri piyasası temelde yer almakla birlikte, Türk sermaye piyasalarındaki likidite, alıcı ve derinlik problemlerini öngörülebilir zaman aralığında tamamen konuşma listesinden düşürmek kolay olmayacak. Bu nedenle daha rasyonel başlıklara odaklanarak ilerlemek en sağlıklı olanı. O nedenle geride kalan haftada Türk 5y vadeli USD cinsinden CDS değerinde yüzde 11’lik düşüş gerçekleşti ve 366 bp seviyesine dek geriledi. Böylece hem gelişmekte olan ülkeler sepetini CDS nezdinde yakalamış oldu hem de normalleşme çabalarına karşılık vermiş oldu. Kaderin ilginç bir cilvesi ki yine bir Enfl asyon Raporu sunumu haftasında Türk CDS’indeki seyir dikkat çeker şekilde aşağı yönde gerçekleşti. Bu, aynı zamanda, TCMB’den gelen mesajlara da yabancı yatırımcı cephesindeki pozitif yönlü tepkinin devamına işaret eder bir teyit.
Son olarak, Türk tahvil faizlerindeki yukarı yönlü seyri de dikkate almak gerekiyor. Para politikasında atılan oldukça gecikmeli ve fakat doğru adımlar, kurulan sağlıklı iletişim ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya paralel aktarım mekanizmasındaki kuvvetlenme, regülasyonlardaki hafifl emeyi takiben buranın da normalleşmesinin yolunu açtı-açıyor. 10y vadeli tahvilde yüzde 30, 2y vadelide yüzde 35’in üzerindeki seyir bir noktanın ardından önce yerli, devamında ise yabancı nezdinde mutlaka karşılık bulacaktır. Yine unuttuğumuz, görmek istediğimiz gelişmelerden birisinin arefesinde olmak orta vadeli yaklaşım tarzı için mutlak surette dikkate alınması gereken bir detay. Gerçek yatırımcı davranışı için.