Fed’in ardından-3: Hangi karmaşa?

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Haziran ayı ortasında gerçekleştirilen FOMC toplantısının ardından geleceğe dair fikir çatısını daha sağlam kurabilmek adına sesli düşünmeye devam ediyoruz. Zaten doğrusu da bu. Ortada artık adına belirsizlik demeli yoksa karmaşa olarak mı nitelendirmeli net olmayan bir şeyler var. Hikayenin net kısmı var, orası ayrı ve fakat hala daha arayışta olan farklı bir kısım da var.

Genel kabul görmüş gerçek konumundakilerden ilerleyelim: Mesela, Fed’in varlık alım programında azaltım yönlü adım atacağı düşüncesi. Artık neredeyse itiraz yok. Pozisyonlanmaların önemli bir kısmı da bu beklenti ekseninde gerçekleştirilmiş durumda. Belki tekrara düşmek gibi olacak ama yineleyeyim: Henüz Ocak-Mart geçiş sürecindeki sertlikte bir pozisyon ayarlaması söz konusu değil. Neden? Gayet net: Biraz iletişim, biraz portföylerin daha nötr bir hal alması, biraz da resmin netleşmesi.

İlerleyelim. Başlıktaki soruyu genişletmeye çalışalım: Hangi karmaşa? Şu ana dek kısmen de olsa beklentilerin daha net bir hal aldığından söz etsek de henüz bu durumun fiyatlamalara yansıması söz konusu değil. Nasıl mı? Fed’in önümüze koyduğu yol haritası -ki buna biz Dot Plot diyoruz- 2023 yılı sonunda bugüne kıyasla daha yüksek bir faiz patikasına işaret ederken, Eylül ayı toplantısının en önemli ve bir o kadar da gözden kaçan ayrıntısı 2024 yılına dair beklenti setinin de açıklanacak olması. Yani, faizlerde daha yüksek seviyelerim karşımıza çıkma durumu 2023’ün yanında bir sonraki yıl için de geçerli. Oldukça yüksek bir ihtimal. Öte yandan beklentiler ve fiyatlamalar arasındaki karmaşa tam da bu noktada karşımıza çıkıyor. Mesela cuma günü açıklanan ABD Haziran ayı istihdam piyasası verilerini ele alalım. Sektörlerin yüzde 66’sına yayılan bir artış ve pozitif eğilimin yanında son 10 ayın en yüksek istihdamı rakamı bizi karşılıyor. Olumlu mu? Gayet net, evet. Muhtemeldir ki Başkan Powell’ın da sık sık altınız çizdiği “gelecek aylarda istihdam piyasasındaki toparlanmanın hızlanma ihtimali” durumunun ilk aşamasını haziran ayı ile birlikte karşılamış olduk. Peki ya karmaşa bunun neresinde?

Beklentiler ve fiyatlamaların uyuşmazlığı var. Her ne kadar spekülatörlerin son 2 hafta içerisinde 8 milyar dolarlık uzun yönlü Amerikan Doları pozisyonlanması içerisine girdiği gerçeğini öğrenmiş olsak da bunun ne kadarının Fed ne kadarının ay ve çeyrek sonu işlemlerinden kaynaklandığını net şekilde anlatmak kolay değil. Demek ki zaman ve etkileri diye ayrı bir başlık üzerinden de gitmek gerek. Diğer yandan 9 haftalık kısa yönlü USD pozisyonlanmasının yarısından fazlası 2 hafta içerisinde kapatılmasına rağmen genele yayılır bir Amerikan doları değer kazancı durumundan da ciddi anlamda söz etmek mümkün değil. Majör FX çaprazları dışında süreç şu aşamada sorun çıkaracak ölçek patikasına ulaşamasa da soru işaretleri oldukça yüksek.

Görünen o ki temmuz-ağustos ayları gelecek dönem beklentileri açısından farklı birçok başlığı konuştuğumuz bir süreç olacak. Listenin ilk sırasında hafta ortasında açıklanacak olan FOMC tutanakları yer alıyor. Detaylarda katılımcıların faiz, enflasyon ve varlık alım programına dair yaptıkları tartışmaları arayacağız. Devamında ise meşhur ‘tapering’ ilanı ve takvimi takip edilecek. Bu esnada fiyatlamalar açısından likiditedeki oynaklık gibi mevsimsel etkileri de izleyeceğiz.

Tüm yazılarını göster