FOMC toplantısı sonrasında paylaşılan açıklamaya geçmeden önce bir kaç noktaya değinmek istiyorum. Fed'in varlık alımlarını azaltması elbette önemli. Günün sonunda Fed fiyat duyarlılığı olmayan bir alıcı ve böyle bir alıcı her boğa piyasası için baş tacıdır. Fiyatın yüksek seviyelerde olmasına bakmaksızın alım yapan bir aktörden bahsediyoruz. Ancak bu büyüklükte bir oyuncu aynı zamanda fiyat oluşum mekanizmasını da bozar. Nitekim enflasyona endeksli bonolarda da yoğun şekilde alımlarda bulunduğu için bu piyasanın ne kadar gerçekçi sinyaller verdiği bir süredir tartışılıyor. İkinci bir nokta ise realite. İşlerin iyiye gittiğini var sayıyorsanız Fed'in varlık alımlarını azaltması sıkılaştırma olarak kabul edilemez. Zira kredi piyasasının canlanması için reel ekonomi canlı olmalıdır . Kriz dönemlerinde kredi musluklarını kapatan bankalar "sıkılaştırır" ,büyüme dönemlerinde "gevşetir". Üçüncü nokta Çarşamba günü toplantıdan hemen önce çıkan bir haber. ABD Hazinesinin borçlanma miktarında önceki dönem ortalamalarına göre gerileme olacağı. Bu konuya daha önce de değinmiştim, evet Fed varlık alımlarını azaltıyor ancak Hazine de borçlanmasını düşürüyor. Yani nette bir süre daha Fed piyasayı destekliyor olacak. Ve son olarak Fed uzun süredir ters repolarla piyasadan 1tr dolar civarında likidite çekiyor.
Açıklamaya gelirsek, Fed daha önce geçici olduğunu iddia ettiği enflasyonu "geçici olduğunu beklediğimiz" şekilde tanımlamış. Bu mahcup bir kabul olsa da henüz görüş değişikliği söz konusu değil. Arz talep dengesizliği (sadece arz sorunları değil yani) faktörlerden bir tanesi. Arz sorunlarının çözülmesi ile beraber enflasyon baskısında da azalma bekleniyor. Bu gelişmeler ışığında miktar sabit olmamak kaydı ile herkesin beklediği gibi 15 bn dolarlık indirime karar verilmiş. Miktarın değiştirilebilir özelliği kötü günler için olabileceği kadar enflasyona karşı bir silah olarak da okunmalı. İndirimin hızlanması faiz beklentilerini de değiştirecektir. Bu satırlar yazılırken FOMC toplantısının piyasalar üzerinde fazla bir etkisi olmadığını gördük. Her şeyden önce 2013-15 vakıasında Fed beklenmedik bir anda varlık azaltmaktan bahsetmiş ve tüm merkez bankalarından önce harekete geçmişti. Oysa dün toplantından bir kaç saat önce Polonya Merkez Bankası enflasyona izin vermeyeceklerini açıklayarak sürpriz bir oran olan 75 baz faiz artışına gitti. Diğer pek çok merkez bankası da Fed’den daha önce kriz dönemi uygulamalarını sonlandırmış durumdalar. Dolayısı ile “davul zurna” ile açıklanan varlık azaltımının fazla bir etkisi olmamasına şaşırmamamız gerekiyor.
Peki Fed’in enflasyon beklentisi realist mi? Daha önceki yıllarda enflasyon Fed beklentilerinin altında kalırken şimdi de üstünde seyrediyor. Dolayısı ile Fed’in enflasyon konusunda piyasadan daha üstün bir tahmin kuvveti olduğunu söyleyemeyiz. Ancak enflasyonu düşüreceğine inandığı tedarik zincirlerinde sorunun çözülmesi elbette realist bir beklenti. Öte yandan tüm baskının tedarik zinciri ve ham madde fiyatlarından kaynaklanmadığını da görüyoruz. Özellikle son aylarda konut/kira ve ücretlerde görülen yükselişler enflasyonu besleme potansiyeline sahip gelişmeler. Bu nedenle dönem dönem piyasanın Fed’i test edeceğini göreceğiz.
Son bir not: bir kaç yıl önce yerel para birimleri ile ticaret konusu yoğun olarak tartışılıyordu. Benim de içinde bulunduğum bir grup gelişmekte olan ülkelerin dinamikleri nedeni ile bunun olmayacağını, olsa bile ikinci aşamada elinde fazla olan ülkenin yine ABD tahvillerine yatırım yapacağını savunuyordu. Bugün TL’nin yaşadığı değer kaybı göz önüne alındığında bu tartışmanın neticelendiğini de söylemek mümkün diye düşünüyorum. Dolar kendisi tahtta oturmuyor gelişmekte olan ülkeler onu orada tutuyor.