ABD hisseleri pandemi sonrası en sert satış dalgası ile karşı karşıya. Fed’in 26 Ocak FOMC toplantısında faiz artışı ve miktarsal sıkılaşma konularında şahin mesajlar vereceği endişesi yatırımcıları acil çıkış kapısına yönlendiriyor.
S&P zirvesine göre yüzde 8 gerileyerek 200 günlük ortalamasının altına geriledi. En büyük beş teknoloji hissesi sene başından beri yüzde 13 kayıpla satış dalgasında öncü konumda. Yarı iletkenler, isteğe bağlı tüketim ve sağlık hisseleri en çok dayak yiyenler arasında.
Geçmiş tecrübe, ABD hisselerinde yüzde 7’nin üzerindeki gerilemelerin alış fırsatı olarak kullanıldığını gösteriyor. Ancak bu kez eldeki reçete işe yaramadı. Borsadaki gerilemeleri alış fırsatı olarak gören yatırımcılar hafta boyunca hırpalandı.
Seneye güçlü başlayan Türkiye hisseleri ABD hisselerindeki satış dalgasıyla kazancının yarısına yakınını geri verdi. Buna rağmen MSCI Türkiye sene başıdan beri yüzde 6 getiri ile en iyi gelişmekte olan Avrupa borsaları arasında yer alıyor.
Türkiye varlıkları son dönemde dünyadan çok kendi iç dinamikleriyle belirleniyor. Kurdaki yükselişin ve enflasyonun ekonomide dışa dönük dengelenme ile kalıcı olarak kontrol altına alınacağını savunan yeni modelin tutup tutmayacağı borsanın uzun vadeli performansı konusunda belirleyici olacak.
Ancak kısa vadede dünya ile korelasyonumuz yüksek olmaya devam edecek. Geçmiş veri, Türkiye varlıklarının ABD kaynaklı şoklara karşı kırılgan olduğunu gösteriyor.
Küresel kriz sonrasında uzun vadeli ABD faizlerinin arttığı 8 dönemin altısında MSCI Türkiye dolar bazında değer kaybediyor. Türk lirası sekiz dönemin beşinde değer kaybediyor.
Bu kez farklı olur mu? Zor gözüküyor. Gelişmekte olan ülkeler ve bazı gelişmiş ülkeler faiz artırırken biz kısa vadeli faizleri indiren ve kuru kamu garantisi ile tutmaya çalışan bir politika uyguluyoruz.
ABD tahvil faizlerindeki artış doların küresel olarak güçlenmesine yol açarsa küresel dalgadan gelişmekte olan piyasalara göre daha olumsuz etkileniriz.
Bu zorlu konjonktüre rağmen orta vadede Borsa İstanbul için iyimseriz. Enflasyonun yıl içi yüzde 50’ye ulaşabileceği, yılsonunda yüzde 35 civarında kapattığı ve faizlerin düşük kaldığı bir senaryoda hisse senetleri reel varlık olarak yatırımcılara iyi bir koruma sağlayacak. Reel olarak borsanın getirisi düşük kalabilir. Ancak 2022 yılında hisse senetlerinin Türk lirası mevduat ve tahvillere göre daha iyi getiri sağlayacağına inanıyoruz.