Fed sonrası algı

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Geride kalan hafta içerisinde Fed’in 9-10 Haziran tarihlerinde gerçekleştirdiği FOMC toplantılarını her zaman olduğu üzere yakından takip ettik. Öncesindeki süreçte sessiz gibi görünen bir beklenti ortamı olduğu düşünülse de sonrası pek de öyle olmadı. Zira adı üstünde: Beklenti ortamı.

Herkesin aklından geçenler ve duymak istedikleriyle karşılaştıkları farklı algılamalara neden oluyor. Mesela ben toplantının öne çıkan başlıklarını dört konu olarak sıralamış ve bunlar hakkında ne düşündüklerini merak ediyordum. Ayrıca, genel Fed duruşunun da değişeceği kanaatinde değildim. Kamuoyuna açıklanan toplantı metni ve Başkan Powell’ın verdiği mesajlar çoğunlukla beni ikna etti. Ancak, finans piyasaları benden ibaret değil ve bu dünyanın beklentileri ile gerçekleşmeler arasındaki makasın açık olduğu ortam ciddi oynaklık artışı anlamına geliyor. Öyle de oldu.

Benim aklımdan geçenlerle başlayalım isterseniz. Dedim ya, dört başlık altında beklentilerimi sıralamıştım. Öncelikle normal takviminde işleyiş görme şansımız olsaydı eğer Fed’in 2020 ve sonrasına dair makro projeksiyonlarını mart ayı toplantısının ardından öğrenecektik. Öyle olmadı. Neden? Pandeminin yarattığı “kusursuz belirsizlik ortamı” tahmin yürütmenin zorluğu ile birleşti. Başka ne oldu? Göz ardı edilen diğer önemli detay ise yine hafta içerisinde 11 Haziran işlemleri ile yakından tecrübe edilmiş bir konu: Makro tahminlerin yaratması muhtemel piyasa oynaklığı riski. Oldu mu? Oldu.

Devam edelim. Dört başlık üzerinden Fed’in ne düşündüğünü öğrenmek istiyordum. Öncelikle makro projeksiyonları ve 2020 yılı için ABD ekonomisi hakkında ne düşündükleri önemliydi. Kendi beyanlarından oluşan medyan ortalamada ABD’nin 2020 yılı içerisinde yüzde 6.5 daralmasını bekliyorlar. Genel piyasa konsensüsüne yakın demek mümkün. Hatta biraz üstünde bile sayılabilirler. Öte yandan gerçekçi davranmaya çalışmışlar. Enflasyonda hedeflerinden uzaklaşma, işsizlikte ise bugün olunan seviyelerin biraz daha altında ancak şubat rakamının yaklaşık 5 puan üstünde yılı yüzde 9.3 ile kapatacaklarını düşünüyorlar. Projeksiyonları içerisindeki 2022 sonuna dek istihdam piyasası görünümü pandemi öncesi dönemdeki noktasına ulaşamıyor. Keza fiyat istikrarı açısından da yüzde 2’nin aşağısında (yüzde 1.7) kalıyorlar. Bir önemli detay daha: Ağırlıklı belirsizlikler kaynaklı olduğunu düşündüğüm nedenden dolayı uzun vadeli beklentilerini de büyümedeki 0.1 puanlık aşağı yönlü revizyon dışında (Aralık 2019’a kıyasla) değiştirmeyi tercih etmemişler. Bu konuya iki farklı noktadan bakmak mümkün. i) Pandeminin ABD ekonomisinde yapısal tahribata neden olduklarını düşünmüyorlar. ii) Pandeminin ABD ekonomisinde yarattığı/ yaratacağı yapısal tahribatı henüz ölçümleyecek kadar yeterli kanıta sahip değiller. Ben ikinci seçeneğe daha yakın duruyorum. Dikkat: Olmuştur ya da olacaktır demekten ziyade bekle-gör düşüncesini öne çıkarmanın daha doğru olduğuna inanıyorum.

İlerleyelim. Diğer ikinci konu varlık alım programına dair günlük bazda ortalama rakam olarak açıklanan düzenden daha önceki QE dönemlerinde olduğu üzere aylık sabit programa geçişin duyurusu ihtimaliydi. Tam olarak bu şekilde gelmedi ancak Fed’in bize kısa vade açısından bir yol haritası sunduğunu gördük. FOMC metnine eklenen ifade ile en az mevcut alım seviyeleri ile devam edileceği ve gelecek dönemde artırım yapılacağı söylendi. Anlamı şu: Fed olarak piyasa fonksiyonlarının düzeldiğini gördük, alım seviyelerimizi sessiz sedasız azaltarak 75 milyar dolardan 4 milyar dolara kadar düşürdük. Ancak, daha fazla ilerlemeyi düşünmüyoruz. Yani, yaklaşık 80 milyar dolar Hazine kağıdı, 40 milyar dolar kadar da MBS alımlarına devam edilecek.

Üçüncü konu, sözle yönlendirmede net bir duruş sergilenir ve çıpalama yapılır mı başlığıydı. Yapılmadı. Takvime ya da verilere bağlı bir şekilde para politikasının belirleneceği yönlendirmesine gidilmedi. Burada da belirsizliklerin etkili olduğu ve herhangi bir değişikliğin finansal koşullar başta olmak üzere diğer dinamikleri terse çevirme potansiyeli taşıdığını değerlendirmeleri oldukça yüksek. Bence fena da yapmadılar.

Son konu ise şimdilerin meşhur başlığı olan getiri eğrisi kontrolüydü. Sürpriz bir şekilde bizzat Başkan Powell tarafından konunun gündeme getirildiğini gördük. Toplantıda tartıştıklarını, geçmişe baktıklarını ve değerlendirmeler aldıklarını, gelecek toplantılarda da bu şekilde hareket edeceklerini söyledi. Yani, konuya mesafeli değiller. Doğruyu yanlışı tartışmaya çalışıyorlar. Olması gereken de bu.

Net/net baktığımızda finansal piyasalarda görülen oynaklığın nedeni olarak sadece Fed’e kabahati yıkmanın kolaycılık olduğu kanaatindeyim. i) Gecikmeli düzeltme isteği ii) Artan çarpan oranları iii) Pandeminin ekonomilerde yeniden açılış süreci ile birlikte taşıdığı riskler gibi artırması muhtemel farklı başlıkların süreci tetiklediği kanaatindeyim. Henüz somut bir değerlendirme yapmak için de oldukça erken. Yukarıda sıraladığım dört başlığın birincisi gerçekleştiğinden diğer üçüne yönelik adımların eylül toplantısında geleceğini düşünüyorum. Fed’in iletişimi ve şeffaflığı şu anda kriz yönetimi sürecine yakışır ölçekte. Herkes koşmaya çalışırken onlar soluklanıp izleme gayretindeler. Yine hafta içerisinde tecrübe ettiklerimiz gösterdi ki temel anlamda zeminin kaygan olma durumunda kalıcı bir değişiklik yok.

Tüm yazılarını göster