Fed toplantısı piyasalar açısından çok yeni bir hikaye yaratmasa da açıklanan ekonomik beklentiler ve faiz artış tahminleri ilginç detaylar içeriyordu. Toplantı sonrası yayınlanan açıklama metninde ekonomik destek paketlerinden ve piyasada görülen toparlanmadan bahsedilmiyordu. Tam olarak para politikası alanına girmedikleri için makul görülebilir. Ancak beklentilerde yapılan revizyonlarda paket kendisini hemen gösteriyor.
Aralık ayında paylaşılan dokümanda 2021 yılı büyüme tahmini yüzde 4,2 olarak verilmişti, dün yüzde 6,5’e revize edilmiş. Bu elbette 1.9 trilyon dolarlık paketin devreye girmesi ile yapılan bir revizyon. Kamu harcamaları içinde bulunduğumuz dönem gibi dönemlerde sadece tüketimi destekler nitelikte ise uzun vadeli büyüme dinamiklerini değiştiremez. Verimlilik artışı sağlayacak alt yapı harcamaları veya iş gücünün eğitim seviyesini yükseltecek adımlar ise uzun vadeli büyüme dinamiklerinde kökten değişime neden olabilir. Ancak dün gördük ki Fed, haklı olarak, uzun vadeli büyüme beklentisini yüzde 1,8’de sabit tuttuğu gibi 2023 için daha önce yüzde 2,4 olarak ön gördüğü büyüme oranını yüzde 2,2’ye düşürmüş. Yani Fed paketin etkisini kısa vadeli ve geçici olarak görüyor. Gerçek anlamda fark yaratan gelişme yeşil ekonomiye geçiş yatırımları ile yaşanabilir.
İkinci bir revizyon ise elbette büyümeye paralel işsizlik oranında geldi. Aralık toplantısında yüzde 5 olarak öngörülen 2021 işsizlik oranı yüzde 4,5 olurken 2023’te oran yüzde 3,5’e düşüyor. Daha önceki yıllarda olsak bu seviyelerin ücret artışlarını ve dolayısı ile Fed faiz artışlarını tetikleyecek seviyeler olduğunu tartışabilirdik. Ancak “yeni” Fed işsizlik oranının çok yetersiz bir gösterge olduğunu düşünüyor. Sadece oranda düşüş değil katılımda, ücretlerde ve hatta azınlıkların istihdam durumunda bile net düzelmeler olmadan harekete geçmeyeceğini Başkan Powell da birkaç kez ifade etti. “Eski” Fed enflasyon ve enflasyon beklentileri yukarı hareketlendiğinde kaşlarını kaldırır ve yüzde 2 seviyesini takip ederdi. Ardından da gerekirse faiz artışına başlardı. Ağustos 2020’de temelleri atılan “yeni” Fed ise ortalama enflasyon stratejisine geçi yaptı. Yani 2020 yılında yüzde 2 seviyesinin altında kalan enflasyon 2021 yılında telafi edilecek. Bu nedenle dün açıklanan yüzde 2,2’lik çekirdek enflasyon beklentisi Fed için pek anlam taşımadığı gibi kalıcı da değil. 2022 ve 23 yıllarında yüzde 2’nin üzerinde kalması durumunda 2023’te faiz artışı gelecek. Tüm bu beklentiler kendi içinde tutarlı olsa da piyasanın şüpheleri var. Emtia ve lojistik kaynaklı maliyet artışları ki Fed veya herhangi bir merkez bankası bu konuda fazla bir şey yapamaz, iflaslar kaynaklı arz daralması ve kamu destekleri neticesinde mevduatlarda biriken 3 trilyon doların harcamaya dönme ihtimali enflasyon tartışmalarını büyütüyor.
Öyle ki aniden hızlanacak bir enflasyonu ciddiye almayan Fed gecikmeli olarak müdahaleye kalkıştığında ekonomi ve piyasalarda ciddi bir depremi tetiklemek zorunda kalabilir. Şimdilik erken bir tartışma olabilir ancak pek çok uzmanın belirttiği gibi aşırı gevşek finansal koşullar nedeni ile her şeyin bir anda fiyatlandığı bir ortamda kendimizi bulma ihtimali de düşük değil.