Fast track

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Showroom’larda araç yok, fakat araç satış adetleri nasıl halen yüksek adetlerde, sorusunun açıklaması çok basit; markalar, önceden kaparo yatırmış müşterilere getirebildikleri araçları teslim ediyor…             

Yeni istekler için de, gelecek aylara doğru listeler oluşturuluyor… Yani, yetkili satıcının kapısından girip, hazırda duran aracı beğenip almak, şimdilik pek mümkün değil… O sebeple, yeni müşteriler, siparişlerini vermek istediklerinde “en erken” üç ay sonraki tarihe sıraya girebiliyorlar…           

Parça tedariği gibi malum sebeplerle üretimler yavaşlamış, bir de üstüne lojistik sıkıntıları eklenmişti… Daha az üretim ve gecikmeli nakliye yüzünden markalar da, ana pazarlarına bile öncelik veremeyip, ikincil ülkelerin taleplerine yeterli adetleri zaten sunamıyorlardı; ki bu sorun halen devam ediyor…         

Ancak, bu durumda “erken teslimat” mümkün olamaz mı, müşterilerin fahiş spot piyasasına gitmesine gerek duymayacakları seçenekler yaratılamaz mı?..              

Almanya’da bile teslimat sürelerinde ciddi rötarlar yaşanıyor… Fakat, bizdeki gibi “sıfırları daha yoldayken alıp, ikinci el gibi gösterip daha yüksek fiyata satmaya çalışan uyanıklar”ın telaşı orada yok. Çünkü, yeni otomobil bekleme süresini kısaltmak isteyenlere bir kampanya çıkaran Renault gibi markaların ilginç fikirleri, karaborsanın önünü kesilebiliyor…               

Ancak, 400 Euro ve daha fazlasına ek bir ücret karşılığında isteyen müşteriler, araçlarını 30 gün içinde alabilecekler. Elbette, bu imkan, tüm modeller için değil, Captur ve Arkana gibi bazı popüler modellerin çok rağbet gören motor ve aksesuar paketleri için başlatıldı.              

Bu teklife de “Fast Track” ismi verilmiş. Oralarda ekstra vergiler gibi yükler olmamasıyla tercihler, hibrit ve büyük jantlı yüksek donanımlarda yoğunlaştığı için; Renault Almanya teşkilatı da, bu fırsatı oldukça kârlı görerek memnuniyetle karşılamış. Üstelik, kurulan sistemle Almanya genelinde mevcuda giren tüm araçlar, bayilerde gerçek zamanlı olarak aranabiliyor ve rezerve edilebiliyor. Hatta, gövde renkleri için bile üç renk arasında seçim yapılabiliyor. Kısaca, ekstra ödeyebilene, normal üretim planı haricinde ekstra üretim yapılıp, herkesin kazanacağı şekilde gönderiliyor. Normal teslimat tarihini bekleyen sıradakinin hakkından da çalınmıyor.                

Halen devam ediyor mu, bilmiyorum; fakat eski günlerde Otomarsan’dan Mercedes-Benz Türk’e geçilen yıllarda otobüslerin iki yıl sonraki üretimi için de sıralar oluşturulur ve sonra ihtiyacı olana sıra sahibi yerini, üretimdeki hakkını belli bir ücret karşılığında devrederdi… 70’lerin sonu ve 80’lerde de Aksaray’da; Tofaş’ın ve diğer yerli üreticilerin otomobillerini büyük adetlerde almış ve çok uzun teslimat sürelerini beklemek istemeyenlere neredeyse iki üç misline satış yapmış galerileri de unutmayalım… Fakat, tüm bunlar gayriresmiydi…           

Araçların bollaşacağı günlere kadar “resmi” kısa teslimat süresi ekstrasını, bir çok müşteri göze alabilecektir. Normal şartlardaki rezervasyonda dövizin vesairenin sabitlenmediğini düşündüğümüzde, herkes için avantajlı olacaktır.         

Türkiye’deki markalar da, “sıramı verdiniz” kavgalarını engelleyebilecekleri şeffaf bir sistemle bu “ekstra” kârlı üretimler için merkezlerini ikna etmeliler.

Tüm yazılarını göster