Yıllık tüketici enflasyonu beklenen düzeyde gerçekleşti. Noktadan sonra iki haneye kadar şöyle: Yüzde 75,45. Uygulanmakta olan program oldukça eksik; sadece makroekonomik istikrarı sağlamaya yönelik bazı adımlar var. Onun da bütçe açığı kısmında önemli sorunlarla karşı karşıyayız. 2021 Eylül’ündeki gibi saçma ve de çok maliyetli yeni bir deneye kalkışılmazsa, program bu haliyle bile enflasyonda belirgin bir düşüş sağlayacak. 2024 sonu için hedef olduğu söylenen yüzde 38 düzeyine inmese bile yüzde 40’ın biraz üzerinde gerçekleşirse önemli bir yol alınmış olacak. Elbette bu da çok yüksek olacak ama yüzde 75 ile karşılaştırıldığında sevineceğimiz açık. Sonrası ise ne tür ek adımlar atılacağına bağlı.
2025 sonu hedefine (yüzde 14) ulaşmak için sadece para politikasının düzgün olması ve bütçe açığının kontrol altına alınması yetmez. Güven sağlayıcı ek önlemlere ihtiyaç var. Özellikle de her istenildiğinde Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilemeyeceği bir Merkez Bankası yasasına, ihale yasasının sil baştan yazılmasına ve TÜİK’in açıkladığı istatistiklere güveni artıracak bir düzenlemeye.
Sonuncusu üzerinde biraz durmak istiyorum bugün. Her enflasyon verisi açıklandığında çeşitli kurumların farklı ölçümleri kafaları karıştırıyor. Özellikle Eylül 2021 - Mayıs 2023 arasında olan bitenler bu kafa karışıklığı için uygun bir ortam hazırladı. Aradan bir yıl geçti ve özellikle enflasyon verilerindeki anomali azaldı. Yine de ölçümlerde önemli farklılıklar var. Mesela en az altı adet farklı gıda enflasyonu ölçümü Mayıs 2023 için aylık gıda enflasyonunu şöyle ölçüyorlar (yüzde): Türk-İş: 7,02; CEFIS: 5,37; ENAG: 3,66; İTO: 2,35; TÜİK: 1,69 ve TEPAV: 0.75. Açık ki farklar büyük. Neden?
Ekrem Cunedioğlu ve Gülbin Şahinbeyoğlu pazartesi günü bir rapor yayınladılar (TEPAV’ın web sayfasından ulaşılabilinir). Rapor bu soruya cevap arıyor. Farklılıklar şu ana başlıklarla ele alınıyor: Alternatif gıda fiyat endekslerinin ağırlık yapısı. Fiyat verilerinin kazındığı web sitelerinin farklılığı. Veri derleme sıklığı. Mevsimsel ürünlerin sezon dışındaki fiyatlarının endekse nasıl dahil edildikleri. Bu başlıklarda yer alan unsurların nasıl ele alındıkları, enflasyon ölçümleri arasındaki farkların önemli bir kısmını açıklamaya aday görünüyor. Dikkat ederseniz bunlar tümüyle teknik nedenler. Rapordaki saptamanın gıda enflasyonu için olduğunu vurgulamakta yarar var. Başka araştırmacılar özellikle giyim alt grubunda hala önemli sorunlara dikkat çekmeye devam ediyorlar.
Hal böyle olunca, bir yandan TÜİK’in kurumsal yapısını değiştirmeye yönelik adımların atılmasının diğer yandan da yakın geçmişte açıkladığı verilerin TÜİK uzmanlarıyla birlikte çalışacak bağımsız bir uzman grubunca gözden geçirilmesinin yararlı olacağı açık. Tamamen güven sağlamaya yönelik bir adım. Yapılır mı? Sanmıyorum. Siyaseten zor bir iş çünkü. Öte yandan da bazı yapısal reformların tasarımın ne kadar kolay olduğunu gösteren bir öneri. Benzer adımlar atılmadıkça bu konu bir süre daha gündemde kalacağa benziyor.