FAO Acil Durumlar ve Dayanıklılık Bölümü Direktörü Dominique Burgeon, “Dünyada 113 milyon insan açlık sınırında yaşıyor ve akut gıda güvensizliği ile savaşıyor. İçinde bulunduğumuz duruma müdahale için bir an önce harekete geçmezsek, yaşamakta olduğumuz salgın; açlık krizine dönüşecek” diyor.
Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) verilerine göre, dünyada 113 milyon insan açlık sınırında yaşıyor ve var olan şok ve krizler nedeniyle şiddetli akut gıda güvensizliği ile savaşıyor. FAO Acil Durumlar ve Dayanıklılık Bölümü Direktörü Dominique Burgeon’un yorumlarına göre, bu duruma müdahale için bir an önce harekete geçmezsek, yaşamakta olduğumuz salgın; açlık krizine dönüşecek.
Açlığın pençesindeki 113 milyonun virüsle mücadelede çok sınırlı donanıma sahip olduğunu kaydeden Burgeon, “Açlıkla mücadele eden nüfusun büyük bölümü kırsal alanlarda yaşıyor. Bu insanlar, tarımsal üretim, tarımda mevsimlik işler, balıkçılık veya çobanlıkla yaşamını sürdürüyor. Salgınla mücadele kapsamında uygulanan karantina önlemleri, bu insanların işlerini sekteye uğratıp, pazara erişimlerini engelleyebilecek. Geçim ve gıda sıkıntısı nedeniyle ellerindeki üretim araçlarını ve topraklarını satmak, ekim için saklanan tohumluk ürünleri tüketmek zorunda kalabilirler” diyor. Burgeon’un yorumları şöyle:
Sağlık ihtiyaçları acilken, gıda güvenliğini de göz ardı edemeyiz
“2014 Batı Afrika Ebola salgınında benzer vakalar yaşandı. O da tarımsal piyasa arz zincirlerinde aksamalara neden olmuştu. Çoğu çiftçi ekin yetiştiremedi ya da satamadı. Bu ve buna ek tarımsal iş gücündeki yetersizlikler gıda üretimini etkiledi. Liberya’da çiftçilerin yüzde 47’si tekrar ürün yetiştiremedi. Kısıtlamalar ve marketlerin kapanması gıda ve ihtiyaçların akışını sekteye uğrattı. Ürünlerdeki kıtlık temel emtia fiyatlarında artışa neden oldu. Beslenmeye dair etki ise, daha çok ailelerin alım gücünde yaşanan düşüş ve buna bağlı azalan ekonomik faaliyetler ile gıdaya erişimde düşüş olarak yaşandı. İnsanlar aç kaldı. Bu sebeple 2014 Ebola salgınından alınan dersler net: Sağlık ihtiyaçları acil iken, konunun geçim kaynakları ve gıda güvenliği taraflarını da göz ardı edemeyiz.”
Yaşanan krizin açlık kriziyle daha da karmaşık hale gelme riski var
FAO’nun odak noktası, kırılgan ülkelerdeki enfeksiyonların sayısı arttıkça, hali hazırda kötü beslenen, zayıf ve hastalıklara karşı savunmasız olan kişiler arasında, sağlık krizinin açlık kriziyle daha da karmaşık hale gelmesi ve ‘kriz içinde kriz’ yaşanabilecek olması.
BM sistemi 25 Mart'ta, FAO'nun bağışçılardan kırılgan kırsal nüfusun gıda güvenliğini korumak için 110 milyon dolar istediği bir insani çağrı başlattı. Karar verme konusunda bilgilendirmek için veri toplama ve analizi geliştirmenin yanı sıra, gelirleri ve gıdaya erişimi istikrara kavuşturacak ve geçim kaynaklarını koruyacağız. Bu, küçük çiftçilere ve çobanlara tohum, alet, hayvan yemi ve diğer girdilerle birlikte hayvan sağlığı desteği sağlamak anlamına geliyor, böylece aileleri ve toplulukları için yiyecek üretmeye ve gelir elde etmeye devam edebilirler. Ayrıca, hane halkı beslenmesini iyileştirmek ve gelirlerini çeşitlendirmek için tohum ve ev bahçesi kitleri, gıda depolama sistemleri ve kümes hayvanları ve diğer küçük stokları da dağıtacağız. Ailelerin satın alma gücünü dengelemenin temel yollarından biri de nakit enjeksiyonu olacak. Yerel gıda pazarlarının, değer zincirlerinin ve sistemlerin işleyişini çeşitli faaliyetlerle destekleyerek - kırsal, kent çevresi ve kentsel alanlar da dahil olmak üzere - gıda tedarik zincirinin sürekliliğini sağlamak için çalışacağız.”
Kaynaklar sadece hastanelere değil, gıda sistemlerine de gitmeli
“Etiyopya, Kenya ve Somali’de yaklaşık 12 milyon kişi geçtiğimiz Aralık ve Ocak başında çöl çekirgeleri ekinlerine ve otlaklarına saldırmadan önce de kendilerini uzun dönemli ciddi kuraklık ve verimsiz hasat sebebiyle zor durumda buldular. Ayrıca Afrika’da Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Güney Sudan’ın gıda krizi ilan etmelerinden endişeliyiz. Ama hiç bir kıta bu durumdan muaf değil. Afganistan’dan Haiti’ye Suriye’ye ve Myanmar’a kadar COVID-19 riski çatışmaların ve doğal felaketlerin etkilerini daha da şiddetlendiriyor. Bu virüsün sınırlara saygı duymadığını anladık. Eğer kalkınmış ülkelerde onu yendiğimiz halde, yetersiz tıbbi sistemi olan ve insanların açlıktan zaten zayıf olduğu ve hastalığa daha az dayanabileceği daha az kaynaklı ülkelerde kontrolsüz şekilde devam etmesine izin verirsek salgın peşimizi bırakmayacaktır. Bu salgının sonucu olarak insanların geçim kaynaklarını kaybetmelerine izin verirsek, insan sağlığı krizi hafifledikten sonra, halletmemiz gereken önemli sorunlar ile karşılaşabiliriz. Geçim kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kılmak, onları yeniden inşa etmekten hem insani hem de stratejik açıdan daha akıllıca.”
2020 Gıda Krizleri Raporu yayınladı: 55 ülke gıda krizi riski altında
Gıda Krizleri Küresel Ağı tarafından yayınlanan 2020 Küresel Gıda Krizleri Raporu COVID-19 pandemisinin gıda güvencesine etkilerini ortaya koyuyor. COVID-19’un dünya çapında hem sağlık, hem sosyoekonomik açıdan şimdiye kadar görülmemiş bir etki yarattığı belirtilen raporda, daha önce gıda krizinde olan 55 ülkenin ciddi şekilde etkilenebileceği ifade ediliyor. Raporda önümüzdeki 10 yıl “Eylem On Yılı” olarak anılıyor ve 2030’a kadar herkes için sürdürülebilir bir gelecek sağlanmak isteniyorsa küresel uluslararası camianın açlığın temel nedenlerine karşı çabalarını hızlandırmasının şart olduğu vurgulanıyor.
Raporda dikkat çeken başlıklar şöyle:
- 2019 itibariyle 55 ülkede 135 milyon kişi gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde veya daha kötü durumda. Bu kişilerin 73 milyonu Afrika, 43 milyonu Orta Doğu ve Asya, 18,5 milyonu Latin Amerika, 500 bini ise Avrupa’da yaşıyor. Bu sayı 2016’da 48 ülkede 108 milyon kişi düzeyindeydi.
- 47 ülkede 183 milyon kişi gıda güvencesi açısından stres düzeyinde. Stres düzeyinde olan kişilerin 129 milyonu Afrika, 28 milyonu Latin Amerika, 25 milyonu ise Orta Doğu ve Asya’da bulunuyor. 2019’da etkilenen insan sayısı açısından en büyük krizler sırasıyla Yemen, Kongo, Afganistan, Venezuela ve Etyopya’da yaşandı. Güney Sudan ve Yemen’de halkın yarısından fazlasının kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu görüldü.
- Gıda krizi halindeki 55 ülkede 75 milyon çocuk yeterince uzayamazken, 17 milyon çocuk yeterince kilo alamadı.
- 2019’da gıda krizlerinin en önemli nedeni çatışmalar oldu. 22 ülkede 77 milyon insan süregelen çatışmalar nedeniyle gıda krizi yaşarken, 25 ülkede 34 milyon kişi aşırı uçlarda hava şartları, 8 ülkede 24 milyon insan ekonomik şoklar nedeniyle gıdaya erişimde güçlük çekti.
- 2019 ortasında iltica etmek zorunda kalan 20,2 milyon göçmenin yüzde 52’si 8 ülkede ağırlandı. Bu ülkelerin dördü ciddi boyutlarda gıda krizlerine sahne oldu.