Faizde tam “bu ne perhiz” durumu!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Pek sık kullanırız “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” deyimini. Merkez Bankası’nın dünkü faiz kararını ve karara ilişkin açıklamayı okuyunca bu deyimi hatırlamamak mümkün değil.

Merkez Bankası haftalık repo ihale faiz oranını yüzde 11.25’ten yüzde 10.75’e indirdi. Böylece politika faizi son yedi ayda tam 13.25 puan aşağı çekilmiş oldu.

Faizin yarım puan indirilmiş olmasında aslında şaşılacak bir yön yok. Daha önce tek seferde çok daha yüklü indirimler yapılmıştı. Ancak içinde bulunulan koşullara ve Merkez Bankası’nın bu indirimi yaparken dile getirdiği görüşlere bakınca insan şaşırmadan edemiyor.

Mevcut koşulları görüyor ve yaşıyoruz. İlginç olan ise Merkez Bankası'nın da farklı biçimde bu koşullara dikkat çekmesi ama bir yandan da faiz indirmesi.

Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında yapılan açıklamada “İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmekte, yatırımlarda ve istihdamda toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyir sürmektedir”denilerek şu görüşlere yer veriliyor:

“Bununla birlikte kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi makro politika bileşimi açısından önem arz etmektedir.”

Bir önceki paragrafta sadeleştirelim.

Tüketici kredileri çok artıyor diye önlem almaya hazırlanıyoruz. Çünkü bu kredi artışının dış denge ve enflasyon üstünde olumsuz etki yapmasından endişe ediyoruz.

Bir gün krediler artsın, tüketim artsın, diye önlem alıyoruz; aradan kısa bir zaman geçiyor, bu sefer tersini yapıyoruz. Kredi kartlarında taksit sayısını değiştiriyoruz, aynı şekilde cep telefonlarının taksit sayısıyla oynuyoruz.

Ayakları yere sağlam basan bir politikamız yok. Rüzgarda savruluyoruz adeta.

Şimdi bir yandan tüketici kredileri fazla artmasın yaklaşımıyla önlem almaya hazırlanıyoruz ama diğer yandan eş zamanlı olarak faizi düşürüyoruz.

Perhiz ve lahana turşusu benzetmesinde haklı değil miyiz?

Kaygı itirafı ve faiz indirimi

Para Politikası Kurulu açıklamasında adeta yok yok!

“Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel enflasyonun düşük düzeyi gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirmektedir” diyerek bu ülkelerden para geleceği umudunda olduğumuzu ifade ediyoruz.

Ama kaygılıyız da. Bu kez şöyle diyoruz:

“Öte yandan, son dönemde küresel büyümeye ilişkin artan belirsizlikler gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebin ve risk iştahının dalgalı seyretmesine neden olmaktadır.”

Türkiye de gelişen ülkeler grubunda. Yani bizim finansal varlıklarımıza yönelik talep konusunda da kaygımız var, “Ya gelmezlerse” diye.

Kaygı devam ediyor:

“Korumacılık önlemlerinin, küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra son dönemde ortaya çıkan salgın hastalığın (corona virüsü) sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.”

Şimdi bir kez daha soralım. Perhiz ve lahana turşusu benzetmesinde haklı değil miyiz?

“Geçen aya göre ne değişti de faiz daha da indirildi?”

Piyasayı doğal olarak çok yakından izleyen bankacı bir dostumuza sorduk; “Ne diyorsun faiz kararı için” diye.

“Tuhaf ve anlamsız” diye başladı söze:

“Bir önceki Para Politikası Kurulu toplantısı bir ay önceydi. Son bir ayda ne oldu, ne değişti?

Gerçekleşen enflasyon daha mı düşük, hayır tam tersi.

Beklenen enflasyon geriledi mi, hayır artış var.

Merkez Bankası’nın enflasyon tahmini değişti mi, aşağı mı çekildi, hayır.

Henüz oranlara yansımayan ama piyasada gözlenebilen çok olumlu gelişmeler mi söz konusu, yok.

Peki Merkez Bankası’nın geçen ayki toplantı açıklamasında yer verdiği, ama dünkü toplantı açıklamasından çıkarılan riskler mi var, tam tersine; dünkü açıklama metninde çok daha fazla riske işaret ediliyor.

Şu durumda faiz indirmenin nasıl bir mantığı olabilir?"

Virüs, ticareti birkaç hafta daha etkilerse...

Merkez Bankası corona virüsünün yaratacağı etkilerin yakından izlendiğini belirtiyor. Virüs, sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla bir dizi sorun yaratmaya aday.

Bazı sektörlerdeki büyük ölçekli işletmelerin üretiminin Çin’den yedek parça ve ara mal temininde ortaya çıkan aksama yüzünden bir süre sonra tümüyle durabileceğine dikkat çekiliyor. Balkanlardaki bazı firmaların bu yüzden üretimini durdurduğu, aynı sorunla Türkiye’deki firmaların da karşı karşıya kalabileceği vurgulanıyor.

Bu sorun uzun sürerse dış ticaret ve ödemeler dengesi nasıl etkilenir, bunları da düşünmek gerekiyor.

Tüm yazılarını göster