Değerli Dostlar. Herşeyden önce iki gerçeği kabul ederek yola çıkalım:
✔ Faizi yükselterek enflasyonu düşürmek garanti değil
✔ Faizi düşürüp büyümeyi sağlamak da garanti değil
Demek ki mesele ekonomiyi aşırı ısınma ya da soğumadan koruyacak adımları proaktif olarak atmak. Yüksek enflasyonun içine girince çözmek kolay değil. Enflasyonu gizleyip müdahaleye geç kalınmışsa zaten faiz artışlarıyla sadece talebi soğutabiliriz. Bu soğumanın fiyatlara etkisi hemen olmaz. Sabır gerekir.
"Enflasyonla kimse mücadele edemiyor ki, biz en iyisi büyümeye bakalım" diye yola çıkanların sonunda stagflasyonla karşılaştığı da tarihte görülmüş. Yani "enflasyonla mücadeleyi büyümeye feda etmek" gibi bir seçenek yok. İstikrarlı büyümeyi sağlayacak unsur zaten düşük enflasyon. Bu basit bilgileri unutmadan hareket ettiğimizde, yeni bir iktisat teorisi yazmaya gerek kalmadan doğru yolu bulabiliyoruz.
Şimdi enflasyonu düşük gösterme inadının bize yol açtığı zararları anlatayım:
✔ Gelirler hayat pahalılığı karşısında eridi
✔ Faiz olması gereken seviyeye çıkamadı, şimdi hızla çıkacak
✔ Daha yeni yeni açıklanan gerçekçi enflasyon sebebiyle kiralar yine artacak
✔ Maaş ve Ücret zamları "gerçeğe yakın" enflasyona göre bir kez daha düzeltilecek ve işletmeler daha da sıkıntıya girecek, işsizlik tekrar artacak
✔ Döviz kurları açıklanan yeni enflasyon seviyesine göre önünde sonunda düzeltme yapacak
Açıkçası Merkez Bankası'nın son faiz artışının arkasından bu ay da artış beklemek doğal hale geldi. Ancak bu tedavi anlamına gelmiyor. Yaraya neşter atılıyor ki ameliyat başlasın. Aslına bakılırsa ameliyat daha düşük faiz oranlarından o zamanki Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ile başlamıştı ama sabır gösterilmedi. Şimdi daha yüksek seviyelerde bir enflasyon ve faizle boğuşacağız.
Reel faiz hesabını doğru yapamayan bir çoğunluk varken, faizin sonuçları ile alakalı yorumlara fazla kulak asmamanızı tavsiye ediyorum.