Yarın Merkez Bankası'nın faiz kararı gelecek. Bu yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısında neredeyse tüm anketler 250 baz puan indirim geleceğini söylüyor. Ben de bu kanaatteyim. Şöyle bir hesaplama yapalım:
Uluslararası kuruluşların raporlarıyla neredeyse birebir aynı patikada yola devam eden Merkez Bankası için "Yıl sonuna kadar politika faizlerini %30'a indirir" yorumu yapılıyor. Demek ki 8 toplantının sonunda faizlerin 17.5 puan inmesi gerekiyor. "Gerekiyor" diyorum çünkü şu ana kadar Merkez Bankası sadece bizleri şaşırttı. Yabancı finans kuruluşlarını sürekli haklı çıkarıyor.
Merkez Bankası, son cephanesini yılın ikinci yarısı için saklayabilir
Demek ki ocakta %45'e inecek faizler. Sonraki toplantılar mart, nisan, haziran ve temmuz. Buraya kadar %40 seviyesi görülürse, kalan 3 toplantıda bir 500 baz puan iki adet 250 baz puanlık indirim yapmak zorunda kalacak. Dolayısıyla Merkez Bankası yönetiminin temmuz ayına kadar %37,5 veya %35'e indirmesi olasılık dahilinde. Yılın ikinci yarısı büyük belirsizliklerle dolu olduğu için elindeki son cephaneyi burası için saklayabilir.
Ocak ayındaki enflasyon oranlarını şubat ayının başında göreceğimiz için henüz olumsuz bir algı ortaya çıkmadan bu perşembe faiz indirmesine kesin gözüyle bakabiliriz. Ardından mart ayının hemen başında ocak-şubat enflasyon oranlarına bakarak tekrar faiz kararı verecek. Nisanda bir kez daha sonra haziran ve temmuz aylarının sonuna doğru 2 toplantı daha var. Sonbaharda eylül ve ekim, nihayetinde aralık başında son toplantıyı yapacak.
Hayat pahalılığında değişim olmazsa bozuk algı düzelmez
Eğer döviz kurlarını ve TÜFE rakamlarını kontrol etmeyi tam anlamıyla başarırsa, politika faizlerini hiç durmadan düşürmesi olasılık dahilinde. Ancak TÜFE düşse de hayat pahalılığında herhangi bir değişim olmazsa bozuk algı düzelmez. Bu arada kurda kıpırdama olursa döviz cinsinden borçlanmada rekor kıran firmalar bir darbe daha yer. Dolayısıyla bir noktada politika faizleri ile Devlet Borçlanma Kağıtları’nın faizleri hızla ayrışacak gibi gözüküyor. Mevduat faizlerinin de bir seviyeden sonra düşüşü duracaktır. Çünkü yatırımcıya tatminkar faiz vermeden dövize dönüşünü durdurmak mümkün değil. Belki de dövize endeksli ya da döviz borçlanma kağıtları ile çeşitleme yapılacak. Ekonomi yönetiminin elinde iyi çalışılmış bir senaryo değil, "işler tamamen iyi giderse" şeklinde bir temenni dosyası olduğunu tahmin ediyorum.
Belki de Şubat ayının sonunda yaşanacak değişimlerde bazıları bu sebeple sessizce kaybolmayı tercih edecek. Görevler, baskı altındayken doğru karar verme yetisine sahip olanlara verilecek.