ABD ekonomisinde açıklanan veriler büyümenin güçlü olduğunu, enflasyonun gerileme trendinde olduğunu teyit ediyor. İki dünyanın da iyi tarafını veren veri tahvil ve hisse senedinde eşanlı bir yükselişi destekliyor.
Dördüncü çeyrek rakamları mevsimsellikten arındırılmış yıllıklandırılmış yüzde 3,3 büyüme ile ekonominin güçlü olduğunu gösteriyor. Uygulanmakta olan sıkı para politikasına rağmen hanehalkı harcamasını kısmıyor.
PCE fiyat verisi aylık yüzde 0,2, çekirdek fiyat verisi aylık yüzde 0,17 ile enflasyonda gerileme eğiliminin sürdüğüne işaret ediyor. Son altı ayın yıllıklandırıldığı veri yüzde 2 ile Fed’in hedeflediği yere yakın seyrediyor.
Buna rağmen tahvil piyasasının negatif tepki vermesinde arz yönlü sorunlar etkili. Dünya ticaretinin yüzde 12’sinin geçtiği Süveyş kanalı Husilerin saldırısı, yüzde 7’sinin geçtiği Panama kanalı iklimsel nedenler yüzünden sınırlı hizmet veriyor.
Bunun sonucunda petrol fiyatlarında, navlun maliyetlerinde artış, arz zincirinde gecikmeler görülüyor. Bu sorunlar kalıcı hale gelirse 2024 enflasyonunda yıllık 1 puana yakın artışa yol açabilir.
Söz konusu artış enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama alışkanlıklarında bozulmaya yol açmadıkça, Fed ilave sıkılaşmaya gitmez. Ama faiz indirim döngüsünü piyasanın beklediği gibi mayıs ayında değil, yaz aylarında başlatır.
Türkiye örneğinde ABD’nin tam tersi bir tablo görüyoruz. Büyümede ve yeni iş yaratımında yavaşlamaya rağmen, enflasyonun yılın ilk çeyreğinde hızlanması bekleniyor.
Daraltıcı para politikası ile eş anlı uygulanan genişleyici maliye ve gelirler politikası dezenflasyon sürecini yavaşlatıyor. Sıkı para politikasının kalıcı olacağına yönelik şüpheler ve seçim sonrası yapılması beklenen ertelenmiş kamu zamları enflasyon canavarını canlı tutuyor.
Kötümser beklenti ve açgözlü fiyatlama alışkanlıklarının kırılması için Merkez Bankasının faizleri uzun süre (9-12 ay) sabit tutması gerekiyor. Bu süreçte yapılacak ilave ücret artışları beklentileri bozarak enflasyonun kendi kendini besleyen kısır döngüden çıkmasını zorlaştırır.
Fed faiz indirimine başlaması için yıllık enflasyonun yüzde 2,0 patikasına girdiğinden emin olmak istiyor. Türkiye Merkez Bankası da faiz indirimine başlamak için mevsimsellikten arındırılmış aylık ortalama enflasyonun yüzde 2 patikasına girdiğini görmek isteyecektir.