Faiz artışlarının perde arkası

Selçuk Turgay AZAK
Vergi Müfettişi – Ekonomist

Son zamanlarda küresel ekonomide enflasyonun yükselmesi sebebiyle klasik para politikası uygulamaları kapsamında başta ABD ve Euro bölgesi olmak üzere çok sayıda gelişmiş ya da gelişmekte olan ekonomilerde faiz artışına gidildi. ABD faiz artışı konusunda daha hızlı aksiyon aldı ve ardı ardına faiz oranlarını yükseltti. Son gelen açıklamalardan da anlaşılan husus, faiz artışının en azından bir süre daha devam edeceği yönünde… Euro bölgesi faiz artışına başlama noktasında, FED’e göre daha yavaş kaldı ve yeni yeni faiz artış sürecine dahil oldu. Bunun özellikle geciktirildiğini düşünüyorum. Çünkü enerji tedarikinde Euro bölgesinin karşılaştığı sorunlar daha derin ve karmaşık… Yani Euro bölgesi şu anda bir yandan faiz artışı kararı almakta diğer yandan enerji tedarik koridorundaki seçeneksizlik hususunda olağanüstü bir süreç içerisinde... Avrupa Birliğinin Rusya ile yaşadığı siyasi kriz, Euro bölgesine enerji tedarikinin Rusya tarafından azaltılmasına ve olası enerji krizinin beklenmesine sebep oldu. Son gelen haberlere göre Euro bölgesinde enerji tedarikinde yaşanan sıkıntılardan dolayı fabrikalarda üretim yavaşlamasına gidileceği yönünde…

Daha önceki yazılarımızda küresel ekonomilerde enerji krizinden ve belirsizliklerden dolayı ortaya çıkan maliyet artışları ile birlikte enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politikasının önce resesyona sonra da stagflasyona sebep olacağını defalarca vurguladık ki küresel ekonomi yöneticilerinden gelen açıklamalarda bu yönde… En son Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde, 2022 sonu ve 2023 ilk çeyreğinde ekonomik durgunluk beklediklerini ifade etti.

Diğer taraftan faiz artışlarının perde arkasında kalan sebebini şöyle ifade edebiliriz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğu başta enerji olmak üzere girdi ithalatını yoğun bir şekilde gerçekleştirmektedirler. Bu kapsamda ülkelerin sıkı para politikası uygulaması durumunda amaçlanan hususun -ki özellikle Avrupa Merkez Bankasının FED’e karşı yapmak istediği- ulusal paranın diğer para birimleri karşısında nispi değerini artırmak ve döviz kurlarını düşürmek suretiyle ithal girdi maliyetlerini azaltmak olduğu düşüncesindeyiz. Tekrar vurgulamak gerekirse küresel ekonomilerde ortaya çıkan söz konusu faiz artışlarının enflasyonu düşürmenin yanında dış ticarette özellikle bu dönemde tüm ülkelerin gündeminde olan enerji başta olmak üzere girdi ithalat maliyetlerini düşürmek olabileceği kanaatindeyiz. 

Son olarak başta FED ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere faiz artışlarının bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz. Sonrasında ise bu durumun süreklilik kazanmayacağını, ya resesyonun derinleşmesi ya da enflasyon oranının düşürülmesi durumunda faiz artışının önce duracağını ve akabinde tekrar faiz oranlarında indirim sürecinin başlayacağını tahmin ediyoruz.

Tüm yazılarını göster