Merkez Bankası’ndan yarın 150 baz puanlık bir faiz artışı bekliyorum. Yapılması gereken budur. TCMB, Türk Lirası fonlama maliyetini artırıyor. Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini, gecelik fonlama faizi olan yüzde 9,75’e yaklaştırıyor. Hâl böyleyken, yüzde 8,25 olan politika faizinin yüzde 1,5 yükseltilmesi normaldir. Enflasyon oranı yüzde 11,76 olduğu için, ‘‘400-500 baz puanlık bir artış gerekir’’ diyenler de haklıdır. Fakat Merkez yılın son beş ayında talebin düşeceğine inanıyor. Kredi büyümesinin yavaşladığı gözleniyor. İlk hamle olarak 150 baz puanlık artış yapılır. Ek artırımların sinyali verilir. Sonrasında enflasyondaki gelişmelere bakılır.
Döviz kurlarının daha fazla yükselmesini önlemek, teknik olarak faiz artışından ve sözlü yönlendirmeden geçiyor. Yerli yatırımcılara, ‘‘Enflasyon karşısında tasarrufları ezdirmeyeceğiz’’ mesajı verilmelidir. Yatırımcılardan her gün, ‘‘Dolar ve altın almak için uygun seviyeler nedir’’ sorusu geliyor. Alım kararı zaten verilmiş. Yerli yatırımcıların Türk Lirası’na (TL) güveni artırılmalıdır. Dolarizasyon Türkiye ekonomisinin bir gerçeğidir. Ağustos 2018’de bile insanlar TL’den böylesine kaçmıyorlardı. Uzun yıllardır piyasaları takip eden bir finansçı olarak, böyle bir yatırımcı psikolojisine şahit olmadım.
Ekonomi yönetiminin, düşük kur ve düşük faiz politikasından vazgeçtiği görülüyor. Rekabetçi kur vurgusu yapılıyor. Rekabetçi kur, kağıt üzerinde ihracatı destekler. Öte yandan, sürekli artan döviz kurlarından ihracatçı memnun olmaz. Kur hızla yükselince ithalat ve dolayısıyla ithal girdiye dayalı üretim maliyeti artıyor. İhracatçının hammadde ve taşıma maliyetleri yükseliyor. Ekonomideki aktörler kurların belli bir aralıkta hareket etmesini, öngörülebilir olmasını isterler. Yılın kalan bölümünde tüketim harcamaları tarafında TCMB’nin bir tehlike görmediğini belirttim. Ancak kur artışlarının enflasyona geçişkenliğini unutmayalım. Enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi üretimi düşürebilir. İşsizlik artabilir.
Dolar dünyada zayıflarken TL nasıl değer kaybeder yorumu yapılıyor. Dolar; Japon Yeni, Euro ve sterlin gibi majör para birimleri karşısında düştü. Diğer taraftan, TL ile aynı gruptaki para birimleri, dolar karşısında son 2,5 ayda yüzde 8 ila yüzde 14 değer kaybettiler. Türkiye’nin risk priminin artması, gelişen ülke paraları üzerinde satış baskısının olduğu bir döneme denk geldi. Atacağımız adımlarla TL’yi korumalıyız.