Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya’nın iki gün önceki açıklamalarıyla yeni bir tartışma başladı. Şirketler “fahiş kar” peşinde mi?
TÜİK Başkanı “Türkiye'deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken karlardan daha yüksek fahiş karlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var” diyor. Önemli bir açıklama çünkü açıklamayı yapan kişi Türkiye’de 26 bölge ve 81 ilde 608,594 fiyatı derleyerek fiyat endekslerini hesaplayan kurumun başkanı. Bu açıklama karşısında zan altındaki şirketlerin çıkıp kendilerini savunmaları gerekir. Gerçi bu iddiaya cevap bu açıklamadan üç hafta önce farklı bir şekilde yapılmıştı, hem de kapsamlı bir araştırma tarafından.
Haziran ayının son haftasında açıklanan İstanbul Sanayi Odası 500 Büyük Sanayi Kurulu Araştırma sonuçları durumun faklı olduğunu gösteriyor. Buna göre birçok karlılık ve satış büyüklüğünde 2023 yılında nominal bazda yüksek artışlar var ancak enflasyonu dikkate aldığınızda durum değişiyor. Enflasyonda arındırıldığında çok fazla bir şey kalmıyor. Karlılık oranları da nominal artışlar kadar parlak değiller. Faaliyet karı yüzde 40 artışla 937 milyar lira olmuş. Buna karşılık faaliyet karlılığı oranı, 0,3 puan düşüşle yüzde 12,8’den yüzde 12,5’e gerilemiş. Faiz, amortisman ve vergi öncesi karı da yüzde 45,5 artmış, FAVÖK karlılık oranı sadece 0,3 puan artmış. Kar eden kuruluş sayısı bir önceki yıla göre 38 adet düşmüş. Aynı şekilde aktif karlılık oranının da gerilediği görülüyor.
Dolayısıyla bir tür “kral çıplak” durumu yaşanıyor. Yüksek enflasyon, şirket karlarının nominal olarak yüksek oranda artmasına yol açmış; ama enflasyondan arındırıldığında ortada yüksek rakamlar kalmamış. Enflasyon Türkiye’de pek çok şeyi bozduğu gibi bilançolarda da bir bozulmaya yol açtı. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’ın dediği gibi “Artık hepimiz biliyoruz ki yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor. Zaman geçtikçe gerçeklerle yüzleşiyoruz.”
Bazı firmaların fiyatlama davranışları enflasyonun da ötesinde olabilir; fahiş zamlar yapılıyor ve fahiş karlar elde ediliyor olabilir ama bu münferit örneklerin dışında genele bakıldığında enflasyonun şişirici etkisini her alanda görüyoruz. Bunun dışında fahiş fiyat artışı yapanlar elbette vardır ama fahiş fiyat artışlarını takip edip, bu artışları yapanları terbiye etmek için ise zaten görevlendirilmiş otoriteler ve kurumlar bulunmaktadır. Eğer bunlar görevlerini yerine getiremiyorlarsa bu ayrı bir sorundur.
Erdal Bahçıvan’ın dediği gibi İSO 500’ün 2023 sonuçları “finansal istikrardan uzaklaşmanın ilk etkisinin yüksek enflasyon olacağı, enflasyonist bir büyüme yapısının da nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağı” gerçeğini gösteren bir mikro laboratuvardır. Yüksek enflasyon fiyat algılamasını bozar. Nispi fiyat değişimleri ayırt edilemez olur; karar almayı zorlaştırır. Sap ile samanı birbirine karıştırır. Biz de yaşanan da budur.
TÜİK Başkanı Çetinkaya, Türkiye'deki şirket karlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahip olduğuna dikkat çekiyor. “Tavuk mu yumurtadan çıkar? Yoksa yumurta mı tavuktan?” gibi bir açmaz bu. Yüksek enflasyon şirket karlarını şişiriyor, şişen şirket karları enflasyonu şişiriyor. Bunun adı literatürdeki beklentilerdeki bozulma ve geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin güçlenmesidir. Bundan üç yıl önce yüksek enflasyona yol açacak o ilk adımlar atıldığında ekonomistlerin uyardıkları tehlike de tam olarak buydu. O zaman bu uyarılar dikkate alınıp, enflasyon yükselişine yol açan o politika dönüşü yapılmasaydı, Türkiye bugün bu konuları tartışıyor olmayacaktı.